Geçen yazımızda 1949 sonrası Tayvan’da Guo-Min-Dang/milliyetçi Çin Partisi lideri Çan Kay-şek’in kurduğu yönetimin Doğu Türkistanlılarla ilişkisini aktarmaya çalışmıştık. Bu yazımızda ise Tayvan’ı biraz daha derinlemesine inceleyeceğiz.
Tayvan hakkında bugüne kadar çok şey merak etmeme rağmen, içten içe 1949 sonrası Doğu Türkistan’dan göç ve akabinde yaşananlardaki tutumları sebebiyle Tayvan yönetimlerine pek hoş da bakmamışımdır.
Son iki yazımızda Çinlilerin Doğu Türkistan, Türkiye, Çin Komünist Parti yönetimi, dünya siyaseti, Çin Wuhan virüsü ve gelişen olaylarla ilgili düşüncelerini sizlerle paylaşmış, bir nevi durum analizi yapmaya çalışmıştık. Konuyla alakalı bu üçüncü yazımızda da çok enteresan bilgilerle karşılaşacaksınız.
Bir önceki yazımızda Çinlilerle yaptığımız görüşmelere yer vermiş ve bu konuya devam edeceğimizi ifade etmiştik. Ulaştığımız ilginç bilgileri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Uzun yıllardır Doğu Türkistan, Çin ve Uzakdoğu üzerine araştırmalar yapar öğrendiklerimi veya tecrübelerimi yazıya dökerek ilgilenenlerin istifadesine sunarım. Geçen uzun sürelerin ardından bir şeyi eksik yaptığımı düşünerek tamamlamak diyetine düştüm.
Çin, başındaki saç telinden ayağındaki tırnak ucuna kadar bir tehlikedir ve şayet onu tanımadan bir ilişkiye girerseniz cidden nelerle karşılaşabileceğinizi hayal bile edemezsiniz.
Son üç aydır dünya, Çin’in vurdumduymazlığı yüzünden, bir bela ile karşı karşıya. Adına genel bir tabir olarak 'Koronavirüs/Covid-19' dense de şahsi kanaatim 'Çin Wuhan Virüsü' olarak adlandırılmasının daha doğru olduğu yönündedir.
Çin'de bilhassa son 10 yılda yaşananları doğru analiz edebilmenin yolu Xi Jin-ping ve Çin Komünist Partisi (ÇKP)'ni anlamaktan geçmektedir.
Doğu Türkistan’ın 20. asır siyasi tarihine adını altın harflerle yazdırmış şahsiyetlerin en önemlilerinden biri de hiç şüphesiz Dr. Mesut Sabri Baykozi’dir.
Yıllardır anlatıyoruz;