• Yerel

Din görevlilerini, diyanet çalışanlarını rahat bırakın

Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal adaylara seslendi: “Din görevlilerini, diyanet çalışanlarını rahat bırakın”
Din görevlilerini, diyanet çalışanlarını rahat bırakın
İrfan Salcı - Mehmet Feyzi Efendi’nin vefatının 30’uncu yıldönümü etkinlikleri kapsamında Kastamonu’ya gelen Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşunun 95. yılı nedeniyle açıklama yaptı. Başkan Ünal, yerel seçimler öncesinde adaylara din görevlilerini rahat bırakın uyarısında bulundu.

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşunun 95. yılı nedeniyle Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi’nde açıklamalarda bulundu.

Diyanet İşleri Başkanlığının 3 Mart 1924 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunu ifade eden Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumu din konusunda aydınlatmak gibi önemli bir görev icra eden anayasal bir kurum olduğunu belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığının, laiklik ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak, milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edindiğini ifade eden Ünal, "İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetme görevi Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. Zor şartlarda ve kısıtlı imkânlarla gece gündüz, bayram tatil demeden üstlendikleri görevi yerine getirmek için çaba sarf eden din görevlileri gerçekten kıymetlidir. Yaptıkları görev de her türlü övgüye layıktır. Mesai mefhumu gözetmeden yüce dinimiz İslam’a hizmet eden çalışanlarımızın dertleriyle ilgilenilmelidir. Çalışanlar arasında taraf olmadan, hiçbir ayrım yapılmadan hakkaniyet ölçüsünde bir bakış ve yönetim anlayışı tesis edilmelidir. Kalitenin ve hizmette verimliliğin artması çalışanlarımıza ilgi, teşekkür ve yol göstermekle mümkün olabilir. Onların görüş ve düşüncelerini dinleyebilen, anlayabilen ve değer veren bir yönetim anlayışı her ortamda oluşturulmalıdır. Atamalarda adalet, hakkaniyet, liyakat, ehliyet, bilgi, tecrübe ve yüce Türk Devletine sadakat esas olmalıdır” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın günlük, politik ve güncel hırslara feda edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Ünal: “Kısır tartışma alanlarına çekilmemelidir. Milletçe bütünlüğü zedeleyici söz, tavır ve davranışlarda bulunulmamalıdır. Özellikle de her düzeydeki yöneticiler ve bütün çalışanlar, Diyanet hizmet kolundaki sendikacılar buna hassasiyetle dikkat etmek zorundadırlar. Türk Diyanet Vakıf-Sen, Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın o ulvi görevine ve yapısına zarar vermeden sendikal çalışmalar yürütmektedir. Doğrunun yanında, yanlışın karşısındadır. İlkeli, kararlı ve ahlaklı bir hak arama mücadelesi vermektedir. Yanlışlıkları da bize yakışan üslupla söylemeye devam edecektir. Çalışanlarımızın problemlerinin çözüme kavuşması için Sendikamız her alanda üzerine düşeni yapmaktadır” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevlerinin Anayasanın 136’ncı maddesi ile düzenlendiğini kaydeden Ünal: “Kurumumuz bu milletin birlik ve beraberliğini tesis edecek bir kurudur. Toplumu yüce dinimiz İslam’a anlatan, öğreten bir kurumuz. Bizim hiçbir arkadaşımız vaazlarda herhangi bir siyasi parti adayının lehinde ve aleyhinde tavır içinde olması doğru değildir. Bunu yapanlar gerekli cezai müeyyideyi görür ve kurumdan ihraç edilir. Çünkü bizim anayasanın 136’ncı maddesi ve teşkilat yasamızın 1’nci maddesine göre Diyanet İşleri başkanlığı laiklik ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışındadır. Burası çok önemlidir. Yani herkesin hocası olarak bu millete görevi yüce dinimiz İslam’ı Kur’an ve sünnete göre anlatmasıdır, öğretmesidir. Buna karşı hareket eden veya buna karşı olan arkadaşlarımız ki şu ana kadar bize öyle bir duyum gelmemiştir ancak böyle bir şey olursa da gerekli cezayı alır ve almalıdır. Görevinden ihraç edilmelidir. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Çünkü din önemli bir müessesedir. Bu milletin birliğinin, beraberliğinin olmazsa olmazıdır. O yüzden de biz buradan tüm arkadaşlarımıza sesleniyoruz” şeklinde konuştu.

31 Mart’ta seçim yapılacağını hatırlatan Ünal: “Şu anda bir seçim dönemi yaşıyoruz. Millete hizmet etmek için yarışan adaylarımız lütfen din görevlilerini, diyanet çalışanlarını rahat bıraksın.  Arkadaşlarımız zaten bu konuda hassastırlar. Çünkü camiler insanların birlikte olduğu, beraber olduğu, bir olduğu, bütünleştiği yerlerdir. Burada kimsenin kimseyi dışlama, bölme, ayrıştırma hakkı yoktur” açıklamasında bulundu.

“İMAMLAR KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI İSTİYOR”

Bir din görevlisinin din görevlilerine kürsü dokunulmazlığı verilmesi yönünde talebini de değerlendiren Başkan Ünal şöyle konuştu:
“Görevlerimiz yasalar ile belirlenmiştir. Bizim söylediklerimiz toplumun bir kıskının hoşuna gitmese de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mensuplarının söyledikleri şeyler Yüce Din İslam’ın, son din İslam2ın, Kur’an ve Sünnete göre olan ifadeleridir. Emir ve yasaklarını kürsülerden insanlarımıza iletmekle mükelleftir. Söylenenlere birileri alınabilir, kızabilir. İstenen kürsü dokunulmazlığı farklı bir konudur. Üzerinde tartışılabilir. İstişare edilebilir, konuşulabilir.”
Cem Sultan
Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı