Antalya'da beş yıl önce görme yeteneğini kaybettikten sonra kimseye ihtiyaç duymadan yaşamayı öğrenen 68 yaşındaki Mine Gülaydın, hayata pozitif bakış açısıyla dikkati çekiyor.
İstanbul'da 27 yıl önce bir bankadan emekli olan Gülaydın, tatil için geldiği Antalya'yı çok sevdi.
Buradan aldığı evde yaşamaya başlayan Gülaydın, 50 yaşından sonra görme ve duymada sıkıntı yaşamaya başladı.
Önce geceleri sonra da gündüzleri uzağı görememeye başlayan Gülaydın'ın dünyası, tedavilere rağmen beş yıl önce tamamen karardı.
Hareketli bir hayatı olan, gezmeyi, seyahat etmeyi çok seven 68 yaşındaki Gülaydın, görme yetisini kaybedince bir süre ne yapacağını bilemedi.
Bir arkadaşıyla gittiği kermeste Beyaz Baston Görmeyenler Derneği Başkanı Kamil Çam ve dernek bünyesinde öğretmenlerle tanışan Gülaydın, görme engellilerin de hayatlarını istedikleri gibi yaşayabildiklerini öğrenince dernek bünyesindeki rehabilitasyon merkezine gitmeye başladı.
Yemeğini pişirip, söküğünü dikiyor
Merkezde günlük yaşam, bağımsız hareket ve öz bakım eğitimleri alan Gülaydın, hayatı yeniden öğrendi.
Sokakta nasıl yürüyebileceği, nelere dikkat etmesi gerektiği, evde nasıl yaşayabileceği konularında kendisini geliştiren Gülaydın, yalnız yaşadığı evinde yemeğini pişiriyor, söküğünü dikiyor, çamaşırlarını yıkayıp, ütüsünü yapıyor.
Merkezde el işi yapmayı da öğrenen Gülaydın, yaptıklarıyla duvarlarını süslüyor.
Kıyafetlerine büyük önem gösteren Gülaydın, birbirleriyle uyumlu kıyafetler giymeyi, onlara uygun takılar takmayı seviyor.
Makyajsız da dışarıya çıkmayan Gülaydın, opera ve klasik müzik konserleri de hiç kaçırmıyor.
Engellilerin de neşeli bir hayatı olacağını öğrendi
Yaşantısı ve pozitif enerjisiyle çevresindekilerinin dikkatini çeken Mine Gülaydın, AA muhabirine, doğuştan göz ve kulak sinirlerinin zayıf olması nedeniyle görme yeteneğini kaybettiğini söyledi.
Yeni hayatına ilk başlarda adapte olmakta zorlansa da öğrendikleriyle her şeyi kolaylaştırdığını vurgulayan Gülaydın, şunları dile getirdi:
"Görme engellilerin de neşeli bir hayatı olabileceğini öğrendim. Yeni hayatıma başlarken kendimi ilkokul öğrencisi gibi hissettim. Her şeyi yeniden öğrendim. Küçük bir çocuktan öğrendiğim sesli okuma tekniğiyle çok sevdiği kitaplarıma kavuştum. Sesli kitaplar dinliyorum. Alışverişe çıktığımda bir yardımcım var. Ondan destek alıyorum. Aldığım kıyafetleri dolabıma kendim yerleştiriyorum. Her yerleştirdiğim elbiseyi, malzemeyi hafızama kaydediyorum. Gözlerimi kaybedince hafızam kuvvetlendi. Gözüm görürken hiç elime iğne iplik almadım. Ama şimdi düğme dikiyorum. Bir insanın hayata bakış açısını arkadaş çevresi belirliyor. Arkadaşlarımı canlı, hareketli ve genç insanlardan seçiyorum. Çünkü onlar bana daha pozitif enerji veriyor."
Kararan dünyası da hayattan koparmadı
Antalya'da görme yeteneğini 63 yaşında kaybettikten sonra aldığı eğitimlerle kimseye ihtiyaç duymadan yaşamayı öğrenen Mine Gülaydın, yalnız yaşadığı evinde tüm ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor.
Yorum Yazın