‘Ailene bir mesaj vermek ister misin?’ dendiğinde ise, aynı kararlılıkla gelen başka bir cevap vardı: Beklemesinler!
Bunları, zerre tereddüt etmeden söyleyen bir delikanlı. Daha hayatının baharında! Ancak, vatan uğruna düşmana kafa tutmaya, gülerek, sevinç içinde gidiyor bu yiğit! Tıpkı diğer arkadaşları gibi. Ve o Osmaniyeli aile, o baba ve o ayakları öpülesi anne! ‘7 çoçuğum var, yedisini de yollarım, kocamıda yollarım, bende giderim!’ Evet, bu Anne Afrin’e giden çocuğunu yolda durdurarak kucaklaşıp vedalaşan anne. Operasyona değil, düğüne yolluyordu sanki evladını!
Bu sabah, Ezan’dan önce selalar okundu. Müezzinler, Ordu için, Millet için duaya davet etti! Ve yine bizlerin gözleri doldu, boğazları düğümlendi. Hatta, evimizde duygu sellerine kapıldık. Fetih sureleri okundu, dualar edildi.
Hatay da, köylerinin yakınında olan tankçılara, köylüler koştu. Yakacak taşıdılar, erzak taşıdılar. Bir de mesajları vardı onların Asker yakınlarına: “Çocuklarınızı merak etmeyin, onlar bize emanet!”
Bu ne koca yürekliliktir Ya Rabbi. Bu ne ulvi duygusallıktır. Bu nasıl bir Milli Kahramanlıktır? Bu nasıl bir şuurdur? Bu şekilde düşünen, yaşayan bir millete mi kafa tutacağınızı sandınız siz?
İsterseniz kısaca Kızılelma tabirine bir bakalım ve o Arslan Mehmetçiğin sözlerinin ardında ne yatıyor bir anlayalım.
Kızılelma coğrafi bir terim değildir. Haritada sabit bir yeri yoktur, tarifi de yoktur! Kızılelma, Selçuklu’dan kalma bir terimdir. İstikamettir, yönünü ismini bilmediğimiz bir yeniçeri iyi tarif etmiştir: ‘Padişahımızın atının gittiği yöndür!’
Aslında bir düzenin adıdır, Devlet-i Aliye’nin sağladığı düzeni, yerküreye yaymanın gayretidir Kızılelma. Nizam-ı Alemdir! Ve en önemlisi işte bu genç Mehmetçiğimizin bunun bilincinde olmasıdır. Aslında Gezi, 17/25, 15 Temmuz, bu Milleti kendine getirdi. Silkindik ve kendimize geldik. Bu şuuru kaybetmiştik!
Bir bakımdan bu hainlere neredeyse teşekkür etmek gerekir. Onlar saldırdıkça, bu millet kaynaştı. Onlar ihanet ettikçe, bu milletin has evlatları birbirine kenetlendi. Adı konulmamış bir koalisyon doğdu bunca ihanetten. MHP ve AK Parti’nin birlikte yürümesi, bu ihanetlerin bir sonucu!
Bugün Devlet bey, adeta bir Başkan yardımcısı. Olması gereken de bu idi zaten. Bugün bu Millet tek nefes oldu ise, bu da bu ihanetin pozitif bir sonucudur. Elbette bunu istemediler, niyetleri başka idi, ancak unuttular ki, plan yapanların en hayırlısı Allah’tır!
Elbette Zeytin Dalı Harekatı bir askeri operasyondur, ancak bu safhaya gelene kadar, arka kapı diplomasisi, istihbarat ve stratejiler yapıldı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun!
Ve evet, bu olayda da, kimin vatan evladı olduğu, kimin de bilmem ne evladı olduğu belli oldu. CHP den onlarca farklı ses çıktı, çıkıyor. Protokol gereği arkasında olduklarını belli etseler de, partinin önde gidenleri, vekilleri tam ters açıklamalar ile asıl niyetlerini ortaya koydular!
Bu hususa çok fazla girmek de istemiyorum aslında. Bu yazımızı birkaç mısra ile bitirelim!
Şu kopan fırtına, Türk ordusudur Ya Rabbi,
Senin uğrunda ölen, ordu budur Ya Rabbi,
Ta ki yükselsin Ezanlarda Müeyyed Namın,
Galip et, bu son ordusudur İslam’ın!
Allah güvenlik güçlerimizi korusun! Muzaffer etsin! Allah bu asil Milleti korusun! Allah’a emanet olunuz!