Genel Merkez tarafından Merkez İlçe Teşkilatı’nı kongreye taşımak için atanan CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Dilek Karabacak, kongrenin açılış konuşmasını yaparak; “Bundan yaklaşık 15 gün önce ilçe başkan ve yönetim kurulunun istifası nedeniyle Genel Merkezimiz tarafından partimizi kongreye götürmekle görevlendirildik. O günden bu yana kongremizin ülkemizin koca çınarı, iktidar yolunda kararlı adımlarla yürüyen partimize yakışır bir şekilde gerçekleştirilmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik. Kongremiz bugün halktan yana, emekten emekçiden yana, çocuklar, kadınlar ve gençlerden yana kurulacak CHP iktidarının arifesinde toplanıyor. Bu vesileyle tüm kadınlar adına aday olma cesaretini göstermiş ve seçilmiş abana ilçe başkanımız sayın Arzu Aykın’ı bir kez daha tebrik eder, başarılarının devamını dilerim. Cumhuriyet Halk Partisi, köklerini Anadolu topraklarının kadim kültüründen, tarihinden alan, gölgesinde milyonları toplayan ulu bir çınardır. Cumhuriyet Halk Partisi, Anadolu uygarlığın beşiği, Anadolu kültürünün birikimi ve bileşimidir. Bu topraklar hoşgörünün, barışın, kardeşliğin olduğu kadar zulme, zorbalığa ve haksızlığa karşı mücadelenin de coğrafyasıdır. Bu kongre; Şerife Bacı’nın, Halime Çavuş’un, Kara Fatma’nın, Salih Reis’in, Kuva-i Milliyecilerin kongresidir. Bu kongre Mustafa Kemal’den aldığımız devrimci mücadele ruhu taşıyan Rıfat Ilgaz’ın, Nazım Hikmet’in, Hasan Tahsin’in, Uğur Mumcu’nun, Bahriye Üçok’un kongresidir. Bu kongre devrim şehitlerimiz Denizlerin, Mahirlerin, Ulaşların tam bağımsız Türkiye diyenlerin kongresidir. Bu kongre Cumhuriyet kazanımlarına sonsuza dek sahip çıkacak olan Cumhuriyet Halk Partililerin kongresidir. Bugün burada gerçekleştireceğimiz kongrenin aynı zamanda örnek bir demokrasi şöleni olacağına inancım tamdır. İktidar yürüyüşünde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yolu açıktır. Biz istersek, biz inanırsak, biz kenetlenirsek, mutlaka iktidar olacağız. Ve bu ülkenin aydınlık yarınlarını hep birlikte inşa edeceğiz” dedi.
Akabinde kongrenin divan başkanlığına seçilen CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin; “Kongreler biçimsel bir uygulamayı yerine getirmenin ötesinde ileriye atılımı, eksikleri gidermeyi, iktidara odaklanmayı ifade ediyorsa anlamlıdır. Dayanışmayı, birlikte iş görmeyi, birlikte yürümeyi ifade ediyorsa anlamlıdır. İşte bu kongre, kongrelerimiz iktidara hazırlanmanın, birlikte kararlı adımlarla yürümenin kongreleridir. Hayırlı olsun. Bu vesileyle bugüne kadar partimize başkan ve yönetici olarak hizmet edenleri, sandık başında nöbet tutanları saygıyla selamlıyorum. Yeni seçilecek arkadaşlara başarılar diliyorum. Onlarla yan yana, omuz omuza birlikte emek vereceğimizi buradan ilan ediyorum. Bizler Kastamonu’da siyaset yapma biçimini, belediyelerin işleyiş biçimini, iktidar vekillerinin gözünü saraydan ayırmayan çaresizliğini, sivil toplum kuruluşlarının çekingen tutumunu, kadın ve gençlerin siyasete katılımını yeniden ayakları üzerine dikmek görevi ile karşı karşıyayız. Elbette kararlı bir muhalefet hattı inşa edeceğiz ancak tek başına sorun tespit eden, muhalefet eden bir yaklaşımla Kastamonu’nun ihtiyaçlarına cevap veremeyiz. Yereli yönetmenin hazırlıklarını, Türkiye’de iktidar olmanın hazırlıklarını yapmalıyız. Bakın Sayın Vidinlioğlu üsluba dile özen gösteren bir başkan ancak Kastamonu Belediyesi’ne yönetilemez durumda sokakta konuşulanlar sizlerin de kulağına geliyordur. Başkan yardımcılarından birisi istifa etti ya da ettirildi. Sanki belediye ‘çok başkanlık’ sistemiyle yönetiliyor. Aslında yönetilemiyor. Bunu ben söylemiyorum. Sokak söylüyor, halk söylüyor. Neredeyse bir yıl dolacak personel yeri değiştirme dışında ne yapıldı. Yeniden personel yeri değiştirme toplantıları yapılıyor. Bir de borçlanma yetkisi alındı. Her gün alışveriş yaptığım esnaf ‘seçim kurulunun verdiği mazbata kimin elinde’ diye bize dert yanıyor. Çünkü vatandaş öyle anlıyor, öyle algılıyor. Buradan Sayın Vidinlioğlu’na sesleniyorum halk seçim öncesi kuşe kağıda basılı 70 sayfalık o albenili seçim kitapçığının, ben ansiklopedi diyeyim gereğinin yapılmasını istiyor. Vardır yoktur bilemem iç çekişmelerinize belediyenin kurban edilmesini zinhar istemiyor” dedi.
Açıklamalarına devam eden Erbilgin; “Şimdi AKP ve MHP’nin bir elmanın iki yarısı olduğunu çokça söyledim. Dün bizim kibir diye tarif ettiğimiz Tahsin Babaş’ın reklam panolarını eleştirenler, aynı kibri aynı israfı tekrarlayarak hem de il başkanı olarak billboardları kendi resimleri ile donattılar. Şimdi buradan ne çıkar, belki mühürlenme tavizi, hikayesi çıkar ancak bu millete düşen hayırlı bir şey çıkmaz. Şimdi bunlar kibre düşmüşler dedim ya kavga eden kayıkçının birisi Kastamonu’nun yüzde 75’ini biz yönetiyoruz diyor. Diğer kayıkçı olmaz yüzde 100’ü biz yönetiyoruz diyor. Kastamonu’yu bunlar, bu rantçılar yönetirken her gün onlarca genç iş için kapımızı çalıyor. Esnaf darda, üretme cesareti kırılmış çiftçi toprağı terk ediyor. Sanayici her gün küçülüyor. İşte yönetiyoruz dediğiniz tablo budur. AKP İl başkanı ve vekillerinin ise halka söyleyecekleri bir şey kalmamış Ankara’da ise kendi Bakanları ile görüşemez durumdalar. Yurduntepe’ye kadar gelen bakan Kastamonu inmeden geri döndü. Doğanyurt diyorum çıt yok. Daha önce söyledim sağır sultan duyuncaya kadar da tekrar edeceğim. Sizler çocuklarınız için daha iyi bir gelecek için boğazınızdan arttırıp emek verirken, bu şehrin gençleri iş aş peşindeyken, baba harçlığı almaya mahcup olurken onlar kendi çocukları için son 3 yıl içinde 5 kişinin özel kalem müdürlüğü gibi ‘istisnai memurluklar’ marifetiyle ataması yapmışlar. Bunlar 3 hafta ile 10 hafta arasında bu pozisyonda çalıştırılıp başka kurumlara atanmış. Dilleri ‘Bize Ömer’ler, Hz. Ömer’ler lazım’ diyenler. Müslümanlığın bütün ulvi değerlerini kullananların yaptıkları işte bu, kendilerini, çocuklarını zengin etmek. Mal ve hizmet alımlarında ise açık ve şeffaf bir ihale yerine işleri kısımlara bölerek eşe dosta rant sağlamışlar. Size gelince bir lokma bir hırka diyenler aksırıncaya tıksırıncaya kadar yemişler. Belediye meclisine ilk seçildiklerinde çay parasını bile helal olmaz diye cebinden vermeye kalkanların uğradığı çürüme ve yozlaşmanın fotoğrafı işte bu. Daha önce siyasi şantaj dediğim MHP İl başkanının ‘İl başkanlarınıza, milletvekillerinize dikkat edin, kimlerle fotoğrafı var’ şeklindeki ifadesi için AKP’nin de tavır alması gerektiğini söylemiştim. Eğer ilkeli tavır alamaz iseniz siyasi şantaj gelir sizi bulur. Bugün gece yarısı yeni akit eliyle şöyle bir haber düştü ‘Devletin kurumu olan Kastamonu Öğretmenevi'ni adeta kumarhaneye çevirdiği öğrenilen AK Parti Kastamonu milletvekili Hakkı Köylü, AK Parti Kastamonu İl Başkanı Doğan Ünlü ve beraberindeki bir grup bürokrat tarafından kumar masasında yakalanınca, muhabirlerimize saldırdılar.’ Buradan tüm arkadaşlarımı uyarıyorum. Hakkı Köylü’nün öğretmenevi merakını dünya alem biliyor. Yeni bir şey değil. Ancak haberi yapan Yeni Akit ise çok manidar aman dikkat! Bunlar operasyoncudur. Bunlar havuz medyasıdır. Yoksa Binali Yıldırım’ın oğlunu koruyanların Adalet Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü’yü korumaması beklenemez. İsteseler ‘Özel durumlarda kumar caizdir’ fetvası verirler konuyu kapatırlar. Eğer haber dedikleri Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘Hakkı Köylü, 17/25 Aralık sürecine ilişkin bana ‘Yüce Divan’a gidilmeli’ dedi’ şeklindeki açılamasından sonra geldiyse çadır karışık demektir. Ülkenin çivisi çıkmış demektir. Eğer adalet komisyonu başkanı yaptığı göreve inanıyorsa, il başkanı itibarına inanıyorsa çıkıp açıklama yapacaklardır. Esas gözümüzden kaçırmamamız gereken AKP vekillerinden Hakkı Köylü Adalet Komisyonu Başkanı, Metin Çelik Anayasa Komisyonu üyesiyken bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor. 22 Şubat 2017 yılında muhaliflere yer açmak için açık cezaevlerinden ayrılma kolaylaştırıldı. 5 kez hücre cezası alan suç makinelerine bile bu imkan tanındı. Her gün hak hukuk adalet arayanların ahı işte bu vekillerinde üzerindedir” şeklinde konuştu.
CHP’nin ve ülkenin temellerinin Sivas Kongresi’nde atıldığını söyleyen CHP Milletvekili Hasan Baltacı; “Ardından egemenliğimizin teminatı büyük millet meclisini kuruldu. 3 yıl sonra son işgalci de denize döküldükten sonra Cumhuriyeti ilan ettik. Ardından 30’lu yıllarda hızla bir kalkınma hamlesi başlattık. Tarım da ve sanayi de dev adımlar attık. Anadolu’nun yoksul çocuklarını kız erkek ayırt etmeden, kitapla ve bilimle buluşturduk. Bir aydınlanma seferberliği başlattık. Her şeyden önemlisi bir hukuk rejimi inşa ettik. 40’larda 2’nci Dünya savaşından Anadolu topraklarını koruduk. 50’ler de çok partili sisteme geçtik. 70’ler de Türkiye’yi sosyal demokrasi ile buluşturduk. 80’lerde darbelere karşı direndik ne pahasına olursa olsun demokrasiyi savunduk. 90’larda krizlerim karşısında yoksulun ve emekçinin yanında olduk. 2000’lerde inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı hala eşit, adil ve özgür yaşamak isteyen milyonların sesi ve partisi olmaya devam ediyoruz. Yola çıkarken egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyerek kararlılığımızı ortaya koyduk. Bugün de ‘Egemenlik kayıtsız şartsız şahsımındır’ diyen tek adam rejimine karşı da aynı kararlılıkla mücadeleye devam ediyoruz. Şundan zerre kadar şüphem yok; içinde bulunduğumuz karanlıktan bu ülkeyi biz çıkaracağız. Çünkü; Kastamonu’nun da ülkenin de derdi ile dertlenen biziz! Çünkü sorunun kaynağı olanlar, sorunu çözemezler. Öyle ki, işsizlik rekor seviyeye ulaşmış, işsiz sayısı 4 milyonu geçmiş, geniş tanımlı işsizlik rakamı 8 milyona ulaşmış, Türkiye’deki işsiz rakamı 95 ülkenin nüfusunu geçmiş, Kastamonu’da kayıtlı iş arayan sayısı 2 yılda 10 binden 20 bine çıkmış, iktidarın derdi bile değil. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Emine Erdoğan ile kızlarının katıldığı, 50 kişilik programa 1 milyon 163 bin TL harcarken benim memleketimde Kastamonu’da 2018 yılında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından sadece 5 haneye 542 TL elektrik desteği yardımı yapılırken, ne olmuş biliyor musunuz? 2019 yılında 983 hane elektrik faturasını ödeyemediği için vakıftan yardım almış yani 5’ten 983’e çıkmış. İktidarın umurunda mı? Değil” dedi.
Esentepe TOKİ Konutlarına değinen Milletvekili Baltacı; “Özelleştirip sattıkları elektrik dağıtım firmalarının milyar dolarlık borçları dururken, sadece sarayın elektrik faturasına ayda 1 milyon ödenirken, şurada Esentepe TOKİ’de bine yakın insanımız, sokak lambaları yanmadığı için karanlığa gömülmüş durumunda. Türkiye genelinde ise, 4 milyon kişi elektrik borcunu 800 bin kişi doğalgaz borcunu ödeyememiş durumda. İktidar bu karanlığı görür mü? Görmez! Yandaş müteahhide hasta garantisi ile yaptırılan şehir hastanelerine 142 milyar dolar para ödenecekken, Cebrail, İsfendiyar ve Kırkçeşme Mahallelerinde, sağlık ocağı bile olmadığını, hastaneye ulaşmak için şehrin bir ucundan bir ucuna 1 saatte gidildiğini, hekim eksikliğinden kaynaklı olarak randevuların günler ve bazen aylar sonrasına verildiğini, bizden başka söyleyen çıkar mı? Çıkmaz! Memleketin bütün fabrikalarını satıp, gözünü şeker fabrikasına diken, ‘Kastamonu Şeker Fabrikası satılacak dönüşü yok’ deyip de, şimdi, fabrikaya eleman alınacakken kendi partililerini doldurmaya çalışanları unutur muyuz? Unutmayız! Bu ülkede 1,5 milyon çocuk işçi, varken, 1 milyona yakın çocuk, cemaat ve tarikat yurtlarına mahkum olmuşken, bu yurtlardan, her gün, taciz ve tecavüz haberleri gelirken, lüks beşik mevlüt törenlerin de çocuklarına tek taş yüzük takanlar, utanırlar mı? Utanmazlar! Garanti geçişli köprülerle, otoyollarla, yolcu garantili hava alanları ile Diyarbakırlı çocuklar, bilgisayar derslerini kartonla işlerken, her öğrenciye tablet vereceğiz diye, fatih projesi ile bu ülkenin servetini yiyenler, doyarlar mı? Doymazlar! Sırf Doğan medya grubunu alsın diye, Demirören’e kredi vermek için yurt dışından 1 milyar 440 milyon dolar borç alan Ziraat Bankası, gırtlağına kadar borçlu olan çiftçinin borcunu, siler mi? Silmez! Sükse yapacağız diye, akıl dışı, bilim dışı, bir kanala; 75 milyar Lira buluruz diyenler, devletin çiftçiye olan 140 milyar lira borcunu, öderler mi? Ödemezler! Eşine pazar parası veremediği için, faturalarını ödeyemediği için, insanlar yaşamına son verirken, 744 bin TL’ye uçak kiralayıp, açılışa giden Diyanet İşleri Başkanı’ndan bu ülkeye hayır gelir mi? Gelmez! Bizim çocuklar, KPPS’yi kazanıp mülakatta elenirken, 5 yerden maaş alan Fahrettin Altunlar’ın 8 yerden maaş alan Yiğit Bulutlar’ın, gözleri doyar mı? Doymaz! Şam’da Emevi Camii’nde omuz omuza saf tutup, namaz kılmak isterken, şimdi birbirlerine atacak kurşunu olmayanlar, Suriyeliler, büyük bir insanlık dramı yaşarken, savaşın ekonomik ve siyasi bedelini bize ödetenler, akıllanır mı? Akıllanmazlar! Şatafata, lükse, kibre boğulmuş, bir yüzükle yola çıktım deyip de eşinin kolunda 300 bin liralık çantası olanlar, Emine Bulut’un, Şule Çet’in, çığlıklarını duyarlar mı? Duymazlar! Ben soru sorduğumda; Bakanı başka, milletvekili başka türlü cevap verenler, Kastamonu’yu yönetebilirler mi? Yönetemezler! Hem iktidardan pay almaya, hem muhalefetten rol kapmaya çalışan, hem de Kastamonu’nun rantına çökmek isteyen, fırsatçı ve uyanıkların siyasetine, bu memleket inanır mı? İnanmaz. Eğer; Mehmet Eşref Mutlu, Cide Belediye Başkanı seçilmese idi, Cide Belediye Tesislerinde 30 bin liralık balık yenildiğini, Mansur Yavaş seçilmese idi, 1 milyar liralık ihalenin 188 milyon liraya yapılabileceğini, Ekrem İmamoğlu seçilmese idi, Ensar ve TÜRGEV gibi vakıflara, Belediye bütçesinden, 357 milyon lira bağış yapıldığını, öğrenebilir miydik? Öğrenemezdik! Bozuk düzende, sağlam çark olur mu? Olmaz! Bu düzeni değiştirecek iradeyi, çok uzakta aramaya gerek yok! Adalet yürüyüşündeki coşku, referandumda ortaya çıkan itiraz, 24 Haziran 2018’deki heyecan, 31 Mart’taki umut, 23 Haziran’daki karalılık, Kanal İstanbul’a karşı gösterilen direnç, işte tam burada, bu salonda! Milyonların, geleceğe olan umudu bizi çağırıyor! Umutlarımızı ve hayallerimizi birleştirebileceğimiz milyonların var olduğunu biliyorum! Kararlı adımlarla, geleceği birlikte inşa edeceğiz! Yarın bizimdir!” ifadelerini kullandı.
Seçimlere tek liste giren ve CHP Merkez İlçe Başkanı seçilen Aydın Böbüroğlu ise; “Bugün ülkemizde; toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet her geçen gün artıyor. Gençlerimizde ki gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı onları intihara sürüklüyor, can alıyor. Bugün ülkemizde; Cumhuriyetin değeri fabrikalar, işletmeler teker teker satıldı. Bilerek ve isteyerek kurulan bu düzenin bir sonucu olarak işyerleri kapandı. Ülkemizdeki işsiz sayısı 8 milyona ulaştı. Yoksulluk almış başını gidiyor. Çalışan işçi geçinemiyor. Bugün ülkemizde; köylünün tarlasını ektiği traktörü bankada icralık. Çiftçi perişan! Mazotuna, ilacına gübresine güç yetiremiyor, ürettiği ürün para etmiyor. Bugün ülkemizde; emekli sadece kendisini değil, üniversite bitirmiş çocuğunu da geçindirmek zorunda. Yüzde yüzü bulan elektrik, doğalgaz ve gıda zamları nedeniyle ay sonunu getiremiyor. Bugün ülkemizde; derelerimiz ve ormanlarımız tehdit altında, talan ediliyor. Halkın parası akıl ve bilim dışı projelerle iç ediliyor, yandaşın cebine aktarılıyor. İktidarın rant hırsı hepimizin geleceğinden çalıyor. Bugün ülkemizde; hukuk iktidarın sopasına dönüştürüldü, tek adama hizmet ediyor. AKP’nin dış politikalarındaki büyük hatalar, ülkemizi içeride ekonomik krize, dışarıda yalnızlığa sürüklüyor. Bugün güçler ayrılığı ilkesi ortadan kaldırılmış, parlamenter sistem çalışamaz hale getirilmiştir. Cumhuriyetin temel değerleri yok edilmiş, özgürlükler kısıtlanmış akademisyenler, gazeteciler, yazarlar, öğrenciler cezaevlerine konulmuş, korku imparatorluğu kurulmuştur. İşte tamda bu yüzden; ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü koşullarda hep gençliğe görev gösteren, ‘Bütün umudum gençliktedir’ diyen, Mustafa Kemal’in izinde yürüyen, kuruluşun ve kurtuluşun partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin genç ve dinamik neferleri olarak diyoruz ki; kadınlarımızı ve gençlerimizi siyasete daha fazla etkin kılmak. İçe dönük değil, dışa dönük ve güçlü bir örgütü inşa etmek. Partimizi önce Kastamonu’da sonra Türkiye’de iktidara taşımak için adayız. Bu hedefimizi gerçekleştirmek için; üye iletişim bilgilerini güncel tutacağız, üyelerimizle sürekli iletişim içinde kalacağız. Köylerde sürekli ve sonuç odaklı çalışacağız. Parti içi eğitime önem vereceğiz, Yardımlaşma ve dayanışmayı esas alacak, güler yüzlü yöneticilik yapacağız. Sosyal medyayı düzenli ve etkin olarak kullanacağız. Sivil toplum örgütleriyle düzenli ve sağlıklı iletişim kuracağız. Gençlik ve kadın örgütlerimizin aktif hale gelmesini teşvik edeceğiz. Seçimlere tüm üyelerimizle birlikte hazırlanacak. Seçimleri kazanmak için, sandık odaklı çalışacağız. Bu zamana kadar bize yol göstermiş, örnek olmuş siyasi büyüklerimizin fikirlerinden faydalanarak, ülkemizin içinde bulunduğu bu gidişe bir dur diyeceğiz. Bu kenti nasıl yöneteceğimizi, ulaşabildiğimiz herkese anlatacağız. Çünkü nasıl bir kentte yaşamak istiyorsak, aslında öyle bir ülkede yaşamak istiyoruz. Türkiye genelinde 11 büyükşehri alarak; büyük başarı sağladığımız yerel seçimlerden sonra, iktidara yürüdüğümüz bugün de; görevimiz hep birlikte partimize güç katmaktır. Partimiz Türkiye’yi yönetmeye hazırdır. Kastamonu İlçe Örgütü bu bilinçle, toplumun tamamını kucaklayacak, tüm gelişmelere açık olacaktır. Örgütümüzün başarısı aynı hedefe kilitlenen adanmış kadrolarının gücünden gelir. Gücümüz, beraberliğimizdendir. Bu yapıyı birlikte inşa edeceğiz. Şu anda, ülkemiz bir dönüşüm yaşıyor. Cumhuriyetimizin teminatı, ülkemizi kuran, 96 yıldır her türlü zorluklara rağmen dimdik ayakta kalan partimize, her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ülkemizin her alanda yeniden inşası, partimiz açısından tarihi bir görevdir. Yıkılan, tahrip edilen Cumhuriyetimizin tüm değerlerini yeniden inşa edeceğiz. Çıkmış olduğumuz bu yolda bin bir türlü zorluğun olduğunun farkındayız” dedi.