Bizim kastettiğimiz 7 bin kişi üretim hattında çalışacak kişilerdir. Biz pandemi sürecini boş geçirmedik. Hem iki ihaleyi yaptık, hem yıkım işini yaptık hem de araziyi hazırladık. Bir taraftan da imalata başladık. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geldiğinde de temel imalatımız devam ediyordu. Öbür taraftan da bu farikalarda çalışacak insanları yetiştirmeye başladık. Pandemi sürecinde de ara vermeden kursumuz devam etti. Sadece pandemi kurallarına uygun olarak sınıf mevcudumuzu 30 kişiden 10 kişiye çektik, mesafeyi açtık, maske verdik. Dolayısıyla şu anda 200’e yakın kişinin eğitimini tamamladık. Gelecek hafta yeni 200 kişilik grubu alıyoruz.
Tekstilde yaptığımı bu konuda da yapıyorum. Gelecek olan yatırımcılara fabrikalar açılıncaya kadar imalata başlamaları için okulların spor salonlarını veriyorum. Bunun faydası da imalata başladıkları için lojistik ile ilgili bir sorun yaşıyorlarsa onu çözme fırsatı olabiliyor. Aynı zamanda personelle, yemekle, muhasebe ile ilgili sistemini oturtabiliyorlar. Küçük çaplı başlayacak olanlar 50 kişi ile başlayıp ardından 25’er 25’er ilave ederek çalışan sayısını artıracaklar.
Ağustos'ta binayı teslim ettiğimizde Ağrı’da hâlihazırda 3-4 aylık geçmişleri olacak. Dolayısıyla şöyle diyebiliriz; fabrikanın bu hafta temelini attık ama 2 hafta sonra da üretim başlıyor diyebileceğiz. Ama o alanda değil, okulların spor salonunda üretim başlayacak. Mevcut yatırımcılardan gelip üretime başlamak isteyen olursa onlara da yer ayarladık. Ağustos ayında yaklaşık olarak 700 ile 1000 arasında bir sayıyla başlarlar. Her şey yolunda giderse 2 yıl içerisinde sayı 7 binleri bulur."
"Olumsuzluklara Rağmen Tekstilkent’te İstihdam Durumu İyiye Gidiyor"
Ağrı’da istihdama yönelik çalışmalarda önemli bir rol oynayan Tekstilkent’te istihdam sayısı 3 bine ulaştı. Pandemi sürecinde tekstil sektöründe de olumsuz etkiler görülmesinin ardından firmalar üretime devam ediyor. Tekstilkent’te pandeminin olumsuz etkilerine rağmen üretimin devam ettiğini ve istihdam edilen çalışan sayısının sürekli artış gösterdiğini belirten Vali Elban, "Tekstilkent’te istihdam durumumuz iyi. Pandemi sürecinde bir firmamız tüm merkezlerinde üretimi durdurma kararı aldı. Fakat tekrar açıyorlar. Onun dışındaki firmalarımız üretimi durdurmadılar. Çalışan sayısı 3 bine yaklaştı. Sayı sürekli olarak artıyor. Sadece bir firma bu sene 2 bin 500’ü bulacaktı ama pandemi sürecinden dolayı aksamalar oldu. Pandemi sürecinin en çok etkilediği sektörlerden biri de tekstil sektörü oldu. Çünkü Türkiye’deki tekstil firmalarının tamamına yakınının siparişleri iptal edildi. Biraz da zorunluluktan maske üretimine döndüler. Bildiğimiz büyük markaların hepsi mağazalarını kapattı. İlkbahar ve yaz koleksiyonu ile ilgili talepleri durdurdular. Sonbahar koleksiyonu ile ilgili de bir öteleme var. Dolayısıyla Türkiye’deki üreticiler bu durumdan olumsuz olarak etkilendi. Türkiye’de pazarı olan dev markalar bile üretimi durdurdu. Haliyle bizim yılsonu hedefimizi de etkiledi. Yılsonunda Tekstilkent’te çalışanların sayısının 7 binleri bulmasını bekliyorduk. Gelen siparişlerle beraber yeni istihdamla birlikte yılsonuna nereye ulaşacak onu kestiremiyoruz. Tamamen gelen siparişlere bağlı. Çünkü bazı firmalar sipariş almaya başladı. Bazı firmalarda ise henüz sipariş açılmadı. Bunların her biri uluslararası büyük firmalarla çalışıyor. Dolayısıyla biz tepeden tırnağa tüm dünyayı giydireceğiz. Elbisesini, ayakkabısını, çorabını… Bu ara bizden yeni yer isteyenler de var. Onlar içerisinden devam eden görüşmelerimiz var. Yeni yatırımcılara binayı kendileri yapsın diye arsa vermeyi düşünüyoruz." dedi.
"Ağrı'da Artık Teker Dönüyor"
Ağrı’da her alanda gelişim sağlayarak üretim alışkanlıklarıyla ilgili kültürel bir değişim beklediklerini bildiren Vali Elban, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Gıda ile ilgili birebir bir site kurma şeklinde değil ama gelen taleplerle farklı sektörleri de destekliyoruz. Bir tane su fabrikamız faaliyete geçti. Bizden yer istediler ve destekledik. Üretime başladılar ve şu an iyi durumda. Gıda ve harici farklı sektörlerden de gelenler var. Artık insanlar gelip bizimle yatırım konuşuyor. Bu süreci de iyi yöneten hâlihazırda süt üreticimiz de var. İkinci bir firma da tutturursa artık burası da süt açısından Kars gibi markalaşacak. Özellikle pazar ve hammadde dengesiyle diğer sektörlerin de zamanla burada olabileceğini düşünüyorum. Buradaki üretim kültürü diğerlerini de tetikleyerek yeni üretim alışkanlıkları doğuracaktır. Burada üretilmez, pazar yok, hammadde burada zor, nakliyesi zor gibi bir sürü yalandan bahaneler vardı. Bunların dikkate alınacak kadar yüksek maliyet oluşturan ya da mazerete dayanak teşkil edecek ciddi konular olmadığını gördük. Dolayısıyla bundan sonra burada çok farklı kalemlerde, çok farklı üretim alanları bekliyorum. Mesela mobilyacılıkta çok iyi bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum. Şu anda Kobikent’te 3-4 tane mobilyacımız var. Burası da belirli bir aşamaya gelecek. Biz çok doğudayız, uzağız diyoruz ama İstanbul’a uzağız, İran’a, Gürcistan’a yakınız. Bir yere uzaksak bir yere de yakınız. Dolayısıyla coğrafi açıdan bizim için dezavantaj olarak görülse de avantaja da dönüşen hususlar var. Bu anlamda ciddi bir gelişim potansiyeli var. Üretim alışkanlıklarıyla ilgili kültürel bir değişim mutlaka olacak. Bunu da bekliyoruz çünkü insanların yavaş yavaş üretimle ilgili bir alışkanlığı oluşmaya başladı. Bu konuda ciddi bir talep artışı da var. Onun için değişim bekliyoruz. Yine tarımda bir hareketlilik başladı. Mesela 10 bin dönüme yakın çok güzel, profesyonel meyve bahçeleri kurduk. Vatandaşa ücretsiz 260 bin fidan dağıttık. Profesyonel bahçe dışında da herkes evinin bahçesine dikti. Yani buralarda meyvecilik de başladı. Kadın kooperatifi kurduk. Onların da bir sürü ürünleri var. Şimdi onlara internet üzerinden satış yapabilmeleri için sistem kurduruyoruz. Yer ve bahçe de tahsis ettik. İnşallah onlara kafe de açacağız. Yani yavaş yavaş bunların çalışmasını sürdürüyoruz. Burada bir üretim alışkanlığı, üretim kültürü olsun diye bir çabamız var. Olmaya da başladı. Artık bunun ticariye dönüşmesi için yazılım alanında da bir çalışmamız var. Ticariye dönüşecek diye düşünüyoruz çünkü yazılımla ilgili çok güzel bir çalıştay yaptık. Artık meyvelerini bekliyoruz. Yani burada tarımda, sanayide, hayvancılıkta, bilişimde, turizmde, jeotermalde, fizik tedavide, sağlık turizminde ve her alanda çok ciddi gelişmeler bekliyoruz. Ağrı’da artık teker dönüyor."
