Seçim havası..
2019 yerel seçimleri bizleri bekliyor.
Türkiye ise çok erken girdi seçim havasına.
Daha nerdeyse altı ay var, fakat şimdiden Kazan’ların altları kaynamaya başladı bile.
Yine herkesten birşeyler duyuyoruz, görüyoruz.
Hatta beş yıldır, ender gördüğümüz yerel siyasileri bile bu ara sıklıkla görmeye başladık.
Zaten yerel siyaset ile meşgul olanlar diğer seçimlere, kendi tabirleri ile, pek salça olmak istemezler. Çünkü sonuç onlar için pek de etkileyici değildir!
Ancak kendi istikballerini doğrudan ilgilendiren yerel seçimlerde, Maşallah devleşiverirler. Her yerde, her ortamda görürüz kendilerini.
Ne kadar alakalı, çalışkan olduklarını anlatırlar dizelerle.
Sanki beş yıl boyunca halk görmemiş gibi.
Ayrıdır yerel seçimlerin yeri.
Söz konusu olan kariyerler, koltuklar ve rantlardır çünkü!
Ancak bu oportünistlik sadece siyasiler için geçerli değildir.
Halk da aynı şekilde, doğrudan çıkarlarını hesaplar.
Kendine sunulan hizmete bakar.
Ondan dolayı da, aslında ülke siyaseti, dış politika o kadar da oylanmaz.
Adaylar ağır basar, parti ise yine verdiği hizmetler üzerinden değerlendirilir!
İşte şimdi ülke olarak biraz zor geçen dönemde, yerel seçimler, kaçırılmaz bir fırsattır!
AK Parti eğer nerden geldiğini, kendini büyük yapanın ne olduğunu gerçek manada hatırlar ve o fabrika ayarlarına dönmeyi başarır, en önemlisi bunu da halka anlatabilir ise, yerel seçimlerin mutlak galibi olacaktır!
Bunun için ise birkaç faktörün biraraya gelmesi elzemdir!
En önemli faktör, parti tabanının da yerel halkında, 'Tüm Halkın' yani kendi seçmen kitlesinin dışında da muteber olabilecek, kabul görebilecek bir aday çıkarabilmesidir.
Halkın beklentilerini, isteklerini tespit edip, seçim bildirgesine alıp, bunu da halka anlatmaktır.
Ucube projeler değil, hakkın doğrudan yararlanabileceği projeleri sunmaktır!
Evet, Belediyecilikte AK Parti bir ekoldür. Lakin bunu tekrar ve anlaşılabilir bir dil ile sunmak da bir marifettir!
Aday belirler iken, yöresel hassasiyetler muhakkak göz önünde bulundurulmalı, misalen İstanbul’un yoğun olarak iç Anadolu’dan yerleşmiş insanlardan oluşan bir ilçesine, Değişik bir yöreden aday dikte edilmemelidir.
İttifak
Ortaya çıkan ittifak modelleri, üç aşağı, beş yukarı belli oldu. Ve önemli bir değişiklik getirmedi. Ancak çok ince detaylar, bu seçimlerin kaderini değiştirebilir.
Birinci olarak İyi Partiyi ele alacak olursak, Genel seçimler ile yerel seçimlerin ayrı dünyalar olduğunu anlayacaklar.
Genel seçimlerde, ortak bir hedefleri vardı ve aday olan bir Genel Başkaniyeleri. Bu kez, hedef tek değil, Meral Akşener de aday değil. Olacağını da ben şahsen sanmıyorum. Çünkü egosuna bunu kabul ettiremez.
CHP ile girdikleri ittifak aleyhlerine oldu, umduklarını asla bulamadılar. İttifak olmasa idi baraj altı kalacaklardı.
Bu kez CHP ve partneri HDP ile tekrar aynı sandala binerler mi bilmiyorum. Bana o hatayı yapmazlar gibi gelse de, siyasette bir saat bile herşey değişebilir. Onun için bu hususu hep birlikte izleyeceğiz.
CHP, şimdiden gönlündeki çakalı açıkladı ve HDP ile bir kez daha ittifak yapacakları belli oldu.
Batı da, HDP'nin militanları tam gaz CHP'ye çalışacak. Güneydoğu da ise durum tam tersi olacak.
Böylelikle de bu şer ittifakı yeniden tescillenmiş oldu!
Ancak bence bu ikili bu kez bir başına kalacak gibi.
Özellikle de Batman daki menfur olaydan ve HDP'li il yönetiminin olaydan dolayı gözaltına alınmış olmasından sonra, HDP'nin PKK'nın hiçbir saldırısını kınamadığı gibi, bunu da es geçmesinden sonra yanlarına bir partinin daha gelebileceğine ben ihtimal vermiyorum!
Yani, genel seçimlerde Saadet Partisinden de, İyi Partiden de devşirdikleri oylar, bu kez olmayacak!
Tabii CHP demişken, başlarında olan siyasi deha Kılıçdaroğlu'na değinmeden olmaz.
O ki, siyasi tarihi adeta yeniden yazacak bir teoriye imza atmış biri! (Evet ironi idi)!
Neymiş, CHP'nin kazanması için AK Parti'nin oy kaybetmesi gerekiyormuş!
Matematik kurallarının piri Adam Riese bile şaşırmıştır bu zeka cevherine!
Ancak hayaller ve gerçekler bazen işte birbirine çok zıt olabiliyor.
Mesela son seçimlerde AK Parti %7 oy kaybetti.
Ancak ne hikmetse, CHP bundan bırak faydalanmayı kendisi de oy kaybetti!
Demek ki neymiş?
Birinin kaybı, otomatikman diğerinin kazancı olmuyormuş.
Tabi bunca yılda, bu tezi dahi zor kuran Kılıçtaroğlu'na, şimdi yeni bir formülü bulmasını söylemek biraz acımasızca olacak ama, yapacakta bir şey de yok.
Artık ahir ömrü, yeni bir dahiliğe daha yeter mi bilinmez!
Evet ne demiştik, en önemli etken adaylar demiştik!
Sayın Erdoğan Kızılcahamam kampı sonunda, “kimse akraba, ahbap vs getirmesin” dedi ya, bunu son seçimlerde de söyledi.
Bundan ders aldıklarını da belirtti!
Neticeyi göreceğiz!
Halkın, parti tabanının sahiplenemeyeceği adaylar gelirse, seçimlerin sonuçları da genel seçimleri mum ile aratır. Bu da kesin!
Bunun sinyallerini hergün almaktayız!
Bir diğer husus da, mutlaka ülkenin içinde bulunduğu durumdur.
Hızla fırsatçılığın ve stokçuluğun önü kesilmez, fiyatlar eski seviyelere inmez ise, halk bunu da yerel seçimlere taşır.
Mevcut kabine de de, acil bir revizyon şart.
Zira insanımız özellikle Sayın Albayrağa tepkili, bunu da açıkça ifade ediyor.
Gücü artık tartışılmaz sosyal medyada tepkiler hiç de yabana atılır cinsten değil.
Özellikle de McKinsey meselesi, ki bu ülkenin Başkanına geri adım attırdı, insanları çileden çıkardı, çıkarıyor da...
Şu an halkın gözünde Sayın Başkan yalnız biri olarak ve tüm sorunları o çözebiliyor algısı gayet hakim. Bu da kabinenin kendini tartışılır hale getirdi!
Dolar meselesi, nerden gelirse gelsin insanımızı yıprattı, buna dolaylı olarak da faizlerin yükselmesi, kredi meselesinin ise bankalarca nerdeyse imkansıza dönmesi ve iç piyasayı nefes alamaz duruma getirdiği ortada.
Bu iki mesele de acil düzeltilmesi gereken meseleler.
Her ne kadar yerel sorunlar öne çıkacak olsa da, ekonomi herkesi, her alanda etkileyen meseleler, dolayısı ile sandığa da taşınacaktır!
Köklerine gerine dönmek, başlangıç ruhunu tekrar yaşamak, o heyecanı yaşamak, seçimin sonuçlarını doğrudan etkileyecektir!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam...
Türkiye ise çok erken girdi seçim havasına.
Daha nerdeyse altı ay var, fakat şimdiden Kazan’ların altları kaynamaya başladı bile.
Yine herkesten birşeyler duyuyoruz, görüyoruz.
Hatta beş yıldır, ender gördüğümüz yerel siyasileri bile bu ara sıklıkla görmeye başladık.
Zaten yerel siyaset ile meşgul olanlar diğer seçimlere, kendi tabirleri ile, pek salça olmak istemezler. Çünkü sonuç onlar için pek de etkileyici değildir!
Ancak kendi istikballerini doğrudan ilgilendiren yerel seçimlerde, Maşallah devleşiverirler. Her yerde, her ortamda görürüz kendilerini.
Ne kadar alakalı, çalışkan olduklarını anlatırlar dizelerle.
Sanki beş yıl boyunca halk görmemiş gibi.
Ayrıdır yerel seçimlerin yeri.
Söz konusu olan kariyerler, koltuklar ve rantlardır çünkü!
Ancak bu oportünistlik sadece siyasiler için geçerli değildir.
Halk da aynı şekilde, doğrudan çıkarlarını hesaplar.
Kendine sunulan hizmete bakar.
Ondan dolayı da, aslında ülke siyaseti, dış politika o kadar da oylanmaz.
Adaylar ağır basar, parti ise yine verdiği hizmetler üzerinden değerlendirilir!
İşte şimdi ülke olarak biraz zor geçen dönemde, yerel seçimler, kaçırılmaz bir fırsattır!
AK Parti eğer nerden geldiğini, kendini büyük yapanın ne olduğunu gerçek manada hatırlar ve o fabrika ayarlarına dönmeyi başarır, en önemlisi bunu da halka anlatabilir ise, yerel seçimlerin mutlak galibi olacaktır!
Bunun için ise birkaç faktörün biraraya gelmesi elzemdir!
En önemli faktör, parti tabanının da yerel halkında, 'Tüm Halkın' yani kendi seçmen kitlesinin dışında da muteber olabilecek, kabul görebilecek bir aday çıkarabilmesidir.
Halkın beklentilerini, isteklerini tespit edip, seçim bildirgesine alıp, bunu da halka anlatmaktır.
Ucube projeler değil, hakkın doğrudan yararlanabileceği projeleri sunmaktır!
Evet, Belediyecilikte AK Parti bir ekoldür. Lakin bunu tekrar ve anlaşılabilir bir dil ile sunmak da bir marifettir!
Aday belirler iken, yöresel hassasiyetler muhakkak göz önünde bulundurulmalı, misalen İstanbul’un yoğun olarak iç Anadolu’dan yerleşmiş insanlardan oluşan bir ilçesine, Değişik bir yöreden aday dikte edilmemelidir.
İttifak
Ortaya çıkan ittifak modelleri, üç aşağı, beş yukarı belli oldu. Ve önemli bir değişiklik getirmedi. Ancak çok ince detaylar, bu seçimlerin kaderini değiştirebilir.
Birinci olarak İyi Partiyi ele alacak olursak, Genel seçimler ile yerel seçimlerin ayrı dünyalar olduğunu anlayacaklar.
Genel seçimlerde, ortak bir hedefleri vardı ve aday olan bir Genel Başkaniyeleri. Bu kez, hedef tek değil, Meral Akşener de aday değil. Olacağını da ben şahsen sanmıyorum. Çünkü egosuna bunu kabul ettiremez.
CHP ile girdikleri ittifak aleyhlerine oldu, umduklarını asla bulamadılar. İttifak olmasa idi baraj altı kalacaklardı.
Bu kez CHP ve partneri HDP ile tekrar aynı sandala binerler mi bilmiyorum. Bana o hatayı yapmazlar gibi gelse de, siyasette bir saat bile herşey değişebilir. Onun için bu hususu hep birlikte izleyeceğiz.
CHP, şimdiden gönlündeki çakalı açıkladı ve HDP ile bir kez daha ittifak yapacakları belli oldu.
Batı da, HDP'nin militanları tam gaz CHP'ye çalışacak. Güneydoğu da ise durum tam tersi olacak.
Böylelikle de bu şer ittifakı yeniden tescillenmiş oldu!
Ancak bence bu ikili bu kez bir başına kalacak gibi.
Özellikle de Batman daki menfur olaydan ve HDP'li il yönetiminin olaydan dolayı gözaltına alınmış olmasından sonra, HDP'nin PKK'nın hiçbir saldırısını kınamadığı gibi, bunu da es geçmesinden sonra yanlarına bir partinin daha gelebileceğine ben ihtimal vermiyorum!
Yani, genel seçimlerde Saadet Partisinden de, İyi Partiden de devşirdikleri oylar, bu kez olmayacak!
Tabii CHP demişken, başlarında olan siyasi deha Kılıçdaroğlu'na değinmeden olmaz.
O ki, siyasi tarihi adeta yeniden yazacak bir teoriye imza atmış biri! (Evet ironi idi)!
Neymiş, CHP'nin kazanması için AK Parti'nin oy kaybetmesi gerekiyormuş!
Matematik kurallarının piri Adam Riese bile şaşırmıştır bu zeka cevherine!
Ancak hayaller ve gerçekler bazen işte birbirine çok zıt olabiliyor.
Mesela son seçimlerde AK Parti %7 oy kaybetti.
Ancak ne hikmetse, CHP bundan bırak faydalanmayı kendisi de oy kaybetti!
Demek ki neymiş?
Birinin kaybı, otomatikman diğerinin kazancı olmuyormuş.
Tabi bunca yılda, bu tezi dahi zor kuran Kılıçtaroğlu'na, şimdi yeni bir formülü bulmasını söylemek biraz acımasızca olacak ama, yapacakta bir şey de yok.
Artık ahir ömrü, yeni bir dahiliğe daha yeter mi bilinmez!
Evet ne demiştik, en önemli etken adaylar demiştik!
Sayın Erdoğan Kızılcahamam kampı sonunda, “kimse akraba, ahbap vs getirmesin” dedi ya, bunu son seçimlerde de söyledi.
Bundan ders aldıklarını da belirtti!
Neticeyi göreceğiz!
Halkın, parti tabanının sahiplenemeyeceği adaylar gelirse, seçimlerin sonuçları da genel seçimleri mum ile aratır. Bu da kesin!
Bunun sinyallerini hergün almaktayız!
Bir diğer husus da, mutlaka ülkenin içinde bulunduğu durumdur.
Hızla fırsatçılığın ve stokçuluğun önü kesilmez, fiyatlar eski seviyelere inmez ise, halk bunu da yerel seçimlere taşır.
Mevcut kabine de de, acil bir revizyon şart.
Zira insanımız özellikle Sayın Albayrağa tepkili, bunu da açıkça ifade ediyor.
Gücü artık tartışılmaz sosyal medyada tepkiler hiç de yabana atılır cinsten değil.
Özellikle de McKinsey meselesi, ki bu ülkenin Başkanına geri adım attırdı, insanları çileden çıkardı, çıkarıyor da...
Şu an halkın gözünde Sayın Başkan yalnız biri olarak ve tüm sorunları o çözebiliyor algısı gayet hakim. Bu da kabinenin kendini tartışılır hale getirdi!
Dolar meselesi, nerden gelirse gelsin insanımızı yıprattı, buna dolaylı olarak da faizlerin yükselmesi, kredi meselesinin ise bankalarca nerdeyse imkansıza dönmesi ve iç piyasayı nefes alamaz duruma getirdiği ortada.
Bu iki mesele de acil düzeltilmesi gereken meseleler.
Her ne kadar yerel sorunlar öne çıkacak olsa da, ekonomi herkesi, her alanda etkileyen meseleler, dolayısı ile sandığa da taşınacaktır!
Köklerine gerine dönmek, başlangıç ruhunu tekrar yaşamak, o heyecanı yaşamak, seçimin sonuçlarını doğrudan etkileyecektir!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.