Keşke..
Veya bizim çok arzuladığımız, hayallerini kurduğumuz, ancak ne yer, ne zemin, ne destek, ne ekonomik güç gibi pek çok sebepten dolayı peşinden koşamadığımız, yarım bıraktığımız hayalleri gerçekleştirememenin pişmanlığı...
Belki de cesaretsizliğimizin öfkesi kimbilir..
"Keşke" bazen umuttur! Keşke ile başlayan düşünceler ufkumuzu açar. Daha doğru, daha gerçek, daha başarabileceğimiz hayaller kurmamızı sağlar. Kaçırdığımız tüm fırsatların yerine yenilerini koyabilme kuvvetini ediniriz. Hele gece yatağa girdiğimizde kendi kendimizle başbaşa kalınca bir bir sıraya girer umutlar. Geçmişe dair canımızı acıtan tüm pişmanlıklar, yeni hayallerle bir nebze bastırılır.
Hayatı doğru okumaya başladığımızda "keşke"ler bize yol gösterir. Hele birde pişmanlıklardan ders aldıysak inanılmaz olgunlaşırız, büyürüz, tecrübe sahibi oluruz.
Kaçırılmış fırsatlar, yaşanamamıs duygular, kaybedilmiş paralar, ziyan olmuş zamanlar, olmadık zamanda köpüren öfkeler, öfkeyle yapılmış büyük hatalar, haketmeyene duyulan, bazende karşılıksız kalan büyük aşklar, sevginin kıymetini zamanında bilememeler ve en önemli en güçlü duygu olan "korku" ya teslim olmalar, olmayacak insanlarla arkadaşlıklar, arkadaşa uyarak yapılan yanlışlar, keşkelerin birikmesine sebep oluyor.
Hayatına mecburiyetlerle katlanan insanların isyanıdır "keşke". Sessiz çığlıktır! Kalbin içinde patlar ama kimse duymaz.
Neyse ki, sonunda "neyse" der rahatlatırız ruhumuzu. Çünkü keşke'nin en rahatlatıcı dostu "neyse" dir..
Üzüntülerini en üzüntü verendir. Kelimelerin bittiği yer olduğu için sonuna daima üç nokta konur...
Ama her derdin dermanı olduğu gibi "keşke"lerin de bir suçlusu vardır! "İşte o kurtarıcı, o rahatlatıcı, o suçlu "kader" dir. Ağırlığını taşıyamadığımız pişmanlıkları, hataları kaderin üzerine atar rahatlarız. Rehabilite olmanın tek yolu, yaşadıklarımızı irademiz dışında yaptığımıza kendimizi inandırmaktır.
Oysa hayat "keşke"lerle, üzüntülerle, pişmanlıklarla tüketilmeyecek kadar kısa. Geri getiremeyeceğimiz şeyleri telafi edebilme şansımız varsa ne mutlu. Ama eğer geri getiremiyorsakta kendimize yeni şanslar, yeni mucizeler yaratabiliriz. "Keşke"lerin olgunlaştırdığı insanlar yolunu sağlam çizer. Tecrübe sahibidir artık.
Hayat, silgi kullanmadan yaşama sanatıdır!. O yüzden geçmişi geçmişte bırakıp daha az hatayla önümüze bakmak zorundayız.. Geçmişle yaşamak, geriye bakarak yürümek gibidir. Eninde sonunda bir taşa çarpıp tökezletir insanı.
Keşke'lerin yerine "iyiki" diyebilmek için hayatı örselemeden, öfkelenmeden, tüm duyguları tadında, kararında yaşamak gerek. Bazen vazgeçmeyi unutmayı bilmek büyük bir nimettir insanoğluna. Çünkü yaşanılan her gün yeni bir mucizeye gebedir.
Keşke değiştirebilseydim dediğimiz çok şey var hayatta. Pek çoğunu değiştiremeyiz. Yapabileceğimiz tek şey, bununla nasıl başa çıkacağımızdır. Ya irademizi kullanıp bununla başa çıkarız, yada yeni "keşke"ler yaşamaya zemin hazırlarız..
Belki de cesaretsizliğimizin öfkesi kimbilir..
"Keşke" bazen umuttur! Keşke ile başlayan düşünceler ufkumuzu açar. Daha doğru, daha gerçek, daha başarabileceğimiz hayaller kurmamızı sağlar. Kaçırdığımız tüm fırsatların yerine yenilerini koyabilme kuvvetini ediniriz. Hele gece yatağa girdiğimizde kendi kendimizle başbaşa kalınca bir bir sıraya girer umutlar. Geçmişe dair canımızı acıtan tüm pişmanlıklar, yeni hayallerle bir nebze bastırılır.
Hayatı doğru okumaya başladığımızda "keşke"ler bize yol gösterir. Hele birde pişmanlıklardan ders aldıysak inanılmaz olgunlaşırız, büyürüz, tecrübe sahibi oluruz.
Kaçırılmış fırsatlar, yaşanamamıs duygular, kaybedilmiş paralar, ziyan olmuş zamanlar, olmadık zamanda köpüren öfkeler, öfkeyle yapılmış büyük hatalar, haketmeyene duyulan, bazende karşılıksız kalan büyük aşklar, sevginin kıymetini zamanında bilememeler ve en önemli en güçlü duygu olan "korku" ya teslim olmalar, olmayacak insanlarla arkadaşlıklar, arkadaşa uyarak yapılan yanlışlar, keşkelerin birikmesine sebep oluyor.
Hayatına mecburiyetlerle katlanan insanların isyanıdır "keşke". Sessiz çığlıktır! Kalbin içinde patlar ama kimse duymaz.
Neyse ki, sonunda "neyse" der rahatlatırız ruhumuzu. Çünkü keşke'nin en rahatlatıcı dostu "neyse" dir..
Üzüntülerini en üzüntü verendir. Kelimelerin bittiği yer olduğu için sonuna daima üç nokta konur...
Ama her derdin dermanı olduğu gibi "keşke"lerin de bir suçlusu vardır! "İşte o kurtarıcı, o rahatlatıcı, o suçlu "kader" dir. Ağırlığını taşıyamadığımız pişmanlıkları, hataları kaderin üzerine atar rahatlarız. Rehabilite olmanın tek yolu, yaşadıklarımızı irademiz dışında yaptığımıza kendimizi inandırmaktır.
Oysa hayat "keşke"lerle, üzüntülerle, pişmanlıklarla tüketilmeyecek kadar kısa. Geri getiremeyeceğimiz şeyleri telafi edebilme şansımız varsa ne mutlu. Ama eğer geri getiremiyorsakta kendimize yeni şanslar, yeni mucizeler yaratabiliriz. "Keşke"lerin olgunlaştırdığı insanlar yolunu sağlam çizer. Tecrübe sahibidir artık.
Hayat, silgi kullanmadan yaşama sanatıdır!. O yüzden geçmişi geçmişte bırakıp daha az hatayla önümüze bakmak zorundayız.. Geçmişle yaşamak, geriye bakarak yürümek gibidir. Eninde sonunda bir taşa çarpıp tökezletir insanı.
Keşke'lerin yerine "iyiki" diyebilmek için hayatı örselemeden, öfkelenmeden, tüm duyguları tadında, kararında yaşamak gerek. Bazen vazgeçmeyi unutmayı bilmek büyük bir nimettir insanoğluna. Çünkü yaşanılan her gün yeni bir mucizeye gebedir.
Keşke değiştirebilseydim dediğimiz çok şey var hayatta. Pek çoğunu değiştiremeyiz. Yapabileceğimiz tek şey, bununla nasıl başa çıkacağımızdır. Ya irademizi kullanıp bununla başa çıkarız, yada yeni "keşke"ler yaşamaya zemin hazırlarız..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Arife Özmen
Selim Kindik
Adnan Şahin
Adem Ünver
Osman Bölükbaşı Dara