Osmanlının borçlarını Türkiye Cumhuriyeti mi ödedi, nasıl ödedi ve nerden kaynak buldu..?
Kıymetli okurlarımız!
Peygamberimiz şöyle buyurur: bildiği bir konu birine sorulur da söylemez ise o bilgi kıyamette kişiye ateşten gem olur.
Osmanlı borçları meselesi ha bire temcit pilavı gibi gündeme getiriliyor. Halbuki Osmanlıdan kalan vakıflar da var.
Ve maalesef üniversitelerde "Türkiye Ekonomisi" derslerinde okutulan eserlerde de bu bilgi gizleyen kumpas tarihi aynen böyle. Bkz: Hüseyin Şahin-Türkiye ekonomisi(!)
Her devletin alacağı olduğu gibi borçları da olabilir.
Bugün Türkiye'nin yedinci büyük bankası Vakıfbank'ın %60 hisseleri Osmanlı vakıflarındandır. On binlerce istihdama vesile olmakta.
Cumhuriyet kurulunca vakıfların %90'ı satıldı. Lakin buna rağmen Vatikan'dan sonra dünyanın en büyük ikinci büyük gayrimenkul zengini kurumlardır. Vakıflarla ilgili TBMM ciddî bir araştırma yaparsa çok daha ciddi maddî kayıplara şahid olacağız.
Vakıflar:
1. Amme hizmeti demektir
2. Tabiata hizmet demektir
3. Hayvanlara hizmet demektir
4. Tarihî eserlerin restorasyonu demektir. Ve daha nice.
Peki, Osmanlı borçlarını anlatırken vakıfları neden anlatmıyorsunuz? Bilgiyi gizlemek ne ile ifade edilir? Bu meşruiyetinize gölge düşürmez mi? Bunun için iyi bir sebebiniz var mı? İlim ahlakı nerede? Bu yaptıklarınızla nasıl hatırlanacaksınız? Gelecek nesillere kötü bir örnek olmuyor musunuz?
Bunlar cevap bekleyen sorular. Artık dijital mahşerdeyiz. Gizlilik çağı bitti. Bırakın bu üçüncü sınıf şantajcı kafasını.
Bilgi saklanmamalı. Eğitimi güzel yapan, her kesimin mutabık olacağı da saygı duyulacak, güven aşılayan da bu değimli?
Analitik çerçeve kaybedilmemeli.
Bu, herkes için iyi olur.
Yarım bilgi;
1. Kutuplaştırıcıdır
2. Sağlıklı iletişime ket vurur
Yarım doktor candan, yarım hoca imandan eder. Gerçek bizi özgür kılar.
Kalın ilim ile...
Peygamberimiz şöyle buyurur: bildiği bir konu birine sorulur da söylemez ise o bilgi kıyamette kişiye ateşten gem olur.
Osmanlı borçları meselesi ha bire temcit pilavı gibi gündeme getiriliyor. Halbuki Osmanlıdan kalan vakıflar da var.
Ve maalesef üniversitelerde "Türkiye Ekonomisi" derslerinde okutulan eserlerde de bu bilgi gizleyen kumpas tarihi aynen böyle. Bkz: Hüseyin Şahin-Türkiye ekonomisi(!)
Her devletin alacağı olduğu gibi borçları da olabilir.
Bugün Türkiye'nin yedinci büyük bankası Vakıfbank'ın %60 hisseleri Osmanlı vakıflarındandır. On binlerce istihdama vesile olmakta.
Cumhuriyet kurulunca vakıfların %90'ı satıldı. Lakin buna rağmen Vatikan'dan sonra dünyanın en büyük ikinci büyük gayrimenkul zengini kurumlardır. Vakıflarla ilgili TBMM ciddî bir araştırma yaparsa çok daha ciddi maddî kayıplara şahid olacağız.
Vakıflar:
1. Amme hizmeti demektir
2. Tabiata hizmet demektir
3. Hayvanlara hizmet demektir
4. Tarihî eserlerin restorasyonu demektir. Ve daha nice.
Peki, Osmanlı borçlarını anlatırken vakıfları neden anlatmıyorsunuz? Bilgiyi gizlemek ne ile ifade edilir? Bu meşruiyetinize gölge düşürmez mi? Bunun için iyi bir sebebiniz var mı? İlim ahlakı nerede? Bu yaptıklarınızla nasıl hatırlanacaksınız? Gelecek nesillere kötü bir örnek olmuyor musunuz?
Bunlar cevap bekleyen sorular. Artık dijital mahşerdeyiz. Gizlilik çağı bitti. Bırakın bu üçüncü sınıf şantajcı kafasını.
Bilgi saklanmamalı. Eğitimi güzel yapan, her kesimin mutabık olacağı da saygı duyulacak, güven aşılayan da bu değimli?
Analitik çerçeve kaybedilmemeli.
Bu, herkes için iyi olur.
Yarım bilgi;
1. Kutuplaştırıcıdır
2. Sağlıklı iletişime ket vurur
Yarım doktor candan, yarım hoca imandan eder. Gerçek bizi özgür kılar.
Kalın ilim ile...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Muhammed talha demir
Vatandaş
Halil B.
Uyarıcı
Ekrem
Okur
İsimsiz okuyucu
Uzman Yorumcu
Uzman Yorumcu
.