Mısır ve Türkiye..
Ekonomik açıdan ortanın altında bir değere sahip olan ülkede halkın %65'i yoksulluk çekiyor. Tabi bunda ülkedeki siyasi çalkantıların, yakın zamanda gerçekleşen askeri darbenin de etkisi var. Darbeyle başa geçen Mısır Devlet Başkanı Sisi'nin bazı ülkelere ithalat yasağı getirmesi de bu etkenlerden biri.
Türkiye Mısır ilişkilerine baktığımızda ise neredeyse 2013 Mısır askeri darbesinden bu yana ilişkiler tamamen kesintiye uğramış durumda. Türkiye Devletinin, Mısır'ın eski devrik başkanı Muhammed Mursi ile yakınlığı ve devrilmesinin ardından onun ölümünden Sisi'yi sorumlu tutması Mısır'la ilişkileri tamamen koparmıştır. Yine Mısır'ın da misilleme yapar gibi Rum Yönetimi ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz'de tatbikatlara devam etme konusunda anlaşma sağlaması ilişkileri tamamen çıkmaza sokmuştur.
Türk Devleti Mursi ile ilgili tutumunda elbette haklıydı. Elbette yapılan bir zulmün karşısında dik duruş sergilemek şarttı ve biz bunu yaptık. Ancak her zaman söylüyoruz siyasette duygusallık olmaz. Bu durum daha fazla uzatılmamalı.
Siyasette dostluk, ahbaplık, kardeşlik gibi kavramlar her ne kadar kullanılsa da bunlar hep bir siyasi düzlemde yaşanır gelir geçer ve değişkendir. Siyaset arenasında devletin menfaati neyi gerektirirse rüzgar o yöne esmeye başlar. Biz bunu Suriye'nin başındaki insanla da yaşadık. Daha önceleri kardeşim, dostum dediğimiz Beşar Esad ile şimdi düşmanız.
Üstelik Mısır bizim için Suriye gibi değil, Suriye'ye benzemiyor. Ticari açıdan çok önemli. Artık Mısır'la yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Herkesce bilinir ki Sultan Abdülhamid Han'ın politik dehası tartışılmaz. O dönem Osmanlı Devleti'nin en büyük düşmanı İngilizler olduğu halde Sultan onlarla öyle siyasi ilişkiler tesis etmişti ki çok uzun yıllar bu ilişkiler sayesinde onların şerlerini Türk milletinden uzak tutmuştur. Yine diğer bazı Avrupa ülkeleri özellikle Almanya ile de aynı şekilde ince ve dahiyane siyasi, ticari ilişkiler nedeniyle devlete millete zarar vermelerinin önüne geçmiştir.
O dönem İngilizlerin Osmanlı düşmanlığı şu an olsa maalesef bu siyaset anlayışı ile işler yürümez, savaş çıkardı, iki ülke kafa kafaya gelir çarpışmaktan başka çare bulamazdı. O dönemler aleni ve şiddetli bir Osmanlı düşmanlığı sergilenmesine rağmen siyasi manevralarla bu durum uzun yıllar belli bir seviyede tutulmuştur.
Benim şahsi olarak acizane tavsiyem şudur;
İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı, en kısa zamanda Mısır'a bir ziyarette bulmalıdır. Mısır darbesi sonrası ilk tepki Türkiye'den gelmişti, sonrasında halkın gözünde de bu ülke ciddi manada değer kaybetti ve her geçen gün ilişkiler kötüye giderek artık kopma noktasına geldi.
Yine aynı şekilde ilk adımlar Türkiye tarafından atılmalı Mısırla ilişkiler geri kazanılmalı. Bu ülke bizim için ve Ortadoğu ülkeleri için çok önemli bir ülke. Siyasette küslük olmaz, duygusallık olmaz. Ben burada bulunduğum süre içerisinde halka da mikrofon uzattım, sokaktaki adamdan, asker, polis ve farklı kurumlarda çalışan kişilere kadar hepsiyle konuşma fırsatım oldu. Genel olarak Mısır halkının görüşü de benim yazdıklarımı destekler nitelikte. Türkiye-Mısır ilişkilerinin düzelmesini istiyor.
Evet sıkıntılı bir darbe yaşandı ama bu bizim iç işlerimizdir diyorlar ve halk da Sisi'nin yönetimini kabullenmiş durumda. Elbette ekonomi düzelmiş sayılmaz, hala enflasyon yüksek, alım gücü düşük, maaşlara herhangi bir iyileştirme yapılmadı ama halk rejimi kabullenmiş ve Türkiye'nin bu meseleyi kapatıp Mısırla iyi ilişkiler içine girmesi yönünde beklentileri var.
Mısır halkının Türk halkı ile de herhangi bir sorunu yok. Burada havalimanından geçerken de hiçbir zorluk yaşamadan ülkeye giriş-çıkış yapabiliyoruz. Darbe dönemi Mısır'a gittiğimizde durumlar oldukça sıkıntılıydı ancak bunlar artık aşılmış Türklere karşı herhangi bir olumsuz tavır söz konusu değil.
Ben ülkemizin menfaati açısından Devletimizden Mısırla ilişkileri düzeltmesini acizane tavsiye ediyorum ve temenni ediyorum. Mısır gözden çıkarılacak bir ülke değil. En basitinden ilişkileri iyi seviyeye getirdiğimizde ülkemize gelecek olan Mısırlı turist kapasitesini düşünürsek bu bile bizim için ciddi bir kazanç olacaktır.
Artık bazı şeyleri ardımızda bırakıp önümüze bakmamız, siyasi menfaatlerimiz doğrultusunda hareket etmemiz gerekiyor.
Ben devletimizin yakın zamanda Mısır'la ilşkilerini düzelteceğini umuyorum.
Mısır Kahire'den herkese selamlar, hürmetler. Allah'a emanet olunuz !
Görüş, öneri ve yorumlarınızı bana sosyal medya hesaplarım ve ogünhaber.com üzerinden iletebilirsiniz.
Türkiye Mısır ilişkilerine baktığımızda ise neredeyse 2013 Mısır askeri darbesinden bu yana ilişkiler tamamen kesintiye uğramış durumda. Türkiye Devletinin, Mısır'ın eski devrik başkanı Muhammed Mursi ile yakınlığı ve devrilmesinin ardından onun ölümünden Sisi'yi sorumlu tutması Mısır'la ilişkileri tamamen koparmıştır. Yine Mısır'ın da misilleme yapar gibi Rum Yönetimi ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz'de tatbikatlara devam etme konusunda anlaşma sağlaması ilişkileri tamamen çıkmaza sokmuştur.
Türk Devleti Mursi ile ilgili tutumunda elbette haklıydı. Elbette yapılan bir zulmün karşısında dik duruş sergilemek şarttı ve biz bunu yaptık. Ancak her zaman söylüyoruz siyasette duygusallık olmaz. Bu durum daha fazla uzatılmamalı.
Siyasette dostluk, ahbaplık, kardeşlik gibi kavramlar her ne kadar kullanılsa da bunlar hep bir siyasi düzlemde yaşanır gelir geçer ve değişkendir. Siyaset arenasında devletin menfaati neyi gerektirirse rüzgar o yöne esmeye başlar. Biz bunu Suriye'nin başındaki insanla da yaşadık. Daha önceleri kardeşim, dostum dediğimiz Beşar Esad ile şimdi düşmanız.
Üstelik Mısır bizim için Suriye gibi değil, Suriye'ye benzemiyor. Ticari açıdan çok önemli. Artık Mısır'la yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Herkesce bilinir ki Sultan Abdülhamid Han'ın politik dehası tartışılmaz. O dönem Osmanlı Devleti'nin en büyük düşmanı İngilizler olduğu halde Sultan onlarla öyle siyasi ilişkiler tesis etmişti ki çok uzun yıllar bu ilişkiler sayesinde onların şerlerini Türk milletinden uzak tutmuştur. Yine diğer bazı Avrupa ülkeleri özellikle Almanya ile de aynı şekilde ince ve dahiyane siyasi, ticari ilişkiler nedeniyle devlete millete zarar vermelerinin önüne geçmiştir.
O dönem İngilizlerin Osmanlı düşmanlığı şu an olsa maalesef bu siyaset anlayışı ile işler yürümez, savaş çıkardı, iki ülke kafa kafaya gelir çarpışmaktan başka çare bulamazdı. O dönemler aleni ve şiddetli bir Osmanlı düşmanlığı sergilenmesine rağmen siyasi manevralarla bu durum uzun yıllar belli bir seviyede tutulmuştur.
Benim şahsi olarak acizane tavsiyem şudur;
İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı, en kısa zamanda Mısır'a bir ziyarette bulmalıdır. Mısır darbesi sonrası ilk tepki Türkiye'den gelmişti, sonrasında halkın gözünde de bu ülke ciddi manada değer kaybetti ve her geçen gün ilişkiler kötüye giderek artık kopma noktasına geldi.
Yine aynı şekilde ilk adımlar Türkiye tarafından atılmalı Mısırla ilişkiler geri kazanılmalı. Bu ülke bizim için ve Ortadoğu ülkeleri için çok önemli bir ülke. Siyasette küslük olmaz, duygusallık olmaz. Ben burada bulunduğum süre içerisinde halka da mikrofon uzattım, sokaktaki adamdan, asker, polis ve farklı kurumlarda çalışan kişilere kadar hepsiyle konuşma fırsatım oldu. Genel olarak Mısır halkının görüşü de benim yazdıklarımı destekler nitelikte. Türkiye-Mısır ilişkilerinin düzelmesini istiyor.
Evet sıkıntılı bir darbe yaşandı ama bu bizim iç işlerimizdir diyorlar ve halk da Sisi'nin yönetimini kabullenmiş durumda. Elbette ekonomi düzelmiş sayılmaz, hala enflasyon yüksek, alım gücü düşük, maaşlara herhangi bir iyileştirme yapılmadı ama halk rejimi kabullenmiş ve Türkiye'nin bu meseleyi kapatıp Mısırla iyi ilişkiler içine girmesi yönünde beklentileri var.
Mısır halkının Türk halkı ile de herhangi bir sorunu yok. Burada havalimanından geçerken de hiçbir zorluk yaşamadan ülkeye giriş-çıkış yapabiliyoruz. Darbe dönemi Mısır'a gittiğimizde durumlar oldukça sıkıntılıydı ancak bunlar artık aşılmış Türklere karşı herhangi bir olumsuz tavır söz konusu değil.
Ben ülkemizin menfaati açısından Devletimizden Mısırla ilişkileri düzeltmesini acizane tavsiye ediyorum ve temenni ediyorum. Mısır gözden çıkarılacak bir ülke değil. En basitinden ilişkileri iyi seviyeye getirdiğimizde ülkemize gelecek olan Mısırlı turist kapasitesini düşünürsek bu bile bizim için ciddi bir kazanç olacaktır.
Artık bazı şeyleri ardımızda bırakıp önümüze bakmamız, siyasi menfaatlerimiz doğrultusunda hareket etmemiz gerekiyor.
Ben devletimizin yakın zamanda Mısır'la ilşkilerini düzelteceğini umuyorum.
Mısır Kahire'den herkese selamlar, hürmetler. Allah'a emanet olunuz !
Görüş, öneri ve yorumlarınızı bana sosyal medya hesaplarım ve ogünhaber.com üzerinden iletebilirsiniz.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.