Her şey tesadüfen mi oluyor? PetroDolar sisteminin sonu mu geliyor!..
Yıl-1944,
2. Dünya Savaşı bitiyor,
Galip/mağlup artık belli…
Amerika haricinde, bu savaşın galibi de mağlubu da zararda…
Aslında tek galip var; o da ABD…
İşte bu Amerika, Birleşmiş Milletler çatısı altında bir konferans düzenleyelim ve "savaş sonrası küresel sistem"in nasıl olacağını kararlaştıralım diyor.
Dediği de oluyor.
Amerika'nın New Hempshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında toplanıyorlar.
Ana konu rezerv para,
Yani, yeni para sistemi,
Yani, uluslararası ticaret ve ödemelerde hangi para biriminin kullanılacağı konusu…
Ekonomiyle ilgilenenler ünlü iktisatçı John Maynard Keynes'i bilir.
İngiltere heyeti adına görüş sunan Keynes "Bancor" diye uluslar üstü olmak kaydıyla bir para birimi oluşturulmasını önerir.
Bu öneri mantıklı/makul ve adil mi?
Evet…
Ama kabul edilmez.
Çünkü güçlü de, en güçlü de Amerika'dır ve onun dediği olacaktır.
Ve dolar, rezerv para olarak kabul edilir.
Dolar altına endekslenir, diğer para birimleri de dolara…
Ve ABD, her ülkeye 1 Ons altına karşılık 35 Dolar ödemeyi garanti eder.
İşte Bretton Woods denen uluslararası para sistemi böylece kurulmuş olur.
Bununla birlikte, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nı da kurarak doların gücünü kurumsallaştırmayı da ihmal etmezler.
Sonra ne olur?
Amerika durur mu,
Küresel ekonomik belirleyiciliğini pekiştirmek için "kas gücünü" de küreselleştirmeye ve kurumsallaştırmaya yönelir.
Kas gücünden kastım, askeri güç ve belirleyiciliktir.
Bu bağlamda NATO kurulur.
Peki sonra?
2. Dünya Savaşı mağduru ülkeler dirilmeye/güçlenmeye/sanayi ve ekonomilerini düzelterek toparlanmaya başlar.
Bu süreçte özellikle Japonya ve Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri öne çıkar.
Amerika ise Vietnam savaşına girişir. 20 yıla yakın sürer.
2. Dünya savaşının hasarını ortadan kaldıran ülkelerse yeniden inşa safhasını aşıp sanayi/tarım ve finansal alanlarda büyümeye devam ederler.
İhracatları artar ve cari fazla verir hale gelirler.
Bu ne demek?
Ellerinde dolar rezervi oluşmaya başlar.
Ve bu dolarlarla Amerika'dan altın istemeye/almaya başlarlar.
1970'lere gelindiğinde gerek Vietnam savaşının etkisi, gerek Avrupa'daki büyüme ve gerekse de Amerika ekonomisinde görülen sıkıntı nedeniyle ABD altın taleplerini karşılamakta sıkıntıya düşer.
(Açıkçası, ben bu sürecin de bilinçli oluşturulduğu düşüncesindeyim.
Çünkü öncelik doların kabullendirilmesiydi ve bu başarıldı.
Artık, dünya dolar merkezli her operasyonu yiyebilirdi. Ama bunun için de inanılır/sahici ve ikna edici doneler sunulmalıydı.
O dönemde yaşananların da, bu minvalde olduğu kanaatindeyim.)
Güya, Amerika artık sıkıntıdadır ve doların önemi azalmaktadır.
Bence, kazın ayağı hiç de öyle değildir ve doların sahiplerinin bir planı vardır.
Amerika gider ve Arabistan'a çöker.
Der ki; bundan sonra petrolü sadece dolarla satacaksın. Ben de seni koruyacağım.
Arabistan'ın buna karşı gelmek gibi bir lüksü olabilir mi?
Asla…
Sevmeye sevmeye veya seve seve kabul eder.
Akabinde diğer Petrol satıcısı (OPEC ülkeleri) ülkeler de, Amerika'nın bu teklifini kabul eder.
Bazı gelişmiş ülkeler buna itiraz edecek olur.
Fakat dönemin Amerika Başkanı Nixon umursamaz ve; "dolar bizim paramız ama sizin probleminiz" der ve böylelikle "PetroDolar Sistemi" kurulmuş olur.
PetroDolar Sistemi nedir?
Petrolün sadece dolar cinsinden fiyatlanmasıdır.
Yani, petrol almak isteyen her ülke/kuruluş veya herhangi bir kimsenin, karşılığında dolar vermek zorunda olması ve bu doları bir şekilde bulmak mecburiyetinde kalması demektir.
Bu yeni sistem, sizce zorundalık sonucu ortaya çıkan ve sadece Amerika'nın ekonomik sıkıntıya düşmesiyle spontane gelişen bir durum olabilir mi?
Ben buna ihtimal bile vermiyorum.
Çünkü ülkeler büyümeye ve gelişmeye başlamışlardı.
Ve üstelik Amerika'nın desteğiyle…
Gelişen ülkelerde enerji ihtiyacı artar.
Bu bağlamda ana ihtiyaç kalemi ne olur?
Tabi ki petrol…
Durum bu ve böyleyken Amerika'nın ve dolayısıyla da Amerika'yı başat aktör yapan doların ve son kertede FED'in, yani doların sahiplerinin bunu hesap etmemiş olabilme ihtimali bence sıfırdır!..
Bu "PetroDolar"a geçme operasyonu, olsa olsa dolara dair güç konsoidasyonu/revizyon veya yeni bir paradigma oluşturulmasından başka bir şey değildi.
Eğer öyleyse, "…peki, Amerika harici dünya için pek de tercih edilebilir olmayan bu sistem nasıl kabul edildi/neden kabul ettiler/kabul etmek zorunda kaldılar?" diyebilirsiniz.
Soruyu sormakta haklısınız da,
Ama Amerika'nın "kas gücü" hala en güçlü durumdaydı.
Yani, küresel bazda hala en güçlü/en belirleyici ülke ve en büyük ekonomiydi.
Zaman zaman buna kafa tutmaya kalkışanlar olmadı mı?
Oldu.
Peki sonları ne oldu?
Orta ve yakın geçmişten örnekler vereyim; siz anlarsınız artık…
İran,
Önce kafa tutmaya kalktı,
Sonra Avro ile petrol satmaya kalktı.
Başına gelmeyen kalmadı.
Hala Amerika düşmanı ve yaptırımlar altında.
Saddam ve Irak,
Anlatmaya gerek yok sanırım; hafızalar hala tazedir.
Keza Libya ve Kaddafi…
Trump'ın başkanlığı zamanında Arabistan'a çektiği operasyon,
Keza Katar'ın başına gelenler,
Hakeza Venezuela'nın ne hale geldiğine bakın…
Şimdi, Rusya-Ukrayna savaşını yaşadığımız bugünlerde, bolca konuşulan/yorumlar ve öngörüler yapılan bir konuya geleceğim.
PetroDolar'ın sonu mu geliyor?
Arkadaşlar,
Geçmişte nasıl 2. Dünya Savaşı sebep gösterildiyse ve doların rezerv para olması sağlandıysa,
1970'lerde nasıl Amerika'nın içine düştüğü/düşmüş gibi gösterildiği bazı sıkıntılar sebep olduysa veya sebepmiş gibi gösterildiyse ve PetroDolar sistemine geçildiyse;
Bugün de, Pandemi/dijitalizasyon/Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmeler gerekçe olarak sunulacak ve yeni bir sistem gelecektir.
Adına ne derseniz deyin,
Veya adı şu/bu/o kelimeyle ifade edilebilir; bunun da pek bir önemi yok.
Ama bilesiniz ki; PetroDolar sistemi biter Kriptodolar sistemi gelir,
Veya "dijital dolar sistemi gelmiştir" denir ve bir şekilde kabullendirilir.
70-75 yıldır kurduğu sistem/sistemlerle dünya ekonomisini domine eden, bunun için savunma harcamalarını artırmaktan imtina etmeyen, kel alaka coğrafyalara bile asker gönderip üsler kuran bir ülkenin sahibi olan dolar sistemi ve bu sistemin sahipleri böylesi bir gücü hayatın olağan akışına/spontane gelişmelere/ülkelerin inisiyatiflerine ve kendiliğindenliğe bırakır mı!..
Beşerin/insanların hayatının olağan akışını bile fark ettirmeden/çaktırmadan/sindire sindire istediği minvalde değiştirecek bir güç gidişatı kendi haline hiç bırakır mı!..
"Her dövizle dolar alınabilir ama petrol sadece dolarla alınabilir" algı/inanış ve kabullenişini oluşturan bir güç ve akıl, küresel gidişatı kendi seyrine bırakır mı hiç!..
Böyleyken,
Gerek iki senedir yaşadığımız Pandemi ve ortaya çıkan insanî dönüşüm, gerekse de bugünlerin popüler konusu Rusya-Ukrayna savaşı bir tesadüfün sonucu olmaz/olamaz!..
Düşünün bence; düşünün,
Lütfen, bir de gösterdiğim bu tarihsel perspektifi göz önünde tutarak düşünün.
Ki o zaman neyin ne olduğunu,
Olanlardan, daha nelerin olabileceğini,
Ve hiçbir şeyin tesadüfen olmadığını, siz de fark edin!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
2. Dünya Savaşı bitiyor,
Galip/mağlup artık belli…
Amerika haricinde, bu savaşın galibi de mağlubu da zararda…
Aslında tek galip var; o da ABD…
İşte bu Amerika, Birleşmiş Milletler çatısı altında bir konferans düzenleyelim ve "savaş sonrası küresel sistem"in nasıl olacağını kararlaştıralım diyor.
Dediği de oluyor.
Amerika'nın New Hempshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında toplanıyorlar.
Ana konu rezerv para,
Yani, yeni para sistemi,
Yani, uluslararası ticaret ve ödemelerde hangi para biriminin kullanılacağı konusu…
Ekonomiyle ilgilenenler ünlü iktisatçı John Maynard Keynes'i bilir.
İngiltere heyeti adına görüş sunan Keynes "Bancor" diye uluslar üstü olmak kaydıyla bir para birimi oluşturulmasını önerir.
Bu öneri mantıklı/makul ve adil mi?
Evet…
Ama kabul edilmez.
Çünkü güçlü de, en güçlü de Amerika'dır ve onun dediği olacaktır.
Ve dolar, rezerv para olarak kabul edilir.
Dolar altına endekslenir, diğer para birimleri de dolara…
Ve ABD, her ülkeye 1 Ons altına karşılık 35 Dolar ödemeyi garanti eder.
İşte Bretton Woods denen uluslararası para sistemi böylece kurulmuş olur.
Bununla birlikte, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nı da kurarak doların gücünü kurumsallaştırmayı da ihmal etmezler.
Sonra ne olur?
Amerika durur mu,
Küresel ekonomik belirleyiciliğini pekiştirmek için "kas gücünü" de küreselleştirmeye ve kurumsallaştırmaya yönelir.
Kas gücünden kastım, askeri güç ve belirleyiciliktir.
Bu bağlamda NATO kurulur.
Peki sonra?
2. Dünya Savaşı mağduru ülkeler dirilmeye/güçlenmeye/sanayi ve ekonomilerini düzelterek toparlanmaya başlar.
Bu süreçte özellikle Japonya ve Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri öne çıkar.
Amerika ise Vietnam savaşına girişir. 20 yıla yakın sürer.
2. Dünya savaşının hasarını ortadan kaldıran ülkelerse yeniden inşa safhasını aşıp sanayi/tarım ve finansal alanlarda büyümeye devam ederler.
İhracatları artar ve cari fazla verir hale gelirler.
Bu ne demek?
Ellerinde dolar rezervi oluşmaya başlar.
Ve bu dolarlarla Amerika'dan altın istemeye/almaya başlarlar.
1970'lere gelindiğinde gerek Vietnam savaşının etkisi, gerek Avrupa'daki büyüme ve gerekse de Amerika ekonomisinde görülen sıkıntı nedeniyle ABD altın taleplerini karşılamakta sıkıntıya düşer.
(Açıkçası, ben bu sürecin de bilinçli oluşturulduğu düşüncesindeyim.
Çünkü öncelik doların kabullendirilmesiydi ve bu başarıldı.
Artık, dünya dolar merkezli her operasyonu yiyebilirdi. Ama bunun için de inanılır/sahici ve ikna edici doneler sunulmalıydı.
O dönemde yaşananların da, bu minvalde olduğu kanaatindeyim.)
Güya, Amerika artık sıkıntıdadır ve doların önemi azalmaktadır.
Bence, kazın ayağı hiç de öyle değildir ve doların sahiplerinin bir planı vardır.
Amerika gider ve Arabistan'a çöker.
Der ki; bundan sonra petrolü sadece dolarla satacaksın. Ben de seni koruyacağım.
Arabistan'ın buna karşı gelmek gibi bir lüksü olabilir mi?
Asla…
Sevmeye sevmeye veya seve seve kabul eder.
Akabinde diğer Petrol satıcısı (OPEC ülkeleri) ülkeler de, Amerika'nın bu teklifini kabul eder.
Bazı gelişmiş ülkeler buna itiraz edecek olur.
Fakat dönemin Amerika Başkanı Nixon umursamaz ve; "dolar bizim paramız ama sizin probleminiz" der ve böylelikle "PetroDolar Sistemi" kurulmuş olur.
PetroDolar Sistemi nedir?
Petrolün sadece dolar cinsinden fiyatlanmasıdır.
Yani, petrol almak isteyen her ülke/kuruluş veya herhangi bir kimsenin, karşılığında dolar vermek zorunda olması ve bu doları bir şekilde bulmak mecburiyetinde kalması demektir.
Bu yeni sistem, sizce zorundalık sonucu ortaya çıkan ve sadece Amerika'nın ekonomik sıkıntıya düşmesiyle spontane gelişen bir durum olabilir mi?
Ben buna ihtimal bile vermiyorum.
Çünkü ülkeler büyümeye ve gelişmeye başlamışlardı.
Ve üstelik Amerika'nın desteğiyle…
Gelişen ülkelerde enerji ihtiyacı artar.
Bu bağlamda ana ihtiyaç kalemi ne olur?
Tabi ki petrol…
Durum bu ve böyleyken Amerika'nın ve dolayısıyla da Amerika'yı başat aktör yapan doların ve son kertede FED'in, yani doların sahiplerinin bunu hesap etmemiş olabilme ihtimali bence sıfırdır!..
Bu "PetroDolar"a geçme operasyonu, olsa olsa dolara dair güç konsoidasyonu/revizyon veya yeni bir paradigma oluşturulmasından başka bir şey değildi.
Eğer öyleyse, "…peki, Amerika harici dünya için pek de tercih edilebilir olmayan bu sistem nasıl kabul edildi/neden kabul ettiler/kabul etmek zorunda kaldılar?" diyebilirsiniz.
Soruyu sormakta haklısınız da,
Ama Amerika'nın "kas gücü" hala en güçlü durumdaydı.
Yani, küresel bazda hala en güçlü/en belirleyici ülke ve en büyük ekonomiydi.
Zaman zaman buna kafa tutmaya kalkışanlar olmadı mı?
Oldu.
Peki sonları ne oldu?
Orta ve yakın geçmişten örnekler vereyim; siz anlarsınız artık…
İran,
Önce kafa tutmaya kalktı,
Sonra Avro ile petrol satmaya kalktı.
Başına gelmeyen kalmadı.
Hala Amerika düşmanı ve yaptırımlar altında.
Saddam ve Irak,
Anlatmaya gerek yok sanırım; hafızalar hala tazedir.
Keza Libya ve Kaddafi…
Trump'ın başkanlığı zamanında Arabistan'a çektiği operasyon,
Keza Katar'ın başına gelenler,
Hakeza Venezuela'nın ne hale geldiğine bakın…
Şimdi, Rusya-Ukrayna savaşını yaşadığımız bugünlerde, bolca konuşulan/yorumlar ve öngörüler yapılan bir konuya geleceğim.
PetroDolar'ın sonu mu geliyor?
Arkadaşlar,
Geçmişte nasıl 2. Dünya Savaşı sebep gösterildiyse ve doların rezerv para olması sağlandıysa,
1970'lerde nasıl Amerika'nın içine düştüğü/düşmüş gibi gösterildiği bazı sıkıntılar sebep olduysa veya sebepmiş gibi gösterildiyse ve PetroDolar sistemine geçildiyse;
Bugün de, Pandemi/dijitalizasyon/Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmeler gerekçe olarak sunulacak ve yeni bir sistem gelecektir.
Adına ne derseniz deyin,
Veya adı şu/bu/o kelimeyle ifade edilebilir; bunun da pek bir önemi yok.
Ama bilesiniz ki; PetroDolar sistemi biter Kriptodolar sistemi gelir,
Veya "dijital dolar sistemi gelmiştir" denir ve bir şekilde kabullendirilir.
70-75 yıldır kurduğu sistem/sistemlerle dünya ekonomisini domine eden, bunun için savunma harcamalarını artırmaktan imtina etmeyen, kel alaka coğrafyalara bile asker gönderip üsler kuran bir ülkenin sahibi olan dolar sistemi ve bu sistemin sahipleri böylesi bir gücü hayatın olağan akışına/spontane gelişmelere/ülkelerin inisiyatiflerine ve kendiliğindenliğe bırakır mı!..
Beşerin/insanların hayatının olağan akışını bile fark ettirmeden/çaktırmadan/sindire sindire istediği minvalde değiştirecek bir güç gidişatı kendi haline hiç bırakır mı!..
"Her dövizle dolar alınabilir ama petrol sadece dolarla alınabilir" algı/inanış ve kabullenişini oluşturan bir güç ve akıl, küresel gidişatı kendi seyrine bırakır mı hiç!..
Böyleyken,
Gerek iki senedir yaşadığımız Pandemi ve ortaya çıkan insanî dönüşüm, gerekse de bugünlerin popüler konusu Rusya-Ukrayna savaşı bir tesadüfün sonucu olmaz/olamaz!..
Düşünün bence; düşünün,
Lütfen, bir de gösterdiğim bu tarihsel perspektifi göz önünde tutarak düşünün.
Ki o zaman neyin ne olduğunu,
Olanlardan, daha nelerin olabileceğini,
Ve hiçbir şeyin tesadüfen olmadığını, siz de fark edin!..
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Bulgurlu
Turgut
Murat Öz
S. E.
Sırrı
Yusuf Kenan
Mutlu E.
Necip UYSAL
Hasan yeşildağ
Vali Avşam