Unuttuysanız hatırlatalım, Kudüs Osmanlınındır..!
İlk olarak Hz Ömer'in fethettiği kudüs daha sonra Selçuklu şehri olarak dönem dönem haçlıların istilasına uğramış 88 yıl hristiyan idaresinde kalmasının ardından tekrar Salahaddin Eyyübi tarafından fethedilmiş, 1516 da da Osmanlı hakimiyeti bu topraklarda başlamıştır.
Osmanlı döneminde şehir Hicaz eyaletlerinden sonra islamın gözbebeği haline gelmiş hızla imar edilerek medeniyetin, barış ve huzurun 400 yüz yıl boyunca devam edeceği bir belde olmuştur.
Osmanlı döneminde Filistinde ve özellikle Kudüs'te çok ciddi bir imar çalışması görüyoruz. Bunları yazmak sayfalar alır ancak çok kısa bir şekilde zikredelim:
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Kanuni Sultan Süleyman Kudüs'te birçok eser yaptırmıştı. bunlardan bazıları;
Kanuni Sultan Süleyman'ın Kudüs'e 40 milyon akçe, bugünkü bedelle yaklaşık 1 trilyon 500 milyar lira vakfederek burayı bayındır kılmıştır.
1- Kudüs şehrinin surlarını yenilettirdi,
2- Kudüs Kalesi ve kalenin girişinde Kanuni Namazgâhı ve kale içinde bulunan Lala Mustafa Paşa Camii bulunmaktadır. Caminin minaresinin 19. yüzyıldan bu yana Davut kulesi adıyla anılmaktadır.
3- Bir çok sayıda çeşme yaptırdığı eserlerden sadece çeşmelerin sayısı 18. Sebil el-Silsile, Elvaad Kanuni Çeşmesi, Babel Nezir Çeşmesi, Kudüs Köprüsü üzerinde Sebil bil-Kadissultan,
4- Kubbetüs sahranın yer döşemesi,
5- Mescid-i Aksanın surlarını ve kapılarını restore edip yenilettirdi,
6- Meryem validemizin kapısını açtırdı,
7- Silsile kubbesinin fayanslarını yenilettirdi,
8- Bab-ı Zehebi kapısını kapattırdı,
9- Kanuninin Eşi Hürrem Sultan Tekkesini inşa ettirdi. Bu tekkeden çok sayıda fakirin yemek ve ihtiyaçları karşılanıyordu,
10- Kanuni Sultan Süleyman Kudüs şehrinin istikrarı ve güveni için Kudüs-Yafa şehri arasındaki yolun kontrolünü El-Ebigavş kabilesine verdi (Onlara turistlerden gelen aidatlar karşılığında vermişti) Kanuni döneminde de hristiyan hacılardan harç alınıyordu.
SULTAN MURAT
Sultan Murat Han Kudüs-El Halil yolu üzerinde Şehrin güvenliği için kale inşa ettirdi. Bu kalenin içinde mescit ve kışla bulunmaktaydı.
SULTAN ABDÜLMECİD
Sultan Abdülmecid Mescidi Aksanın restoresini yaptırmıştır ve 20000 altın harcamıştır. Bu dönemde Kudüs şehrinin nüfusu artmıştır ve 1858 de insanlar Kudüs surları dışına yerleşmeye başlamıştır. İkinci Abdülmecit zamanında Kudüs nüfusu 20 bindi. Bunun bini Hıristiyan dı.
SULTAN ABDÜLAZİZ
Sultan Abdülaziz döneminde 1867 tarihinde, Kudüs çok gelişmeye başladı ve bir çok yol ve çarşı inşa edildi. (Kudüs-Yafa ve Kudüs-Nablüs şehri arasındaki yol) Kudüs'ün yolları mermerlerle döşendi, bu döşemeler günümüze kadar bölgede mevcuttur. Sultan Abdülaziz mescidi aksanın süslemesi ve restoresine 30000 Osmanlı akçesi harcadı ve Ömeri camisini inşa ettirdi. 1892'de Kudüs-Yafa şehri arasında tren yolu inşa edildi 1909 yılında El-Halil kapısının yanına büyük kale inşa edildi ve yanına çeşme yaptırıldı.
SULTAN ABDÜLHAMİD HAN
Filistin'de ve İslam coğrafyasında Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi hiç şüphesiz Cennetmekân Sultan İkinci Abdülhamid Han'dır.
Sultan Abdülhamid döneminde kutsal şehirde pek çok imar ve tamir faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Ayrıca şehrin alt yapısı ve su tesisatıyla ilgili yapılar elden geçirilmiş, Kayıtbay Sebili olarak bilinen sebil tamir edilmiş ve Halil Kapısının karşısında inşa edilmiştir. Halil Kapısının üstüne aynı yıl bir saat kulesi kurulmuştur.
Kudüs ile Yafa arasında yaldaşık 86,630 km uzunluğunda demiryolu yaptırmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti Kudüs’te bir yol ağı kurmuş ve kutsal şehri Filistin’in orta ve güney bölgelerindeki Ramallah, Beytüllahim, El-Halil ve Eriha gibi şehirlerle birbirine bağlamıştır.
19. asrın başından itibaren Kudüs belediyesi sağlık hizmetlerini iyileştirmek için büyük çaba harcamıştır. 1892 yılında Belediye Hastanesinin açılması da bu alanda yapılan faaliyetleri arasındadır. 1892 yılında şehrin ortasında Yafa caddesinde bir park açılmıştır.
Kubbestü’s Sahra’nın dış cephesinin restorasyonunu yaptırmış, cami dış cephesinin üzerindeki çinilerin bir ucundan bir ucuna Yasin süresini yazdırmıştır.
SADECE KUDÜS MÜ?
Asırlar boyunca Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü tarihi Filistin topraklarının hemen her yerinde ata yadigarı eserlerimizi görmek mümkün.
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da cenin kentinde bulunan yaklaşık 5 asırlık Fatıma Hatun Camii, Nablus’taki saat kulesi gibi Yafa, Akka, Hayfa, Nasıra ve Safed’deki saat kuleleri de hâlâ ayakta.
Mısır yolu üzerinde bulunan Bi'ru Sebu şehri, bir askeri üs olarak donatılmış Akka bölgesindeki su kanallarını, su yollarını (arkları), hanları, köprüleri, zaviyeleri ve benzeri eserleri ve Filistin'in genelinde hâlen ayakta duran camilerin ve belediye binalarının çoğu da Osmanlılar tarafından inşa edilmiş binalardır.
Bu belediye binalarının en güzelleri de Yafa ve Gazze belediyelerinin binalarıdır.
Evet dostlarım, 400 yıllık süre içinde adeta medeniyetin ortadoğu başkenti haline gelen Kudüs Osmanlının ordan elini çekmesiyle beraber adeta kan ağlamaktadır. Bugün işgal altındaki bu topraklarda kalbimizin bir tarafı hüzünle atmaktadır.
Kudüs tekrar bizim oluncaya kadar gündemimizden düşmemelidir. Dualarımız Kudüs için olmalıdır.
Allah'a emanet olunuz!
Osmanlı döneminde şehir Hicaz eyaletlerinden sonra islamın gözbebeği haline gelmiş hızla imar edilerek medeniyetin, barış ve huzurun 400 yüz yıl boyunca devam edeceği bir belde olmuştur.
Osmanlı döneminde Filistinde ve özellikle Kudüs'te çok ciddi bir imar çalışması görüyoruz. Bunları yazmak sayfalar alır ancak çok kısa bir şekilde zikredelim:
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Kanuni Sultan Süleyman Kudüs'te birçok eser yaptırmıştı. bunlardan bazıları;
Kanuni Sultan Süleyman'ın Kudüs'e 40 milyon akçe, bugünkü bedelle yaklaşık 1 trilyon 500 milyar lira vakfederek burayı bayındır kılmıştır.
1- Kudüs şehrinin surlarını yenilettirdi,
2- Kudüs Kalesi ve kalenin girişinde Kanuni Namazgâhı ve kale içinde bulunan Lala Mustafa Paşa Camii bulunmaktadır. Caminin minaresinin 19. yüzyıldan bu yana Davut kulesi adıyla anılmaktadır.
3- Bir çok sayıda çeşme yaptırdığı eserlerden sadece çeşmelerin sayısı 18. Sebil el-Silsile, Elvaad Kanuni Çeşmesi, Babel Nezir Çeşmesi, Kudüs Köprüsü üzerinde Sebil bil-Kadissultan,
4- Kubbetüs sahranın yer döşemesi,
5- Mescid-i Aksanın surlarını ve kapılarını restore edip yenilettirdi,
6- Meryem validemizin kapısını açtırdı,
7- Silsile kubbesinin fayanslarını yenilettirdi,
8- Bab-ı Zehebi kapısını kapattırdı,
9- Kanuninin Eşi Hürrem Sultan Tekkesini inşa ettirdi. Bu tekkeden çok sayıda fakirin yemek ve ihtiyaçları karşılanıyordu,
10- Kanuni Sultan Süleyman Kudüs şehrinin istikrarı ve güveni için Kudüs-Yafa şehri arasındaki yolun kontrolünü El-Ebigavş kabilesine verdi (Onlara turistlerden gelen aidatlar karşılığında vermişti) Kanuni döneminde de hristiyan hacılardan harç alınıyordu.
SULTAN MURAT
Sultan Murat Han Kudüs-El Halil yolu üzerinde Şehrin güvenliği için kale inşa ettirdi. Bu kalenin içinde mescit ve kışla bulunmaktaydı.
SULTAN ABDÜLMECİD
Sultan Abdülmecid Mescidi Aksanın restoresini yaptırmıştır ve 20000 altın harcamıştır. Bu dönemde Kudüs şehrinin nüfusu artmıştır ve 1858 de insanlar Kudüs surları dışına yerleşmeye başlamıştır. İkinci Abdülmecit zamanında Kudüs nüfusu 20 bindi. Bunun bini Hıristiyan dı.
SULTAN ABDÜLAZİZ
Sultan Abdülaziz döneminde 1867 tarihinde, Kudüs çok gelişmeye başladı ve bir çok yol ve çarşı inşa edildi. (Kudüs-Yafa ve Kudüs-Nablüs şehri arasındaki yol) Kudüs'ün yolları mermerlerle döşendi, bu döşemeler günümüze kadar bölgede mevcuttur. Sultan Abdülaziz mescidi aksanın süslemesi ve restoresine 30000 Osmanlı akçesi harcadı ve Ömeri camisini inşa ettirdi. 1892'de Kudüs-Yafa şehri arasında tren yolu inşa edildi 1909 yılında El-Halil kapısının yanına büyük kale inşa edildi ve yanına çeşme yaptırıldı.
SULTAN ABDÜLHAMİD HAN
Filistin'de ve İslam coğrafyasında Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi hiç şüphesiz Cennetmekân Sultan İkinci Abdülhamid Han'dır.
Sultan Abdülhamid döneminde kutsal şehirde pek çok imar ve tamir faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Ayrıca şehrin alt yapısı ve su tesisatıyla ilgili yapılar elden geçirilmiş, Kayıtbay Sebili olarak bilinen sebil tamir edilmiş ve Halil Kapısının karşısında inşa edilmiştir. Halil Kapısının üstüne aynı yıl bir saat kulesi kurulmuştur.
Kudüs ile Yafa arasında yaldaşık 86,630 km uzunluğunda demiryolu yaptırmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti Kudüs’te bir yol ağı kurmuş ve kutsal şehri Filistin’in orta ve güney bölgelerindeki Ramallah, Beytüllahim, El-Halil ve Eriha gibi şehirlerle birbirine bağlamıştır.
19. asrın başından itibaren Kudüs belediyesi sağlık hizmetlerini iyileştirmek için büyük çaba harcamıştır. 1892 yılında Belediye Hastanesinin açılması da bu alanda yapılan faaliyetleri arasındadır. 1892 yılında şehrin ortasında Yafa caddesinde bir park açılmıştır.
Kubbestü’s Sahra’nın dış cephesinin restorasyonunu yaptırmış, cami dış cephesinin üzerindeki çinilerin bir ucundan bir ucuna Yasin süresini yazdırmıştır.
SADECE KUDÜS MÜ?
Asırlar boyunca Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü tarihi Filistin topraklarının hemen her yerinde ata yadigarı eserlerimizi görmek mümkün.
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da cenin kentinde bulunan yaklaşık 5 asırlık Fatıma Hatun Camii, Nablus’taki saat kulesi gibi Yafa, Akka, Hayfa, Nasıra ve Safed’deki saat kuleleri de hâlâ ayakta.
Mısır yolu üzerinde bulunan Bi'ru Sebu şehri, bir askeri üs olarak donatılmış Akka bölgesindeki su kanallarını, su yollarını (arkları), hanları, köprüleri, zaviyeleri ve benzeri eserleri ve Filistin'in genelinde hâlen ayakta duran camilerin ve belediye binalarının çoğu da Osmanlılar tarafından inşa edilmiş binalardır.
Bu belediye binalarının en güzelleri de Yafa ve Gazze belediyelerinin binalarıdır.
Evet dostlarım, 400 yıllık süre içinde adeta medeniyetin ortadoğu başkenti haline gelen Kudüs Osmanlının ordan elini çekmesiyle beraber adeta kan ağlamaktadır. Bugün işgal altındaki bu topraklarda kalbimizin bir tarafı hüzünle atmaktadır.
Kudüs tekrar bizim oluncaya kadar gündemimizden düşmemelidir. Dualarımız Kudüs için olmalıdır.
Allah'a emanet olunuz!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Fatih sultan mehmet
Ayten Aslan