Evren Paşa'Ya €˜ihtilal Var Mı' Sorumuzun Iç Yüzü
Gerçekten de, devrin Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evren ile geçen ''sohbet'' aslında tarihe not düşülecek bir değer taşıyor. Gerçi; kitapta, Sayın Evren ile yapılan sohbet ''yalın'', ''basit'' cümlelerle ifade ediliyor. Biraz da değişikliğe uğratılmış bulunuyor. Ne var ki, nereden bakılırsa bakılsın, 12 Eylül ihtilali öncesi, ''ihtilal'' ile ilgili bir görüşmenin ''iz düşümü'' görünüyor.
Uçağın en ön sağ koltuğundan, en ön sol tarafta eşi ile oturan Org. Evren'i hemen fark ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz. Org. Evren ile daha önceleri, Irak ve Libya'da izleyen tek gazeteci olduğumuzdan karşılıklı ''sempati'' içindeyiz.
Kısa bir uçuştan sonra, zaten bomboş olan orta sıranın ortalarındaki bir koltuğa tek başına giden, Org. Evren'in ''daveti''ne icabet ettik. Evren Paşa'nın puro içtiğini bilmenin rahatlığı içinde, kendilerine ikramda bulunduk. Kitapta yazıldığı gibi, ''ben o an puro içmiyordum.'' Gerçekten de, dakikalarca sohbet ettik.
Sözden söze girerken, ''Efendim, müdahale söz konusuymuş'' sorumuzla beklenmedik bir ''diyalog'' oluşmuştu.
''Bir darbe yapmanız söz konusuymuş.''
''Nereden çıkıyor?''
''Almanya'da gazeteciler böyle diyorlar.''
''Onlar nereden bilecekler ki? Darbe olmasına neden gerek olsun?''
''Eğer darbe olursa ilk röportajı bana verir misiniz?''
''Bırak, şimdi nereden çıkarıyorsun? Bakarız, bakarız kolay iş.''
Gerçekten 2-3 ay sonra 12 Eylül Darbesi oldu. Evren Paşa, gazete sahiplerini köşke çağırdığında Rahmetli Kemal Ilıcak'a: ''Benim adaşım ne yapıyor, ona bir sözümüz vardı?'' demiş.
Kitapta yer alan ifadeler belki biraz ''yanlış'' fakat mana olarak doğru sayılabilir. Ne var ki, ''12 Eylül darbesinin kudretli paşası Evren Paşa ile ilk röportajı ben yaptım.'' Gerçi, Cumhurbaşkanı olarak Sayın Evren'in birçok yurtdışı gezisine katıldığımız ve çeşitli demeçler aldığımız biliniyor. Doğrusu, Halit Esendir'in hazırladığı ''Babıali'nin Meşhurları'' kitabında 21 gazeteci arasında yer almamız gurur verici.
Ancak, bir zamanlar Samanyolu Televizyonu'nda yapılan röportajlardan faydalanılarak hazırlanan kitapta çok şeyler eksik veya yanlış yazılmış. Buna rağmen ''içeriği güzel'' denilebilir. Eserde, şahsımızla ilgili, Celal Bayar, Kaddafi, Evren, Özal gibi şahsiyetlerle, anı ve gazetecilik intibalarımız da yer alıyor.
Oktay Ekşi'den, Çetin Altan'a, Nazlı Ilıcak'tan Tufan Türenç'e, Taha Akyol'dan Ertuğrul Özkök ve Nilüfer Yalçın, Mehmet Şevket Eygi, Doğan Heper, Hekimoğlu İsmal, Orhan Birgit, Hüseyin Gülerce, Zafer Atay, Abdurrahman Dilipak, Nail Güreli, Alaeddin Kaya, Ahmet Vardar, Mustafa Yazgan, Baki Özilhan, Altan Öymen'e kadar tam 21 gazeteciyle ilgili ''ilgi çekici'' olaylar anlatılıyor.
Kitabın yayına özensiz hazırlandığına neredeyse ismi geçen bütün gazeteciler öne sürüyor. Rahmetli babamızın adı bile yanlış yazılmış...
Sonra, bundan 10-15 yıl öncesi bölük pörçük anlatılıyor. Ama her şeye rağmen, Halit Esendir'i hem kutlamak hem de teşekkür etmek gerekiyor. Çünkü, özellikle medya dünyasında böylesine eserler o kadar az ki...
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/23-29.Mart.2008/Sayı:65/Sayfa:06
Uçağın en ön sağ koltuğundan, en ön sol tarafta eşi ile oturan Org. Evren'i hemen fark ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz. Org. Evren ile daha önceleri, Irak ve Libya'da izleyen tek gazeteci olduğumuzdan karşılıklı ''sempati'' içindeyiz.
Kısa bir uçuştan sonra, zaten bomboş olan orta sıranın ortalarındaki bir koltuğa tek başına giden, Org. Evren'in ''daveti''ne icabet ettik. Evren Paşa'nın puro içtiğini bilmenin rahatlığı içinde, kendilerine ikramda bulunduk. Kitapta yazıldığı gibi, ''ben o an puro içmiyordum.'' Gerçekten de, dakikalarca sohbet ettik.
Sözden söze girerken, ''Efendim, müdahale söz konusuymuş'' sorumuzla beklenmedik bir ''diyalog'' oluşmuştu.
''Bir darbe yapmanız söz konusuymuş.''
''Nereden çıkıyor?''
''Almanya'da gazeteciler böyle diyorlar.''
''Onlar nereden bilecekler ki? Darbe olmasına neden gerek olsun?''
''Eğer darbe olursa ilk röportajı bana verir misiniz?''
''Bırak, şimdi nereden çıkarıyorsun? Bakarız, bakarız kolay iş.''
Gerçekten 2-3 ay sonra 12 Eylül Darbesi oldu. Evren Paşa, gazete sahiplerini köşke çağırdığında Rahmetli Kemal Ilıcak'a: ''Benim adaşım ne yapıyor, ona bir sözümüz vardı?'' demiş.
Kitapta yer alan ifadeler belki biraz ''yanlış'' fakat mana olarak doğru sayılabilir. Ne var ki, ''12 Eylül darbesinin kudretli paşası Evren Paşa ile ilk röportajı ben yaptım.'' Gerçi, Cumhurbaşkanı olarak Sayın Evren'in birçok yurtdışı gezisine katıldığımız ve çeşitli demeçler aldığımız biliniyor. Doğrusu, Halit Esendir'in hazırladığı ''Babıali'nin Meşhurları'' kitabında 21 gazeteci arasında yer almamız gurur verici.
Ancak, bir zamanlar Samanyolu Televizyonu'nda yapılan röportajlardan faydalanılarak hazırlanan kitapta çok şeyler eksik veya yanlış yazılmış. Buna rağmen ''içeriği güzel'' denilebilir. Eserde, şahsımızla ilgili, Celal Bayar, Kaddafi, Evren, Özal gibi şahsiyetlerle, anı ve gazetecilik intibalarımız da yer alıyor.
Oktay Ekşi'den, Çetin Altan'a, Nazlı Ilıcak'tan Tufan Türenç'e, Taha Akyol'dan Ertuğrul Özkök ve Nilüfer Yalçın, Mehmet Şevket Eygi, Doğan Heper, Hekimoğlu İsmal, Orhan Birgit, Hüseyin Gülerce, Zafer Atay, Abdurrahman Dilipak, Nail Güreli, Alaeddin Kaya, Ahmet Vardar, Mustafa Yazgan, Baki Özilhan, Altan Öymen'e kadar tam 21 gazeteciyle ilgili ''ilgi çekici'' olaylar anlatılıyor.
Kitabın yayına özensiz hazırlandığına neredeyse ismi geçen bütün gazeteciler öne sürüyor. Rahmetli babamızın adı bile yanlış yazılmış...
Sonra, bundan 10-15 yıl öncesi bölük pörçük anlatılıyor. Ama her şeye rağmen, Halit Esendir'i hem kutlamak hem de teşekkür etmek gerekiyor. Çünkü, özellikle medya dünyasında böylesine eserler o kadar az ki...
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/23-29.Mart.2008/Sayı:65/Sayfa:06
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.