İsmail Çetin Korkmaz

İsmail Çetin Korkmaz

Ağrı (Ararat), Abdigor köftesi

Ağrı Dağı (Ermenice: Արարատ, Ararat ya da Մասիս, Masis, Selçuklular döneminde: Eğri Dağ), Türkiye'nin en yüksek dağıdır.

Zirvesi 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağ olan Ağrı Dağı, Türkiye'nin doğu ucunda, Ağrı ilinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Dağ, İran'ın 16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyindedir. Dağın %35'lik bir kesimi Iğdır ilinde, kalan %65'lik kesimi ise Ağrı ili sınırları içerisindedir.

Ağrı dağı 5137 metrelik rakımıyla, Türkiye'nin en yüksek doruğudur. Ağrı Dağı iki zirveden oluşur. Bunlar 5137 metrelik Atatürk Zirvesi[3] (Büyük Ağrı) ile 3898 metrelik İnönü Zirvesi'dir. (Küçük Ağrı)[4]. 4000 metreye kadar bazalt daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir. Dağın doruğunda bir örtü buzulu vardır ve Türkiye'nin en büyük buzuludur.

Ermenilere göre Büyük Ermenistan’ın kalbinde Ağrı Dağı ve Van şehri yer alır. Ağrı Dağı, Nuh’un gemisi efsanesine dayandırılan Ermeni tarihinin başlangıcı ve Ermenilerin yeryüzündeki varlıklarının en önemli sembolü olarak kabul edilmektedir. Diğer bir deyişle Ağrı Dağı ve çevresi efsanevi yönüyle Ermeni kimliğinin manevi açıdan oluşumunda büyük bir önem taşımaktadır. Van ve çevresi ise Ermeni medeniyetinin somutlaştığı yer olarak sunulmaktadır. Bir çok Ermeni araştırmacıya göre Van Gölü ve çevresi Ermeni medeniyetinin beşiğidir ve Ermeni medeniyeti bu bölgeden doğarak çevre bölgelere yayılmıştır.

Yine bu çerçevede Türkler, Kürtler ve Ermeniler arasında sanki hiçbir dönemde iyi ilişki kurulamadığı izleniminin verilmesi de önemli bir zayıflık. Van’ın Ermeniler’in tarihinde önemli bir yeri olduğu tartışmasız bir gerçektir. Fakat söz konusu şehir Ermeniler dışında bir çok kavim için önemli bir şehir olmuştur ve bu gerçeği idealist düşünceler ile değiştirmek mümkün değildir. Buna karşın Ermeniler’in Van ve tarihi konusundaki görüşlerini, Türkler ile ilgili düşüncelerini dayandırdıkları noktaları ilk elden öğrenmek Türk okuyucusu için yararlı olabilir.

Yine bu böleye ayit efsane bir yemek var; ABDİGÖR KÖFTESİ

Köfte ismini ishakpaşa sarayının paşasının babası kör abdi paşa'dan almıştır.Bu köfte bir tek Doğubayazıt yöresine özgudur. sığır etinin arka butlarından(gülikten) çıkarılan Sinirleri alınmış yağsız kırmızı eti tokmakla sal-taşında Hamur halini alıncaya kadar dövülür,dövülen et ince kıyılmış soğanla karıştırılıp portakal büyüklüğünde yuvarlanır kaynar suya atılıp haşlanır.Piştikten sonra köftenin suyuyla pilav yapılır,bir Saatdinlendikten sonra pilav üstü servis yapılır. kıvamını yakalayabilene helal olsun.

MALZEMELER
Sıvıyağ
Kemiksiz kuzu eti
Soğan
Baharat (kimyon, kekik vs.)
Tuz
Karabiber

HAZIRLANIŞI
Öncelikle taze et dövülerek hamur haline getirilir, baharatla yoğrulur köfte yapılır. İnce doğranmış soğanlar suda tuzla birlikte kaynatılır, kaynayan suya köfteler atılır. Piştikten sonra bir saat kadar dinlendirilen köfteler, pilav üzerine konularak servis yapılır. Afiyet olsun..

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı