Sırada Çin'in Tayvan'a saldırısı mı var?..
Tayvan deyip geçmeyin,
Rusya için Ukrayna neyse,
Çin için de Tayvan odur.
Amerika ve Avrupa için Ukrayna neyse,
Amerika/Avrupa ve hatta Çin harici tüm dünya için de Tayvan odur.
Nasıl Rusya, Ukrayna diye bir ülkenin varlığını tanımadı/kabul etmedi ve etmiyorsa,
Ki Putin bunu açık ve net bir şekilde dile getirdi,
Çin için de "bağımsız Tayvan" diye bir ülke yoktur.
Ki, şimdiki ve neredeyse son 70 yılın Çin devlet başkanları Tayvan'ın kendilerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getiriyorlar/getirdiler.
Ama bir gerçek var,
Çin her türlü baskıyı uygulamasına rağmen Tayvan'ın ekonomik bir dev olmasına engel olamadı.
Belki bilmiyorsunuzdur ama başta bilgisayar olmak üzere, bilişim ve otomotiv sektörünün beyni mesabesinde olan "çip" üretiminde, dünyada Tayvan'ın payı yüzde 65'tir.
Keza coğrafi özellik bakımından da Tayvan, Filipinler/Güney Kore ve Japonya üzerinden Çin'in en önemli bölgesinin kontrolünü Amerika'ya vermektedir.
Hele de Çin'in, can damarı/dünyaya açılan limanı ve ekonomik başkenti olan Şanghay'ın da bu bölgede olduğunu düşünürsek; Tayvan'ın Çin açısından önemini varın siz düşünün.
Şimdi gelişmelere farklı bir gözle bakalım.
Dünyada bir şeyler oluyor,
Yepyeni bir şeyler…
O birisi,
Ve öyle birisi ki; Güç ve Aklı elinde bulunduran/kural koyan ve kuralları değiştiren/sistem kuran ve sistemi revize eden o birisi,
Yani, düzenin efendisi yeni bir düzen kurmaya başladı.
Yıllardır planladı ve bekledi,
Bu bağlamda önce Ukrayna'yı her türlü hazırladı,
Tayvan'ı hazırladı,
Ve hatta,
Rusya'yı/Çin'i hazırladı...
Şimdiyse planını realize etmeye başladı.
Sıcak savaş soslu ekonomik savaşı, İbrahim Kalın'ın deyişiyle "Yeni bir Soğuk Savaşı" başlattı ve "yeni düzen"in tesisine doğru adım adım ilerliyor.
İşgalin nelere sebebiyet vereceğini öngörüyor olsa bile Putin Ukrayna'ya girmekten geri durabildi mi!
Şanghay limanına bakın,
Yüzlerce gemi limanda yük almayı bekliyor.
Neden bekliyor?
Kimse bilmiyor,
Bilinenler ise, gerçekle alakası olmayan sudan sebepler…
Peki, yükleme yapılıyor mu?
Rutinin dışında ve oldukça yavaş şekilde…
Peki bu neye sebebiyet veriyor?
Dünyanın her yerinde aksamalara,
Gecikmelere,
Üretim/tedarik ve lojistik zincirinde kırılmalara,
Enflasyona,
Krizlere,
Fiyat artışlarına,
Halk hareketlerine,
Ve bugüne kadar görülmedik ve umulmadık derecede olağandışı gelişmelere sebebiyet veriyor.
Gelin basit bir örnek yapalım.
Mesela, A ülkesindeki bir firma hammaddeyi Çin'den alıyor diyelim.
Gemisi Şanghay limanında bekliyor.
Bu esnada firma üretim yapamıyor veya kısıyor,
Bu neye sebep oluyor?
O ülkede o firmanın ürünlerinin fiyat artışına ve eğer firma ihracatçı ise, o ülkenin ihracatının düşmesine…
Sadece o firmanın kendi ülkesinde mi?
İhracat yaptığı ülkede de ürün kıtlığına/fiyat artışına ve dolayısıyla da enflasyona sebep oluyor.
Bu sadece basit bir örnek.
Bu ve benzeri durumların binlercesinin, onlarca ülkede binlerce firma üzerinden yaşandığını düşünürseniz; olayın bitişik ve ardışık etkisini hesap bile edemezsiniz!..
Başka bir konu,
Düşünün lütfen,
Petrolün varil fiyatı 150 dolara kadar tırmanmıştı,
Petrol ihraç eden ülkeler stoklarını kullandılar ve fiyatlar 100 dolar mesabesine çekildi.
Peki stoklar bitince ne olacak?
Abarttığımı düşünmeyin ama doların sahiplerinin/düzenin efendisinin dediği olacak.
Üretim/tedarik ve lojistik zincirinde kırılma artacak,
Bu ise var olan krizi daha da tetikleyecek; enerji ve gıda alanında ülkeleri/devletleri ve hatta halkları derinden etkilemeye devam edecek.
Arkadaşlar,
Hele bir de Çin-Tayvan odaklı kriz savaş/işgal noktasına dönüşürse,
Ki, öyle görünüyor; olası gelişme/sıkıntı ve etkileri düşünmek bile iç karartıcı…
Çünkü Amerika, yıllardır savunma sistemleri de dahil, Tayvan'a her türlü askeri desteği bol bol sağladı.
Hala da devam ediyor,
Eğer diyorsanız ki; "20-30 milyon nüfuslu Tayvan, 1-2 milyar nüfuslu Çin'e ne yapabilecek?"
Ama siz duruma öyle bakmayın.
Nasıl Ukrayna işgalinde Amerika/İngiltere ve neredeyse tüm Avrupa Rusya'nın karşısında yer aldı ise, Çin-Tayvan krizinde de aynı şey olacaktır.
Birinin diğerini yenmesinin/yenmemesinin bir önemi yok.
Çünkü beklenen sonuç bambaşka…
Dikkat ediyor musunuz,
Rusya-Ukrayna savaşında Rusya'ya uygulanan yaptırımlar savaşın/işgalin önüne geçti.
Çünkü amaçlanan nokta zaten bu idi.
Aynı şey Çin-Tayvan krizinde/savaşında da olacak ve Çin, uygulanacak yaptırımlarla daha da yalnızlaştırılacaktır.
Çin bile bunun önüne geçemeyecektir.
Sonuç:
"Tüm bunlar olursa ne olur,
Veya tüm bunlardan bize ne ki?" diyebilirsiniz…
Öyle değil işte,
Artık dünya öyle bir hal aldı ki; bir ülkede/coğrafyada veya bir bölgede olan bir anormallik hemen her ülkeyi etkileyen korkunç bir etkiye dönüşebiliyor.
Zincirleme bir etki…
Hiçbir ülke kendisini bu etkiden azade tutamıyor/tutamayacak!..
Plan o kadar büyük ve derin ki; düzenin efendilerinin ülkesi olan Amerika ve İngiltere bile yaşanan ve daha da derinleşerek yaşanacak olan krizlerden kendini hariç tutmayacak.
Ama takdir edersiniz ki; bu ülkelerle geri kalmış ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde oluşacak kötüleşme aynı doz ve derecede olmayacaktır!..
Geçen yıl yazdığım birkaç yazıda tekrar ettiğim bir cümleyle yazımı tamamlayacağım.
"En kötüye göre hazırlanıp/plan yapan ülkeler ve devletler, en az zarar görecek ve en az hasarla atlatacaktır…"
Peki, bu hazırlığı şimdi yapsak diyorsanız;
Bence o aşama geçildi,
Şimdi muhasebe vakti!...
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Rusya için Ukrayna neyse,
Çin için de Tayvan odur.
Amerika ve Avrupa için Ukrayna neyse,
Amerika/Avrupa ve hatta Çin harici tüm dünya için de Tayvan odur.
Nasıl Rusya, Ukrayna diye bir ülkenin varlığını tanımadı/kabul etmedi ve etmiyorsa,
Ki Putin bunu açık ve net bir şekilde dile getirdi,
Çin için de "bağımsız Tayvan" diye bir ülke yoktur.
Ki, şimdiki ve neredeyse son 70 yılın Çin devlet başkanları Tayvan'ın kendilerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getiriyorlar/getirdiler.
Ama bir gerçek var,
Çin her türlü baskıyı uygulamasına rağmen Tayvan'ın ekonomik bir dev olmasına engel olamadı.
Belki bilmiyorsunuzdur ama başta bilgisayar olmak üzere, bilişim ve otomotiv sektörünün beyni mesabesinde olan "çip" üretiminde, dünyada Tayvan'ın payı yüzde 65'tir.
Keza coğrafi özellik bakımından da Tayvan, Filipinler/Güney Kore ve Japonya üzerinden Çin'in en önemli bölgesinin kontrolünü Amerika'ya vermektedir.
Hele de Çin'in, can damarı/dünyaya açılan limanı ve ekonomik başkenti olan Şanghay'ın da bu bölgede olduğunu düşünürsek; Tayvan'ın Çin açısından önemini varın siz düşünün.
Şimdi gelişmelere farklı bir gözle bakalım.
Dünyada bir şeyler oluyor,
Yepyeni bir şeyler…
O birisi,
Ve öyle birisi ki; Güç ve Aklı elinde bulunduran/kural koyan ve kuralları değiştiren/sistem kuran ve sistemi revize eden o birisi,
Yani, düzenin efendisi yeni bir düzen kurmaya başladı.
Yıllardır planladı ve bekledi,
Bu bağlamda önce Ukrayna'yı her türlü hazırladı,
Tayvan'ı hazırladı,
Ve hatta,
Rusya'yı/Çin'i hazırladı...
Şimdiyse planını realize etmeye başladı.
Sıcak savaş soslu ekonomik savaşı, İbrahim Kalın'ın deyişiyle "Yeni bir Soğuk Savaşı" başlattı ve "yeni düzen"in tesisine doğru adım adım ilerliyor.
İşgalin nelere sebebiyet vereceğini öngörüyor olsa bile Putin Ukrayna'ya girmekten geri durabildi mi!
Şanghay limanına bakın,
Yüzlerce gemi limanda yük almayı bekliyor.
Neden bekliyor?
Kimse bilmiyor,
Bilinenler ise, gerçekle alakası olmayan sudan sebepler…
Peki, yükleme yapılıyor mu?
Rutinin dışında ve oldukça yavaş şekilde…
Peki bu neye sebebiyet veriyor?
Dünyanın her yerinde aksamalara,
Gecikmelere,
Üretim/tedarik ve lojistik zincirinde kırılmalara,
Enflasyona,
Krizlere,
Fiyat artışlarına,
Halk hareketlerine,
Ve bugüne kadar görülmedik ve umulmadık derecede olağandışı gelişmelere sebebiyet veriyor.
Gelin basit bir örnek yapalım.
Mesela, A ülkesindeki bir firma hammaddeyi Çin'den alıyor diyelim.
Gemisi Şanghay limanında bekliyor.
Bu esnada firma üretim yapamıyor veya kısıyor,
Bu neye sebep oluyor?
O ülkede o firmanın ürünlerinin fiyat artışına ve eğer firma ihracatçı ise, o ülkenin ihracatının düşmesine…
Sadece o firmanın kendi ülkesinde mi?
İhracat yaptığı ülkede de ürün kıtlığına/fiyat artışına ve dolayısıyla da enflasyona sebep oluyor.
Bu sadece basit bir örnek.
Bu ve benzeri durumların binlercesinin, onlarca ülkede binlerce firma üzerinden yaşandığını düşünürseniz; olayın bitişik ve ardışık etkisini hesap bile edemezsiniz!..
Başka bir konu,
Düşünün lütfen,
Petrolün varil fiyatı 150 dolara kadar tırmanmıştı,
Petrol ihraç eden ülkeler stoklarını kullandılar ve fiyatlar 100 dolar mesabesine çekildi.
Peki stoklar bitince ne olacak?
Abarttığımı düşünmeyin ama doların sahiplerinin/düzenin efendisinin dediği olacak.
Üretim/tedarik ve lojistik zincirinde kırılma artacak,
Bu ise var olan krizi daha da tetikleyecek; enerji ve gıda alanında ülkeleri/devletleri ve hatta halkları derinden etkilemeye devam edecek.
Arkadaşlar,
Hele bir de Çin-Tayvan odaklı kriz savaş/işgal noktasına dönüşürse,
Ki, öyle görünüyor; olası gelişme/sıkıntı ve etkileri düşünmek bile iç karartıcı…
Çünkü Amerika, yıllardır savunma sistemleri de dahil, Tayvan'a her türlü askeri desteği bol bol sağladı.
Hala da devam ediyor,
Eğer diyorsanız ki; "20-30 milyon nüfuslu Tayvan, 1-2 milyar nüfuslu Çin'e ne yapabilecek?"
Ama siz duruma öyle bakmayın.
Nasıl Ukrayna işgalinde Amerika/İngiltere ve neredeyse tüm Avrupa Rusya'nın karşısında yer aldı ise, Çin-Tayvan krizinde de aynı şey olacaktır.
Birinin diğerini yenmesinin/yenmemesinin bir önemi yok.
Çünkü beklenen sonuç bambaşka…
Dikkat ediyor musunuz,
Rusya-Ukrayna savaşında Rusya'ya uygulanan yaptırımlar savaşın/işgalin önüne geçti.
Çünkü amaçlanan nokta zaten bu idi.
Aynı şey Çin-Tayvan krizinde/savaşında da olacak ve Çin, uygulanacak yaptırımlarla daha da yalnızlaştırılacaktır.
Çin bile bunun önüne geçemeyecektir.
Sonuç:
"Tüm bunlar olursa ne olur,
Veya tüm bunlardan bize ne ki?" diyebilirsiniz…
Öyle değil işte,
Artık dünya öyle bir hal aldı ki; bir ülkede/coğrafyada veya bir bölgede olan bir anormallik hemen her ülkeyi etkileyen korkunç bir etkiye dönüşebiliyor.
Zincirleme bir etki…
Hiçbir ülke kendisini bu etkiden azade tutamıyor/tutamayacak!..
Plan o kadar büyük ve derin ki; düzenin efendilerinin ülkesi olan Amerika ve İngiltere bile yaşanan ve daha da derinleşerek yaşanacak olan krizlerden kendini hariç tutmayacak.
Ama takdir edersiniz ki; bu ülkelerle geri kalmış ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde oluşacak kötüleşme aynı doz ve derecede olmayacaktır!..
Geçen yıl yazdığım birkaç yazıda tekrar ettiğim bir cümleyle yazımı tamamlayacağım.
"En kötüye göre hazırlanıp/plan yapan ülkeler ve devletler, en az zarar görecek ve en az hasarla atlatacaktır…"
Peki, bu hazırlığı şimdi yapsak diyorsanız;
Bence o aşama geçildi,
Şimdi muhasebe vakti!...
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Mutlu A.
Kemal B.
Gökhan Ünlü
M. Ö.
Erdem T.
Zafer
Semih
Şenay Düdek
Yasin Ağrı
Şekip A.