Öğrenmek; Bilmek için mi, bilinmek için mi!..

Öğrenmek; Bilmek için mi, bilinmek için mi!..
İbnülemin Mahmut Kemal İnal,
Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bir bilgiye sahiptir.
Dünya çapında bir şahsiyettir.
Son yüzyılda kültürümüze büyük hizmetlerde bulunmuş seçkin isimlerden birisidir.

Bir gün kendisine sorarlar:
- "Sizdeki bilginin çok azına sahip olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var.
Bunun sebebi nedir?"

İbretlik ve günümüzde turfa müneccim misali olanlara ders niteliğinde bir cevap verir:
- Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için!

Ah şöhretperestlik ah…
Bilinmek/Popülarite/medyatik olmak…
Nasıl bir şehvet, nasıl bir cazibeymiş arkadaş.
Bilenler, yani ilim/bilim sahipleri…
Bu haslet/donanım ve birikimleriyle izzet ve edepli bir lezzet sahibi olmaları gerekirken,
Şu, bilinmek/bilinirlik/meşhur olmak/tanınırlık hastalığına ne kolay tutuluveriyorlar!..

Sayıları o kadar çoğaldı ki…
Halbuki "bilmek" öyle mi,
Lezzeti/tadı izzettir, adalettir, metanettir…
Biri deniyet (alçaklık) getirir diğeriyse medeniyet…
Yazık, çok yazık…


AKSAKALLI…

Varna Savaşı bitmiş, kazanan Osmanlı Sultanı II. Murat muharebe meydanını gezmektedir.
Ölen düşman askerlerinin hep genç olması çok dikkatini çeker.

Yanındaki komutanlardan birine sorar;
- "Garip değil mi?
Bu kadar ölünün içinde hiç aksakallı görmedim.
Hepsi genç, hepsi taze!"
Komutanın cevabı oldukça düşündürücü ve manidardır;
- "Padişahım!..
İçlerinde bir aksakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir miydi?"

Değil mi…
Hayatın her alanında, tecrübe/deneyim/istişare/sağduyu/akıl ve akılcılık ne kadar önemli, değil mi…
Savaşta da öyledir, barışta da…
Maliye’de de öyledir Hariciye’de de…
Maarifte de Adalette de…
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim; "ak" sakallı olmakla "aksakallı" olunmuyor.


HERŞEYİNİ ALDIM AMA…

Hâlet Efendi, kendisine dalkavukluk etmeyen, yanlışa yanlış diyen, Moralı Osman Efendiyi uzaklaştırmak ve pasifize etmek için, eften püften bir takım basit işlerle Anadolu'da dolaştırır.

Ama, onun bir gün kendisini görmek için geldiğini duyunca, sofaya koşarak kendisini karşılar ve gideceği zaman da merdiven başına kadar uğurlar.

Bu olaya şahit olan adamı İzzet Molla:
- "Efendim! Bu adama etmediğiniz kötülük kalmadı.
Sürekli sürgünde…
Şimdi bu kadar iltifat edişinizin hikmeti nedir?"

Halet Efendi cevap verir:
- "Evet, ben bu adamın her şeyini aldım.
Uzaklaştırdım, sürgüne yolladım, etkisizleştirmek için her şeyi yaptım/yapıyorum.
Ama, adamın üzerinde öyle güzel bir "efendilik" var ki; onu bir türlü alamıyorum.
Onu görünce de, saygı duymak zorunda kalıyorum."


Yine fıkralar, kıssalar paylaştım.
Belki, ne alaka/ neden fıkra, diyorsunuzdur.

Ama hele bir sorun;
Ben, neyi/neden ve niçin yazdığımı biliyor muyum…
Yok yok…

Boş verin; ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.
Sadece fıkra işte…
Siz okurlarımla paylaşmayı seviyorum, galiba…


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.


Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • MEHMET ASLAN
    BU ÜLKE İÇİN HEPİMİZİN DERDİNE KOŞAN ADAM GİBİ ADAM CENGİZ BAŞKANIM İYİKİ VARSIN KIRKLARELİNDEN SELAMLAR 🇹🇷🙏🤲
  • MEHMET ASLAN
    EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK CENGİZ BAŞKANIM VAR OLUN İNŞALLAH 🇹🇷🙏🤲
  • Çağla Kumral
    Kıssalarınızda bile tarihte kaybolmuş, bilmediğimiz, duymadığımız isimleri zikretmeniz çok hoşuma gidiyor. Kaleminize sağlık.
  • Yiğit Kara
    Sizde söylemek istediklerinizi üstü kapalı söyleyince korkuyorum.
  • Fırat Tan
    Kaleminize sağlık.
  • Dursun Acar
    Mükemmel bilgiler. Sağlığınıza duacıyız.
  • Hüseyin
    Müthiş örnekler harika dersler tebrik ediyorum
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı