Son beş yılda, Suriye ve Irak başta olmak üzere, pek çok sorunlu ülkeden, Batı’ya doğru bir göç akımı var. Başta ülkemiz olmak üzere, komşu ülkelerde ve İtalya da, bu dalga ciddi boyutlara ve bunun beraberinde sorunlara yol açtı, açıyor ve açacaktır da!
Eski Türkiye, tek gidişi, tek gelişi olan, sollamaya kalkmanın ölüm tehlikesi ihtiva ettiği, tehlikeli virajların bol olduğu, engebeli bir yoldu. Sürekli bir yerlerde durma zorunda kalıyor, trafiğin açılmasını beklemek durumunda kalınıyordu.
Yazılarımızda bir kaç kez 'samimi olun' dedik. Davaya zarar vermeyin dedik. Efendi gibi davranın dedik. Artık ise 'yeter', makamlarınızı meşgul etmeyin, çekin gidin diyorum.
Her şeyin bir başarı çizgisi vardır. İnsanlığın da, demokrasinin de, siyasetin de, Terör ile mücadelenin de. Geçtiğimiz haftada olup bitenler, birilerinin sınıfı geçtiğini, birilerinin de sınıfta kaldığını gösterdi bize!
Dün Hakkari ve civarında 9 Şehid verdik. Şüphesiz ki ilk Şehidlerimiz değillerdi ve maalesef son şehidlerimiz de olmayacaklar. Şehidlerimizin silah arkadaşları, kardeşlerinin intikamlarını aynı gün, on misli ile ile aldılar, bu yazı kaleme alınmaya başladığında da çatışmalar sürmekte.
Bu günlerde dünyanın nabzı çok hızlı atıyor. Eskiden bir yılda ancak vukuu bulan olaylar, bir haftaya, hatta bir güne sığıyor. Belli ki dünya değişik bir üst enerji boyutuna geçti!
Yıllardır, er meydanında uğraşta olan, Gazi olan ve Şehid düşen kahramanlarımızı gördük, görüyoruz, göreceğiz de. Peki ya gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, yaptıklarından haberdar dahi olmadığımız kahramanlar?
'Milletimin üstüne bir güç ben daha tanımadım'. Hepimiz hatırlayacağız bu sözleri, zira 15 Temmuz da tarihe geçmişti.
Aslında Almanya hakkında bir daha yazmak istemezdim. Ancak birileri yüzsüzlüğe vurmaya başlayınca, durumu ele almak gel oldu!
Geçen yazımızda, samimi olmanın çağrısını ve bizce gerekçelerini yazmıştık. Teveccüh edip nazar-ı itibara aldınız. Müteşekkirim!
