Alman medyası, adeta alkış tutacak şekilde, komşu ülkesi Avusturya’dan bir haber geçti. Doğrusu okurken adeta kanım dondu.
Alman medyası, adeta alkış tutacak şekilde, komşu ülkesi Avusturya’dan bir haber geçti. Doğrusu okurken adeta kanım dondu.
Yok, çok şükür Türkiye de değil, herhangi bir Müslüman ülkesinde ve ya Latin Amerika ülkesinde de değil. Bu kez darbe söylentileri, darbelerin ana yurdu olan ABD’den geliyor!
Son günlerde ülkemizde sıkça zikredilen ABD Federal Kriminal Polisi, nedir, ne değildir, ne iş yapar?
Doksanlı yılların başındaydı. Merhum Erbakan hoca ile yoğun bir program ardından, Köln kenti içinde bir yürüyüş yaparken, Hohe Str. adlı sokakta yere çakılmış ve Theodor Herzl’in bu evde bulunduğu gösteren bir hatıra levhası dikkatini çekmişti.
Dün, İsrail Savunma Bakanı Liebermann, ‘Araplardan alışveriş yapmayın’ çıkışı ile ilginç bir aşağılığa imza attı.
Trump, attığı bir imza ile herşeyin hal olacağını sandı herhalde.
Maalesef dünden beri değil, 15 Temmuz’dan bu yana, bürokrasinin orta ve üst kademesi, anlaşılabilmesi güç bir havaya büründü. İşleri adeta rölantiye alarak, hatta savsaklayarak, hatta umursamazlığa vurarak, hem devletin önemli projelerini ve hem de halkın, iş ve ticaret dünyasının ataklarını bir şekilde engellemekteler.
Demokrasiler iki ana eksen ile yaşar: İktidar ve muhalefet. İkisi de halkın iradesini simgeler.
Şüphesiz ben bir ilahiyatçı değilim. Dolayısı ile haddimi bilirim, burada dini bir yazı yazacak değilim. Ancak konu günümüz ile o kadar ilişik ki. Yazmadan geçemedim.
Bu aralar biraz gündemden düştü, FETÖ ile mücadele ve gelinen son durum. Ancak şunu belirtmek isterim ki PKK ile mücadele de FETÖ ile mücadeledir.