Herkes Ukrayna'ya odaklı ama dünyanın geri kalanında neler oluyor; Farkında mıyız?
Dünya, Rusya'nın Ukrayna işgaline odaklandı.
Sanki her şeyin düğümü burada atıldı ve burada çözülecek gibi…
Peki, durum neden ve nasıl bu hale geldi?
Çünkü böyle istendi ve böyle de oldu.
Dikkat edin,
Öyle bir algı operasyonu ve konu üzerinde topyekûn bir odaklanma oluşturuldu ki; kimsenin başka bir algıya/olguya/durum ve bölgeye yönelme imkanı kalmadı.
Evet, bu savaş hemen her şeyle ilgili ve ilintili,
Enerjiden petrole,
Amerika'dan Avrupa'ya,
Rusya'dan Çin'e hemen herkesi ve her şeyi etkileyen bir boyutta…
Fakat dünyanın diğer alanları ve bu alanlara ilişkin gelişmeler de devam ediyor.
Hem de bağlantılı bir şekilde,
Ve, "Yeni Düzen"in oluşumuna paralel değişmeler ve gelişmelerle…
Yazımda bu noktaya dikkat çekmek; Rusya-Ukrayna harici bölgeleri ve gözden kaçırılmaması gereken gelişmeleri göstermek istiyorum.
Mesela Arabistan,
PetroDolar Sisteminin başlangıç noktası bir ülkeyi göz ardı edebilir miyiz,
Hele de Rusya'ya uygulanan yaptırımların petrol ve doğalgazı da kapsamaya başlamasını ve bunun genelleşmesi durumunu düşünürsek…
Trump döneminin, gözde prensi Salman'ın pabucu dama atılmaya başladı.
Amerika'nın Arabistan politikasında farklı yaklaşımlar öne çıkıyor.
Bu durum ise Suudi yönetiminde farklı kliklerin güçlenmesini ve güçlü olanların gözden düşmesi sonucunu doğuruyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye'de öldürülen Suudi gazetecinin failleriyle ilgili Kraliyet ailesine kadar ulaşacak bir sürecin başlayacağı ve umulmadık kişilerin bedel ödeyeceğini söyleyebilirim.
Keza Birleşik Arap Emirlikleri,
Biliyorsunuz,
Körfezin iki atlısı olan prensin, diğeri de orada.
Prens Zayed.
Onunla da ilgili yeni bir sayfa açılacak gibi görünüyor.
Hakeza Katar,
Bu iki prensin popüler olduğu dönemde yaptırım ve ambargolara maruz kalan Katar.
Kısa süre içinde Amerika ve İngiltere ile hiç olmadığı kadar iyi ilişkiler oluşturacağı kanaatindeyim.
Körfezin iki atlısı dediğim iki prensin,
Prens Zayed ve Prens Salman'ın önemi azalırken Katar Emiri Şeyh Temim'in artan önemine ve öne çıkacağına şahit olacağız.
Petrol İhraç Eden Ülkeler'in, Amerika ilişkileri yeniden dizayn edilecek.
İran/Amerika arasında farklı bir konsepte girilecek ve Rusya-İran/İran-Çin ilişkilerinde azalma/iniş/düşüş olurken İran ve Amerika/İngiltere arasında şaşırtıcı gelişmeler sahne alacaktır.
Şunu sakın unutmayın,
Amerika ve İngiltere'nin,
Yani, bu iki devletin de arkasında olan "Güç ve Akıl Sahipleri"nin,
Yani, doların sahiplerinin, dost ve düşman olamayacağı ülke yoktur.
Hele de söz konusu olan "Yeni Düzen" ise; devletler/ülkeler/coğrafyalar arası ilişkilerde olağanüstü düzelmeler ve bozulmalar olması çok muhtemeldir.
Rusya'nın Ukrayna işgaliyle başlayan yaptırımların sonuçları alınmaya başladıkça,
Güç ve Akıl Sahiplerinin Rusya ile olan planları realize oldukça/Rusya istenen noktaya yaklaştıkça/ dünyanın geri kalan bölgelerindeki ülkelerin Amerika ve İngiltere'yle ilişkilerinde bahsettiğim olağandışı gelişmeleri yaşayacağız.
Bu arada,
Önümüzdeki 3-6 ay içinde,
Ama Rusya'ya uygulanan yaptırımların sonucuna göre, Rusya-Ukrayna savaşı "dondurulmuşluk/durgunluk/barış" sürecine girebilir.
Ki, okumalarım/gözlemlerim ve farklı ülkelerde kimileriyle yaptığım istişareler/fikir alışverişlerim, bu sonucun çok uzamadan gelebileceğine işaret ediyor.
Neden böyle diyorum?
"Yeni Düzen" planına göre, yaklaşık on yıldır süren Rusya-Ukrayna krizi gerekli bir evreydi,
Bu evre geçildi ve kaçınılmaz şekilde işgal süreci başladı.
Neden?
Çünkü, planın farklı taktik/strateji ve enstrümanlarının sahneye sürülmesi için "savaş/işgal oyunu" başlamak zorundaydı.
Ki, istenen gerekçe oluşsun/kimse, olacaklara itiraz edemesindi.
Bu da oldu mu? Oldu…
Hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz: yaptırımlar başladı,
Avrupa ülkeleri, Amerika ve İngiltere önünde tespih tanesi gibi dizilmeye başladı.
Algı operasyonları için istenen zemin oluştu.
Güç ve Aklın NATO planı için, Avrupa istenen kıvama geldi.
Ekonomik savaşın tüm doneleri, istenen şekil ve boyutta işlevselleşmeye başladı ve gerekirse, kimi ülkelerin yönetimini/rejimini değiştirecek kadar etkin bir hale geldi.
Yani Ukrayna arenasında başlayan işgal, vazifesini yaptı/yapıyor ve yakın zamanda ikincilleşecek.
Barış derken de,
Öyle tam-tekmil bir barış olacağını düşünmeyin.
Sadece "dondurulmuş" bir soruna dönüştürülecek ve olası bir plan tadilinde kullanılabilir bir alternatif olarak bir süre daha kenarda tutulacak.
Şuanda, güç ve aklı elinde bulunduranlar durum tespiti yapıyor.
Sonuçlar geldikçe ve planlarıyla örtüştükçe yeni süreçleri gündemlerine alacaklardır.
Bu minvalde,
Yukarıda Körfez'den bahsettiğim gibi, içinde bizim de olduğumuz geniş bir coğrafyada farklı operasyon ve ameliyatlar göreceğiz.
Suriye İç Savaşı ve bu savaşta Rusya'nın etkisizleşmesi,
Kuzey Irak bölgesine dair Türkiye'nin de çok hassasiyet göstermesi gereken gelişmeler,
Libya/Afganistan ve Yemen konulu gerçek filmler, sahneye sunulacaktır.
Ukrayna ile başlayan savaş/sert güç içerikli rüzgar, farklı coğrafyalarda ve farklı aktörler eliyle, esmeye devam edecektir.
Arkadaşlar,
Rusya'nın Ukrayna işgali çok ama çok önemlidir.
Başlaması da sonuçları da önemlidir.
Ama dünya Rusya ve Ukrayna'dan ibaret değildir.
Yok efendim, Polonya/Moldova/Romanya gibi ülkelerde Ukrayna'lı mülteciler nedeniyle insanî dram yaşanıyormuş,
Kiev'de insanlar perişan haldeymiş,
Vay efendim, Rusya ile ticaret yapan ülkeler çok zora düşmüş,
Aman efendim, petrol ve doğalgazda yaşanan küresel bazda fiyat artışları/gıda üretim ve tedarikinde çıkan/artması muhtemel sıkıntılar, sanayi hammadde üretim ve tedariki konusunda lojistik sorunları ve zincirin kırılması, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açarmış!...
Evet,
Aynen öyle.
Bunların hepsi doğru ve epeyce bir süre daha, artarak devam edecek.
Ama kimin umurunda…
Çünkü bilerek yapıldı/yapılıyor ve küresel bir bilinç/büyük bir planlama içinde ve taviz verilmeden de devam edecek görünüyor.
Arkadaşlar,
Daha önce de, "Kontrollü bir kaos yaşıyoruz" diye yazmıştım.
Çünkü insanlara yeni bir düzeni kabul ettirmek, yaşanacak/yaşatılacak bir kaos sonrası çok daha kolay olacaktır.
Ki, Kovid-19 ve ilan edilen Pandemi de bu kaos sürecinin bir parçası idi.
Demiştim; "korkunun yaptıramayacağı şey, aştıramayacağı çizgi yoktur" diye.
Ölüm korkusu,
Açlık kaygısı,
Yarına dair belirsizlik gibi psikolojik durumlar, toplumları istenen kıvama getirmek için en etkili parametrelerdir.
Şuanda, "kaos" ve ortaya çıkarttığı psikolojik neticelerin tepe tepe kullanıldığını ve gerek duyulması halinde, daha da kullanılacağı bir süreç yaşıyoruz/yaşayacağız.
Sonuç:
Bugün dünden daha iyi,
Ama yarın bugünden daha kötü olacaktır.
Dünya Barışı/huzur/insanî değerlerin öncelenmesi vb. gibi, herkesçe dillendirilen ama gerçekte pek de rastlanılmayan pıtırcık sözlere çok itibar etmeyin.
Kötü/şaşırtıcı/olağandışı ve zor günlerden geçiyoruz.
Çok üzgünüm ki, bugünden yarına bitmeyecek de…
2025'e kadar çok daha kötüsüne hazırlıklı olmak zorundayız!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Sanki her şeyin düğümü burada atıldı ve burada çözülecek gibi…
Peki, durum neden ve nasıl bu hale geldi?
Çünkü böyle istendi ve böyle de oldu.
Dikkat edin,
Öyle bir algı operasyonu ve konu üzerinde topyekûn bir odaklanma oluşturuldu ki; kimsenin başka bir algıya/olguya/durum ve bölgeye yönelme imkanı kalmadı.
Evet, bu savaş hemen her şeyle ilgili ve ilintili,
Enerjiden petrole,
Amerika'dan Avrupa'ya,
Rusya'dan Çin'e hemen herkesi ve her şeyi etkileyen bir boyutta…
Fakat dünyanın diğer alanları ve bu alanlara ilişkin gelişmeler de devam ediyor.
Hem de bağlantılı bir şekilde,
Ve, "Yeni Düzen"in oluşumuna paralel değişmeler ve gelişmelerle…
Yazımda bu noktaya dikkat çekmek; Rusya-Ukrayna harici bölgeleri ve gözden kaçırılmaması gereken gelişmeleri göstermek istiyorum.
Mesela Arabistan,
PetroDolar Sisteminin başlangıç noktası bir ülkeyi göz ardı edebilir miyiz,
Hele de Rusya'ya uygulanan yaptırımların petrol ve doğalgazı da kapsamaya başlamasını ve bunun genelleşmesi durumunu düşünürsek…
Trump döneminin, gözde prensi Salman'ın pabucu dama atılmaya başladı.
Amerika'nın Arabistan politikasında farklı yaklaşımlar öne çıkıyor.
Bu durum ise Suudi yönetiminde farklı kliklerin güçlenmesini ve güçlü olanların gözden düşmesi sonucunu doğuruyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye'de öldürülen Suudi gazetecinin failleriyle ilgili Kraliyet ailesine kadar ulaşacak bir sürecin başlayacağı ve umulmadık kişilerin bedel ödeyeceğini söyleyebilirim.
Keza Birleşik Arap Emirlikleri,
Biliyorsunuz,
Körfezin iki atlısı olan prensin, diğeri de orada.
Prens Zayed.
Onunla da ilgili yeni bir sayfa açılacak gibi görünüyor.
Hakeza Katar,
Bu iki prensin popüler olduğu dönemde yaptırım ve ambargolara maruz kalan Katar.
Kısa süre içinde Amerika ve İngiltere ile hiç olmadığı kadar iyi ilişkiler oluşturacağı kanaatindeyim.
Körfezin iki atlısı dediğim iki prensin,
Prens Zayed ve Prens Salman'ın önemi azalırken Katar Emiri Şeyh Temim'in artan önemine ve öne çıkacağına şahit olacağız.
Petrol İhraç Eden Ülkeler'in, Amerika ilişkileri yeniden dizayn edilecek.
İran/Amerika arasında farklı bir konsepte girilecek ve Rusya-İran/İran-Çin ilişkilerinde azalma/iniş/düşüş olurken İran ve Amerika/İngiltere arasında şaşırtıcı gelişmeler sahne alacaktır.
Şunu sakın unutmayın,
Amerika ve İngiltere'nin,
Yani, bu iki devletin de arkasında olan "Güç ve Akıl Sahipleri"nin,
Yani, doların sahiplerinin, dost ve düşman olamayacağı ülke yoktur.
Hele de söz konusu olan "Yeni Düzen" ise; devletler/ülkeler/coğrafyalar arası ilişkilerde olağanüstü düzelmeler ve bozulmalar olması çok muhtemeldir.
Rusya'nın Ukrayna işgaliyle başlayan yaptırımların sonuçları alınmaya başladıkça,
Güç ve Akıl Sahiplerinin Rusya ile olan planları realize oldukça/Rusya istenen noktaya yaklaştıkça/ dünyanın geri kalan bölgelerindeki ülkelerin Amerika ve İngiltere'yle ilişkilerinde bahsettiğim olağandışı gelişmeleri yaşayacağız.
Bu arada,
Önümüzdeki 3-6 ay içinde,
Ama Rusya'ya uygulanan yaptırımların sonucuna göre, Rusya-Ukrayna savaşı "dondurulmuşluk/durgunluk/barış" sürecine girebilir.
Ki, okumalarım/gözlemlerim ve farklı ülkelerde kimileriyle yaptığım istişareler/fikir alışverişlerim, bu sonucun çok uzamadan gelebileceğine işaret ediyor.
Neden böyle diyorum?
"Yeni Düzen" planına göre, yaklaşık on yıldır süren Rusya-Ukrayna krizi gerekli bir evreydi,
Bu evre geçildi ve kaçınılmaz şekilde işgal süreci başladı.
Neden?
Çünkü, planın farklı taktik/strateji ve enstrümanlarının sahneye sürülmesi için "savaş/işgal oyunu" başlamak zorundaydı.
Ki, istenen gerekçe oluşsun/kimse, olacaklara itiraz edemesindi.
Bu da oldu mu? Oldu…
Hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz: yaptırımlar başladı,
Avrupa ülkeleri, Amerika ve İngiltere önünde tespih tanesi gibi dizilmeye başladı.
Algı operasyonları için istenen zemin oluştu.
Güç ve Aklın NATO planı için, Avrupa istenen kıvama geldi.
Ekonomik savaşın tüm doneleri, istenen şekil ve boyutta işlevselleşmeye başladı ve gerekirse, kimi ülkelerin yönetimini/rejimini değiştirecek kadar etkin bir hale geldi.
Yani Ukrayna arenasında başlayan işgal, vazifesini yaptı/yapıyor ve yakın zamanda ikincilleşecek.
Barış derken de,
Öyle tam-tekmil bir barış olacağını düşünmeyin.
Sadece "dondurulmuş" bir soruna dönüştürülecek ve olası bir plan tadilinde kullanılabilir bir alternatif olarak bir süre daha kenarda tutulacak.
Şuanda, güç ve aklı elinde bulunduranlar durum tespiti yapıyor.
Sonuçlar geldikçe ve planlarıyla örtüştükçe yeni süreçleri gündemlerine alacaklardır.
Bu minvalde,
Yukarıda Körfez'den bahsettiğim gibi, içinde bizim de olduğumuz geniş bir coğrafyada farklı operasyon ve ameliyatlar göreceğiz.
Suriye İç Savaşı ve bu savaşta Rusya'nın etkisizleşmesi,
Kuzey Irak bölgesine dair Türkiye'nin de çok hassasiyet göstermesi gereken gelişmeler,
Libya/Afganistan ve Yemen konulu gerçek filmler, sahneye sunulacaktır.
Ukrayna ile başlayan savaş/sert güç içerikli rüzgar, farklı coğrafyalarda ve farklı aktörler eliyle, esmeye devam edecektir.
Arkadaşlar,
Rusya'nın Ukrayna işgali çok ama çok önemlidir.
Başlaması da sonuçları da önemlidir.
Ama dünya Rusya ve Ukrayna'dan ibaret değildir.
Yok efendim, Polonya/Moldova/Romanya gibi ülkelerde Ukrayna'lı mülteciler nedeniyle insanî dram yaşanıyormuş,
Kiev'de insanlar perişan haldeymiş,
Vay efendim, Rusya ile ticaret yapan ülkeler çok zora düşmüş,
Aman efendim, petrol ve doğalgazda yaşanan küresel bazda fiyat artışları/gıda üretim ve tedarikinde çıkan/artması muhtemel sıkıntılar, sanayi hammadde üretim ve tedariki konusunda lojistik sorunları ve zincirin kırılması, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açarmış!...
Evet,
Aynen öyle.
Bunların hepsi doğru ve epeyce bir süre daha, artarak devam edecek.
Ama kimin umurunda…
Çünkü bilerek yapıldı/yapılıyor ve küresel bir bilinç/büyük bir planlama içinde ve taviz verilmeden de devam edecek görünüyor.
Arkadaşlar,
Daha önce de, "Kontrollü bir kaos yaşıyoruz" diye yazmıştım.
Çünkü insanlara yeni bir düzeni kabul ettirmek, yaşanacak/yaşatılacak bir kaos sonrası çok daha kolay olacaktır.
Ki, Kovid-19 ve ilan edilen Pandemi de bu kaos sürecinin bir parçası idi.
Demiştim; "korkunun yaptıramayacağı şey, aştıramayacağı çizgi yoktur" diye.
Ölüm korkusu,
Açlık kaygısı,
Yarına dair belirsizlik gibi psikolojik durumlar, toplumları istenen kıvama getirmek için en etkili parametrelerdir.
Şuanda, "kaos" ve ortaya çıkarttığı psikolojik neticelerin tepe tepe kullanıldığını ve gerek duyulması halinde, daha da kullanılacağı bir süreç yaşıyoruz/yaşayacağız.
Sonuç:
Bugün dünden daha iyi,
Ama yarın bugünden daha kötü olacaktır.
Dünya Barışı/huzur/insanî değerlerin öncelenmesi vb. gibi, herkesçe dillendirilen ama gerçekte pek de rastlanılmayan pıtırcık sözlere çok itibar etmeyin.
Kötü/şaşırtıcı/olağandışı ve zor günlerden geçiyoruz.
Çok üzgünüm ki, bugünden yarına bitmeyecek de…
2025'e kadar çok daha kötüsüne hazırlıklı olmak zorundayız!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Cansu Boz
Bulut Can
Yaren Polat
Yiğit Tufan
Adnan Ciğer
Adnan Ciğer
Mehmet Çetinkaya
Ali Kırkağaç
Mutlu E.
Fatih Sarul