'Müesses Nizam' yıkılırken/değişirken..
Erhan Göksel,
Stratejist…
2010'da vefat etti.
Oldukça popüler biriydi.
Farklı, çarpıcı ve iddialı analizlerde bulunurdu.
"Müesses Nizam" tabiri belki vardı ama onunla özdeş şekilde, bilinirlik gösterdi.
Özetle ne kastederdi, bu kavramla;
"Türkiye'nin gerçek direksiyonunda oturan kurumlar.
Bu kurumların üst kademelerindeki bürokratlar,
Ve bunların bağlı olduğu dış ülkelerdeki kişi ya da kuruluşların birlikte oluşturdukları düzen."
Hatta, herkesçe iyi bulunan bir icraat bile yapacak olsa,
Memleketin, milletin hayrına olan bir şey yapacak olduğunda bile,
Bir de bakmışsın; bu icraat akim kalmış, durmuş…
Kim durdurdu,
Kim engelledi,
Neden vazgeçildi..?
Sorular sorular…
Birisi çıkıp da "ben engelledim, biz durdurduk, biz istemedik" demez.
Ama ortalıkta "Müesses Nizam" istemedi,
Müesses Nizam "müsaade etmedi ve etmezdi, zaten" söylentisi dolaşmaya başlar.
Bir de bunların "Zinde Güçler"i vardır.
Bu "zindelik" bazen tank olur Ankara sokaklarında yürür, bazen bir savcının iddianamesiyle ortaya çıkardı.
Öyle bir şeydir ki, bu "Müesses Nizam" denen şey; in midir, cin midir, fil midir, memleketin hayrına mıdır, şerrine midir, belli değil… (Ama hayra delalet olduğu da, pek görülmemiştir)
Gel zaman git zaman,
Devir değişir, konjonktür farklılaşır, yerel ve küresel paradigma başkalaşır.
Güç, el değiştirmeye başlar.
"Müesses Nizam"ın mağduru kesim, topyekün bir güce erişir.
Ve mevcut müesses nizam çatırdamaya başlar.
Ne demektir bu.?
Artık taşlar yerine oturmaya, sorumlulukla güç buluşmaya, halktan yetki alanların yetkilerini kullanmaya başlaması demektir.
Doğru olan da budur.
Aksi sıkıntıdır ve sıkıntı idi…
Tam burada çok önemli bir noktaya, hususa, çok büyük bir nüansa dikkat çekmek istiyorum.
"Müesses Nizam"ı yıkmak "Müesseseleri" yıkmak demek, asla değildir.
"Müesses Nizam"la devletin "Müesses Yapı"sı farklıdır.
Basitleştirecek olursak;
Bir araç düşünün…
Aracın direksiyonunda haylaz-hoyrat ve başıbozuk birisi var.
Bu sürücüden, aracın asıl sahipleri (devlet-millet-siyaset-iktidar) de muzdarip ve şikayetçi.
Aklı selim olan nedir.?
İlk fırsatta, direksiyondakini değiştirmek,
Aracı gözden düşürmek, yıpratmak, değiştirmek ve hatta yok etmek değil…
Sürücüyü bitirmek uğruna aracı yoketmek telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.
"Müesses Nizam"ı bitirirken "müesses yapıya" yani devletin "kurumsal yapısına", kurumların onyıllardır oluşmuş "itibar ve güvenilirliğine" halel getirmemeye azami itina şarttır.
Devlet yönetiminde "pire için yorganı yakmak" doğru bir yöntem olmaz.
Aksi, çatıda fare var diye tüm çatıyı yakmak gibi olur.
Herkes ama herkes, istisnasız hepimiz;
Günümüzde devletin "Ana" kurumlarına ve bu kurumlar üzerinden yürüyen/yürütülen/çıkan/çıkartılan tartışmalara ve "ışıklar yanıyor" metaforuna bu hassasiyetle bakmak zorundayız.
Bence, asıl "beka" durumu budur.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Doğan Arda
Ertan Karaman