Ali Polat Ve Ömer Hayyam
Gerçekten de, özlü sözleri içeren ''Üç bin yıllık birikim'', ''Hz. Ali''yi anlatan ''Ya Ali'' dev eserlere imza atan Ali Polat'ın belki de en ilgi çekici kitabı ''. . . .
Ve biz'', sevimli hayvan eşeği konu ediniyor.
Aradan birkaç yıl geçerken bu kez Ali Polat, ''Ömer Hayyam ve Rubaileri'' ile ortaya iddialı bir şekilde çıkıyor.
Bir sefer, esere sadece bir ''kitap'' gözü ile bakmamak gerekiyor.
Kitap tümüyle bir ''sanat eseri'' kimliğini taşıyor.
Ömer Hayyam ''gizemli'' bir kişilik; mana ve ritmin ''zerreler'' gibi oynaştığı, yer değiştirdiği ''Rubailer'', insana bambaşka bir ''tat'' daha doğrusu ''lezzet'' veriyor. Ömer Hayyam ve rubaileri birbirini sanki tamamlıyor.
Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik;
Bildiklerimizle övündük, eğlendik.
Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra?
Bulut gibi geldik, yel gibi gittik.
Ya, bu rubai insana ne diyor; İçinde kaldığımız su çarkıfelek,
Biliriz ki hayal fanusu ondan bir örnek.
Güneşi ışık bil, âlemi de fanus.
İçinde dönmekteyiz şekil şekil, benek benek.
Ömer Hayyam'ın aynı zamanda güçlü bir matematikçi ve fizikçi olduğu halk arasında pek bilinmiyor.
Oysa formülleri, teorileri hatta hala kullanılan ''takvim''i bile bulunuyor.
''Şemsi Takvim'' Ömer Hayyam'ın dünyaya armağanları arasında yer alıyor.
Ömer Hayyam'ın bilindik, bilinmedik bütün özellikleri tek tek sıralanıyor.
Eser ebrû, gravür, minyatür ve canlandırma resimlerle adeta ''tezyin'' edilmiş bulunuyor.
Şarap rengindeki kabartma kadife kaplı muhafazası ve mücevherle süslü yine şarap rengindeki cildin yapımı bile, başlı başına bir sanat sergiliyor.
Velhasıl, dostumuz Ali Polat'ı yürekten kutlamak ve başarılarının devamını bir rubai ile dilemek gerekiyor.
Dün çarşıda bir çömlekçi gördüm,
Taze çamura tekme vuruyordu güm güm.
Çamur, hâl diliyle söyle dedi ona: ''İyi davran bana, senin gibiydi özüm.'' Ömer Hayyam'a göre, yaşam ile ölüm yer değiştirebiliyor.
Başka bir anlatımla, nice insanlar öldükten sonra, eser ve düşünceleriyle yaşamaya devam ediyor. Bazıları ise, yaşarken bile ölüyü andırıyor.
Bu arada, Ömer Hayyam'ın önerdiği sarhoşluğun çok farklı olduğunu, kaynağında şarapla birlikte engin insan sevgisi bulunduğunu da belirtmek gerekiyor.
Hayyam, insanı sevindirmekle elde edilen sarhoşluk insan cisminin, zekâsının ve ruhunun huzursuzluktan kurtuluşunun tek yolu ve güvencesi gösteriyor.
Şarap içiyorsan, akıllı biriyle iç.
Yüzü lale misali, boyu selviyle iç.
Üzülüp dertlenmeden, sırrı açmadan, Hem az, hem arada bir, hem de gizli iç.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/18-24.Mayıs.2008/Sayı:73/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
Ve biz'', sevimli hayvan eşeği konu ediniyor.
Aradan birkaç yıl geçerken bu kez Ali Polat, ''Ömer Hayyam ve Rubaileri'' ile ortaya iddialı bir şekilde çıkıyor.
Bir sefer, esere sadece bir ''kitap'' gözü ile bakmamak gerekiyor.
Kitap tümüyle bir ''sanat eseri'' kimliğini taşıyor.
Ömer Hayyam ''gizemli'' bir kişilik; mana ve ritmin ''zerreler'' gibi oynaştığı, yer değiştirdiği ''Rubailer'', insana bambaşka bir ''tat'' daha doğrusu ''lezzet'' veriyor. Ömer Hayyam ve rubaileri birbirini sanki tamamlıyor.
Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik;
Bildiklerimizle övündük, eğlendik.
Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra?
Bulut gibi geldik, yel gibi gittik.
Ya, bu rubai insana ne diyor; İçinde kaldığımız su çarkıfelek,
Biliriz ki hayal fanusu ondan bir örnek.
Güneşi ışık bil, âlemi de fanus.
İçinde dönmekteyiz şekil şekil, benek benek.
Ömer Hayyam'ın aynı zamanda güçlü bir matematikçi ve fizikçi olduğu halk arasında pek bilinmiyor.
Oysa formülleri, teorileri hatta hala kullanılan ''takvim''i bile bulunuyor.
''Şemsi Takvim'' Ömer Hayyam'ın dünyaya armağanları arasında yer alıyor.
Ömer Hayyam'ın bilindik, bilinmedik bütün özellikleri tek tek sıralanıyor.
Eser ebrû, gravür, minyatür ve canlandırma resimlerle adeta ''tezyin'' edilmiş bulunuyor.
Şarap rengindeki kabartma kadife kaplı muhafazası ve mücevherle süslü yine şarap rengindeki cildin yapımı bile, başlı başına bir sanat sergiliyor.
Velhasıl, dostumuz Ali Polat'ı yürekten kutlamak ve başarılarının devamını bir rubai ile dilemek gerekiyor.
Dün çarşıda bir çömlekçi gördüm,
Taze çamura tekme vuruyordu güm güm.
Çamur, hâl diliyle söyle dedi ona: ''İyi davran bana, senin gibiydi özüm.'' Ömer Hayyam'a göre, yaşam ile ölüm yer değiştirebiliyor.
Başka bir anlatımla, nice insanlar öldükten sonra, eser ve düşünceleriyle yaşamaya devam ediyor. Bazıları ise, yaşarken bile ölüyü andırıyor.
Bu arada, Ömer Hayyam'ın önerdiği sarhoşluğun çok farklı olduğunu, kaynağında şarapla birlikte engin insan sevgisi bulunduğunu da belirtmek gerekiyor.
Hayyam, insanı sevindirmekle elde edilen sarhoşluk insan cisminin, zekâsının ve ruhunun huzursuzluktan kurtuluşunun tek yolu ve güvencesi gösteriyor.
Şarap içiyorsan, akıllı biriyle iç.
Yüzü lale misali, boyu selviyle iç.
Üzülüp dertlenmeden, sırrı açmadan, Hem az, hem arada bir, hem de gizli iç.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/18-24.Mayıs.2008/Sayı:73/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.