Rusya-Ukrayna savaşı olmadan, savaş etkileri başladı bile!..
Kaderin garip bir cilvesi midir nedir; ettiğini buluyor, yaptığınla sınanıyorsun.
Rusya için söyledim bu sözü.
Sen, hibrit/bulanık ve kirli savaş tarz ve tavrıyla saldırıp durursan; Suriye'de/Libya'da/Gürcistan'da hatta Lübnan'da ve hatta çeşitli Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde her türlü yola başvurmayı kendine meşru görürsen, bugün de döner dolaşır silah sana yönelir.
Dün "böl/parçala/yut" şeklindeydi, bugün ise "Hibrit Savaş" şeklinde…
Dikkatinizi çekmiştir,
Putin yırtınıyor/kıvranıyor ve "hiçbir şey göründüğü gibi değil, ben savaş istemiyorum" diyor.
Ama kim inanır…
Neden?
Çünkü daha önce Kafkaslar'da yapmadın mı,
Gürcistan'ı parçalamadın mı,
Kırım'ı ilhak etmedin mi,
Ukrayna kurulduğundan beri Donbas bölgesini istikrarsızlaştırmak için her şeyi caiz görmedin mi…
Şimdiyse Batı yani İngiltere, yani Amerika aynı silahla sana vuruyor.
Vurmaya da devam edecek,
Bence, Putin ilk defa bu kadar köşeye sıkıştı.
Nükleer silah tatbikatı yapıyor. Ki, bu büyük bir sıkışmışlık işaretidir.
Gelin şimdi "kim kimdir, kim hangi roldedir, kim ne yapıyor" diye bir bakalım.
Çin-Rusya ve Amerika-İngiltere fil,
Ukrayna coğrafyası, bu fillerin tepiştiği arena/çim/saha,
Almanya "…bana ne, ben menfaatlerime bakarım" havasında,
Fransa görünürde iyi polis/savaş karşıtı ve uzlaştırıcı,
Geri kalan dünya ise piyon…
Diplomatik yorumcular/uluslararası siyaset uzmanları, Batı'nın yekpare bir duruş sergilemediğinden, aralarında ihtilaf ve menfaat çatışması olduğundan ve Rusya'nın bu durumu koz olarak kullandığından/daha da kullanacağından bahsediyor.
Hatta Amerika-İngiltere önderliğindeki Rusya karşıtı cephenin daha önce Afganistan/Irak/Suriye iç çatışmaları ve savaşları öncesi yarattıkları havanın oluşmayacağı ve bu defa işlerinin oldukça zor olduğunu dile getiriyorlar.
Ki, bir açıdan da haklılar,
Çünkü yapılan konuşmalar, uçuşan iddialar, bölgeye dair yayılan haberler ve bilinçli dezenformasyon buna işaret ediyor.
Ama sizce bu durum Putin ve Rusya lehine evrilir mi?
İhtimal vermiyorum.
Şuanda Amerika-İngiltere ve dolayısıyla da yeni düzen sahipleri olan "Güç ve Akıl" Putin ve Rusya'ya, istediklerini elde edene dek böyle bir fırsat vermeyecektir.
"Güç ve Aklın" bir planı var ve bunun realizasyonu konusunda kim engelse aşılacak, ne gerekiyorsa yapacaklardır.
Bunun için de herhangi bir meşruiyet kaygısı kalmamıştır.
Artık Putin ve Rusya kuzu, Amerika ve İngiltere kurttur.
Şu veya bu şekilde kurt kuzuyu hizaya çekecek/dize getirecektir.
Bunun için de her yol mubahtır.
Çünkü ana hedef Rusya değildir.
Ukrayna'ya dönük bir hümanizma da değildir.
Aslında Ukrayna kimsenin umurunda bile değildir.
Ukrayna tam bir şamar oğlanıdır ve özellikle Rusya'yı dize getirmek için en elverişli coğrafya ve devletsel bir aparattır.
Bu arada, önümüzdeki günlerde Suriye'deki vekalet savaşında rol alan terörist gruplardan bazılarının veya yeni oluşturulmuş bir örgütün farklı isim ve libaslarla Ukrayna'da sahne aldığını görürseniz şaşırmayın.
Mesela, Kafkasya/Çeçen kökenli veya "ne alaka" denecek cinsten insanların Ukrayna ve Rusya coğrafyasında yapacakları eylemler sürpriz gelmesin.
İdlib bölgesinin bu gruplar açısından bir bekleme salonu/temerküz merkezi olduğunu ve yarından tezi yok, dağıtımın başlayabileceği ihtimalini de aklınızda tutun derim.
Donbas bölgesi yeni bir Suriye/Yemen/Irak ve hatta yeni bir Kafkasya olma yolunda hızla ilerliyor.
Arkadaşlar,
Büyük resme odaklanalım lütfen.
Detayları kaçırmayalım ama detayda da boğulmayalım.
Ana hedef Çin,
Ve bu süreçte Rusya önemli hatta en önemli noktadır.
Bu sebeple Rusya-Ukrayna krizi iki devletin husumeti olmaktan ve olası bir savaş durumunun çok ötesindedir.
Küresel enerjinin,
Gıda paylaşımının,
Savaş teknolojisi ve gücünün,
Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve özellikle NATO'nun yeniden dizaynı ve dolayısıyla da kontrol sistematiğinin değişmesini doğuracak bir süreçtir.
Peki bir sıcak savaş olur mu/olacak mı?
Olsa ne, olmasa ne…
Bir savaşın sonuç etkileri oluşmaya başladı bile,
Hatta can yakıcı şekilde…
Enerji ve gıda krizleri kapıda,
Karadeniz barut fıçısı vaziyette…
Dünya ekonomisi bu krize kilitlenmiş halde,
Pek çok emtiada öyle astronomik çıkışlar yaşanıyor ki; çok yakın gelecek ve hatta bir ay sonrası bile öngörülmezlik içinde…
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Durum böyleyken, kriz sıcak savaşa dönüşse ne, dönüşmese ne…
Şunu söyleyeyim;
"Güç ve Akıl" ne yapıp edecek ve Rusya konusunu şu veya bu şekilde ama planlarına uygun formatta istedikleri zemine getirecektir.
Bu hengamede/belirsizlikte Türkiye ne yapmalı?
Coğrafya,
Avantaj olduğu kadar dezavantajdır da…
Her şey, bunu nasıl kullanacağımıza bağlı.
Benim düşüncem şu;
Türkiye bu krizin/savaşın ne içinde olmalı ve ne de yeni düzenin dışında kalmalı,
Boğazlar gibi jeostratejik bir imkanı, Karadeniz'e en büyük sınıra sahip olan coğrafi avantajı "akıllı/akılcı" şekilde kullanarak; öncelikle, krizin hasarını minimize etmeye odaklanmalı, sonrasında veya eş zamanlı olarak da krizi fırsata çevirmeye çalışmalıdır.
Nasıl mı?
Rusya hayati bir sorunla baş başayken,
Ölüm kalım mücadelesindeyken,
Suriye ve Libya'da, bunu fırsata çevirebiliriz.
Ukrayna'dan daha çok istifade edebiliriz.
"Güç ve Akıl" sahipleri ana hedefe giderken ve de Rusya gibi bir engeli egale etmeye çalışırken "kazan-kazan" politikasının "kazan" kısmını daha bir maksimize edebiliriz.
Bu bağlamda, 2. Dünya Savaşı sürecindeki Türk dış politika deneyiminden istifade edilebilir.
Ama,
Mutlaka ama mutlaka gidişatı doğru okumalı/akıllı diplomasiyi öncelemeli/iç siyasete gark olmamalı/büyük resmi görmeli ve bu minvalde geniş perspektifli bir yol haritası izlemeliyiz.
En çok da gıda/enerji ve sanayi konusuna odaklanıp; bugüne kadar ekonomik olarak belimizi büken ana ithal kalemlerinde avantaj elde etmeye yönelmeliyiz.
Aksi takdirde, Rusya-Ukrayna krizi ve olası savaşın en büyük mağdurlarından birisi olmamız kaçınılmaz olur!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Rusya için söyledim bu sözü.
Sen, hibrit/bulanık ve kirli savaş tarz ve tavrıyla saldırıp durursan; Suriye'de/Libya'da/Gürcistan'da hatta Lübnan'da ve hatta çeşitli Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde her türlü yola başvurmayı kendine meşru görürsen, bugün de döner dolaşır silah sana yönelir.
Dün "böl/parçala/yut" şeklindeydi, bugün ise "Hibrit Savaş" şeklinde…
Dikkatinizi çekmiştir,
Putin yırtınıyor/kıvranıyor ve "hiçbir şey göründüğü gibi değil, ben savaş istemiyorum" diyor.
Ama kim inanır…
Neden?
Çünkü daha önce Kafkaslar'da yapmadın mı,
Gürcistan'ı parçalamadın mı,
Kırım'ı ilhak etmedin mi,
Ukrayna kurulduğundan beri Donbas bölgesini istikrarsızlaştırmak için her şeyi caiz görmedin mi…
Şimdiyse Batı yani İngiltere, yani Amerika aynı silahla sana vuruyor.
Vurmaya da devam edecek,
Bence, Putin ilk defa bu kadar köşeye sıkıştı.
Nükleer silah tatbikatı yapıyor. Ki, bu büyük bir sıkışmışlık işaretidir.
Gelin şimdi "kim kimdir, kim hangi roldedir, kim ne yapıyor" diye bir bakalım.
Çin-Rusya ve Amerika-İngiltere fil,
Ukrayna coğrafyası, bu fillerin tepiştiği arena/çim/saha,
Almanya "…bana ne, ben menfaatlerime bakarım" havasında,
Fransa görünürde iyi polis/savaş karşıtı ve uzlaştırıcı,
Geri kalan dünya ise piyon…
Diplomatik yorumcular/uluslararası siyaset uzmanları, Batı'nın yekpare bir duruş sergilemediğinden, aralarında ihtilaf ve menfaat çatışması olduğundan ve Rusya'nın bu durumu koz olarak kullandığından/daha da kullanacağından bahsediyor.
Hatta Amerika-İngiltere önderliğindeki Rusya karşıtı cephenin daha önce Afganistan/Irak/Suriye iç çatışmaları ve savaşları öncesi yarattıkları havanın oluşmayacağı ve bu defa işlerinin oldukça zor olduğunu dile getiriyorlar.
Ki, bir açıdan da haklılar,
Çünkü yapılan konuşmalar, uçuşan iddialar, bölgeye dair yayılan haberler ve bilinçli dezenformasyon buna işaret ediyor.
Ama sizce bu durum Putin ve Rusya lehine evrilir mi?
İhtimal vermiyorum.
Şuanda Amerika-İngiltere ve dolayısıyla da yeni düzen sahipleri olan "Güç ve Akıl" Putin ve Rusya'ya, istediklerini elde edene dek böyle bir fırsat vermeyecektir.
"Güç ve Aklın" bir planı var ve bunun realizasyonu konusunda kim engelse aşılacak, ne gerekiyorsa yapacaklardır.
Bunun için de herhangi bir meşruiyet kaygısı kalmamıştır.
Artık Putin ve Rusya kuzu, Amerika ve İngiltere kurttur.
Şu veya bu şekilde kurt kuzuyu hizaya çekecek/dize getirecektir.
Bunun için de her yol mubahtır.
Çünkü ana hedef Rusya değildir.
Ukrayna'ya dönük bir hümanizma da değildir.
Aslında Ukrayna kimsenin umurunda bile değildir.
Ukrayna tam bir şamar oğlanıdır ve özellikle Rusya'yı dize getirmek için en elverişli coğrafya ve devletsel bir aparattır.
Bu arada, önümüzdeki günlerde Suriye'deki vekalet savaşında rol alan terörist gruplardan bazılarının veya yeni oluşturulmuş bir örgütün farklı isim ve libaslarla Ukrayna'da sahne aldığını görürseniz şaşırmayın.
Mesela, Kafkasya/Çeçen kökenli veya "ne alaka" denecek cinsten insanların Ukrayna ve Rusya coğrafyasında yapacakları eylemler sürpriz gelmesin.
İdlib bölgesinin bu gruplar açısından bir bekleme salonu/temerküz merkezi olduğunu ve yarından tezi yok, dağıtımın başlayabileceği ihtimalini de aklınızda tutun derim.
Donbas bölgesi yeni bir Suriye/Yemen/Irak ve hatta yeni bir Kafkasya olma yolunda hızla ilerliyor.
Arkadaşlar,
Büyük resme odaklanalım lütfen.
Detayları kaçırmayalım ama detayda da boğulmayalım.
Ana hedef Çin,
Ve bu süreçte Rusya önemli hatta en önemli noktadır.
Bu sebeple Rusya-Ukrayna krizi iki devletin husumeti olmaktan ve olası bir savaş durumunun çok ötesindedir.
Küresel enerjinin,
Gıda paylaşımının,
Savaş teknolojisi ve gücünün,
Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve özellikle NATO'nun yeniden dizaynı ve dolayısıyla da kontrol sistematiğinin değişmesini doğuracak bir süreçtir.
Peki bir sıcak savaş olur mu/olacak mı?
Olsa ne, olmasa ne…
Bir savaşın sonuç etkileri oluşmaya başladı bile,
Hatta can yakıcı şekilde…
Enerji ve gıda krizleri kapıda,
Karadeniz barut fıçısı vaziyette…
Dünya ekonomisi bu krize kilitlenmiş halde,
Pek çok emtiada öyle astronomik çıkışlar yaşanıyor ki; çok yakın gelecek ve hatta bir ay sonrası bile öngörülmezlik içinde…
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Durum böyleyken, kriz sıcak savaşa dönüşse ne, dönüşmese ne…
Şunu söyleyeyim;
"Güç ve Akıl" ne yapıp edecek ve Rusya konusunu şu veya bu şekilde ama planlarına uygun formatta istedikleri zemine getirecektir.
Bu hengamede/belirsizlikte Türkiye ne yapmalı?
Coğrafya,
Avantaj olduğu kadar dezavantajdır da…
Her şey, bunu nasıl kullanacağımıza bağlı.
Benim düşüncem şu;
Türkiye bu krizin/savaşın ne içinde olmalı ve ne de yeni düzenin dışında kalmalı,
Boğazlar gibi jeostratejik bir imkanı, Karadeniz'e en büyük sınıra sahip olan coğrafi avantajı "akıllı/akılcı" şekilde kullanarak; öncelikle, krizin hasarını minimize etmeye odaklanmalı, sonrasında veya eş zamanlı olarak da krizi fırsata çevirmeye çalışmalıdır.
Nasıl mı?
Rusya hayati bir sorunla baş başayken,
Ölüm kalım mücadelesindeyken,
Suriye ve Libya'da, bunu fırsata çevirebiliriz.
Ukrayna'dan daha çok istifade edebiliriz.
"Güç ve Akıl" sahipleri ana hedefe giderken ve de Rusya gibi bir engeli egale etmeye çalışırken "kazan-kazan" politikasının "kazan" kısmını daha bir maksimize edebiliriz.
Bu bağlamda, 2. Dünya Savaşı sürecindeki Türk dış politika deneyiminden istifade edilebilir.
Ama,
Mutlaka ama mutlaka gidişatı doğru okumalı/akıllı diplomasiyi öncelemeli/iç siyasete gark olmamalı/büyük resmi görmeli ve bu minvalde geniş perspektifli bir yol haritası izlemeliyiz.
En çok da gıda/enerji ve sanayi konusuna odaklanıp; bugüne kadar ekonomik olarak belimizi büken ana ithal kalemlerinde avantaj elde etmeye yönelmeliyiz.
Aksi takdirde, Rusya-Ukrayna krizi ve olası savaşın en büyük mağdurlarından birisi olmamız kaçınılmaz olur!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Ssdet Gür
Mehmet Çetinkaya
Ebru Aygün
Ertan karaman
Mutlu Erbaş
Murat
Murat E.
Demet Varol
Erol Yarar