Ülkemizde AYM, Yargıtay, Danıştay vb. gibi kurumların, kuruluş yıldönümleri devlet erkan’ının da hazır bulunduğu kutlamalarla seramonik bir ritüele sahne olmaktadır. (Artık ne espirisi kalmışsa…)
Bir ülkeyi var eden, onu ayakta tutan, ülkeyi kadim’leştiren pek çok kurum ve organları vardır.
'Adın ne ? Mülayim Bekir, sert olsan ne yazar ki…' diye bir söz vardır Anadolu'da…
Nisan ayındayız, çiçekler açıyor, kuşlar cıvıldıyor, börtü böcek canlanıyor, güneş sanki bir başka güzel tebessüm ediyor.
Ergenekon davası ile ilgili verdiği kararla kamu vicdanını rahatlatan AYM şaşırtmaya devam ediyor.
Türkiye tv-görsel ve sosyal medyadan (twitter-facebook-youtube gibi…) ibaret sanıldı..
Türkiyede, hükümet muhaliflerinin ve Tayyip Erdoğan aleyhtarlarının istediği gibi bir Brüksel ziyareti maalesef (!) gerçekleşmedi.
Deveye sormuşlar, neden boynun eğri? Nerem doğru ki demiş.. Kuvvetler ayrılığı prensibinden bahsederiz hep, Erk’lerin (yasama-yürütme- yargı) birbirine karşı bağımsızlığından. Ama nerde.. Ya yürütme b
Ankara’da bürokrasi durmuş, kamu yönetimi 'otomatik pilot' moduna alınıp kendi kendine gider gibi, sadece rutinlerle hareket ediliyor sanki.
Başbakan uzaklarda…. Uzak doğuda… Ama , Ankara yine aynı Ankara… 17 Aralık’la çöken kasvet ve yangının dumanıyla 'Enkara'…