AK Parti Bartın 6. Olağan İl Kongresine katılan Başbakan Binali Yıldırım, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kongreye katılan partilileri selamlayan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen 16. Bütçeye ilişkin konuştu. 2018 bütçesinde büyüme, iş, aş, aydınlık Türkiye’nin kapılarının açıldığını ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, "Dün Meclis’e AK Parti hükümetlerinin bugüne kadar hiçbir iktidara nasip olmayan 16’ncı bütçesini yaptık. 16 sene demektir. Türkiye’de 94 yıllık Cumhuriyet tarihinde bu kadar üst üste memlekete hizmet eden başka hiçbir iktidar olmadı. Sadece bize nasip oldu. Milletin iktidarına, AK Parti’ye, sizin partinize nasip oldu. Bütçemiz kabul edildi. Bu bütçe ülkemize, milletimize hayırlı olsun. 2018 bütçesinde ne var. Çok şey konuşuldu. Eleştirenler, beğenmeyenler. Her şeye bir kulp takanlar burada da boş durmadı. Ama 2018 bütçesinde ne var diye sorarsanız. Büyüme var, kalkınma var. Refahın artması var. İş var, aş var, aydınlık Türkiye’nin açılan kapıları var" dedi.
"15 YIL BOYUNCA EMANETE SAHİP ÇIKTIK"
AK Parti’nin 15 yıl boyunca milletin emanetine sahip çıktığını ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, darbe girişiminde de milletle birlikte mücadele verdiklerini belirtti. Hiç kimsenin bugüne kadar milletin AK Parti’nin bileğini bükemediğini hatırlatan Yıldırım, "AK Parti ailesi olarak 15 yıl boyunca milletin bize verdiği emanete sahip çıktık. Sayısız fırtınayı, kasırgayı, vesayeti ve darbe girişimlerini milletle birlikte, birlik ve dayanışma halinde bertaraf ettik. Bütün hain saldırılara rağmen ülkemizde güveni ve siyasi istikrarın bozulmasına izin vermedik. Demokrasiden, hukuk devletinden asla taviz vermedik. Vatandaşlarımızın huzuru, refahı ve esenliği en öncelikli hedeflerimiz arasında yer aldı. Hamdolsun. Sizlerin, milletimizin duası ve desteğiyle hiçbir kimse bugüne kadar milletin iktidarı AK Parti’nin bileğini bükemedi. İnşallah bundan sonra da aynısı olacak" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE BÜYÜMEDE LİSTENİN BAŞINA OTURDU"
Türkiye ekonomisinin güven ve istikrar ortamında büyümeye devam ettiğine vurgu yapan Başbakan Binali Yıldırım, "Bugün Türk ekonomisi güven ve istikrar ortamında büyümeye devam ediyor. Bu yılın ilk 9’uncu ayında son 3’üncü çeyreğinde yüzde 11.1 büyüme gerçekleştirdik. Bu Türkiye’nin iyi yolda olduğunun en açık göstergesidir. Dünyada en fazla büyüme sağlayan ülkeler Çin ve Hindistan. Ancak Türkiye 3’üncü çeyrekte bu ülkeleri de solladı. Açık ara öne geçti. Listenin başına oturdu. Türkiye’ye yakışan da budur. Bu millete yakışan da budur. Ülkemizde darbe vurmak isteyenler bir kez daha hüsrana uğradılar. Bu başarı sizin başarınızdır. Bu başarı milletin başarısıdır. Bu başarı büyüyen, kalkınan Türkiye’nin başarısıdır. Bu destan sizin eserinizdir. Sağ olun, var olun Allah sizden razı olsun" ifadelerini kaydetti.
"TÜRKİYE GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDA"
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’un Kudüs kararına tepki gösteren Başbakan Binali Yıldırım, "Biliyorsunuz Amerikan Başkanı bir gün çıktı böyle de böbürlenerek imzasını da göstererek bir kağıda imza attı. Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapacakmış. Ben yaptım demekle olmuyor. O gün dedik ki yanlış hesap Kudüs’ten döner dedik. Kudüs sahipsiz değil dedik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanı. Hem bütün üye ülkelerin devlet başkanlarına, hükumet başkanlarına haber saldı. -Acil olağan üstü toplanıyoruz, İstanbul’a buyurun- dedi. Allah’a şükür bütün devlet başkanları, hükumet başkanları, bakanlar bir araya gelindi. Bu tek taraflı BM kararlarına karşı uluslararası hukuka karşı, tek taraflı bu kibirli karara karşı gür bir sesle -Biz bu kararı tanımıyoruz. Kudüs Filistin’in başkentidir- diye yeni bir karar aldı. Ve daha sonra işi burada bırakmadık. Meseleyi BM’ye götürdük. Diğer İslam ülkeleriyle beraber. Önce Güvenlik konseyine. 14 üyesi Amerika’ya karşı bu kararı kınayan, tanımayan oy verdi. Sadece Amerika, tek başına kararın arkasında kaldı. Buradan da sonuç çıkmayınca bu sefer doğrudan genel kurula bir karar getirildi. Bu karar Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın aldığı kararı tanımayan bir karar tasarısıydı. Bu karar gelir gelmez Amerika Başkanı bütün ülkeleri arayarak, aramakla kalmayıp tehdit ederek bu karara karşı oy kullanırsanız sizlere para vermeyeceğiz, destek olmayacağız, şöyle yapacağız, böyle yapacağız, Amerika biz büyük ülkeyiz, karışmam ha diye gözdağı vermeye çalıştı. Ama bir şeyi hesap edemedi. Hesap edemediği şey siz ne kadar büyük olursanız olun dünyada her ülke bayrağı olan, toprağı olan, egemenliği olan her ülke kendi kararını kendi verir. Kendi kaderini kendi belirler. Ve işte yapılan oylamada dünyanın birden büyük olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hamdolsun. Bu noktaya gelinmesinde, bölgedeki sorunun çözülmesinde, mazlumların, mağdurların meselesine sahip çıkılmasında Türkiye var. Recep Tayyip Erdoğan var. Elhamdülillah. Türkiye, güçlü olmak zorunda" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU’NA MUHTARLAR KANUNU’NU HATIRLATTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhtarlarla bir araya geldiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu’na Muhtarlar Kanunu’nu hatırlattı. Yıldırım, "Bugün Kılıçdaroğlu’na baktım. İzmit’te muhtarlarla toplantı yapıyor. Muhtarlara diyor ki merak ettim ne anlatacak diye. Erinmedim dinledim. Muhtarlar diyor size diyor 5 tane müjdem var. Millet can kulağıyla dinliyor. Size diyor sadece size ait Muhtarlar Kanunu çıkartacağım. Ya Türkiye Cumhuriyeti kuruluşu tarihinden daha eski müessese, bunların kanunu yok mu dedim. Gariban daha muhtarlara ait özel bir kanun olduğundan haberi yok. 1444 Şehir ve Kasabaların, Mahalle, Muhtar ve İhtiyar Heyetlerine Dair Kanun. Yetmemiş buna 1977’de muhtar ödenek ve sosyal güvenlik kanunu diye ilave bir kanun daha yapılmış. Sonra baktım muhtarların ne derdi varmış. Ne yapılmış, bugüne kadar muhtarlara yönelik çok önemli düzenlemeleri AK Parti hükümeti yaptı. Neler yaptık, muhtarların taleplerini artık bilgisayar ortamında kabul ediyoruz. Bunun için İçişleri Bakanlığında özel bir daire kuruldu. Muhtarlar Dairesi, talepleri oraya yazıyorsunuz. Takip ediliyor. Size geri dönüş yapılıyor. Muhtarların valiliklerde vali yardımcısı, büyük şehirlerde genel sekreter yardımcısı, diğer belediyelerde de bir başkan yardımcısı muhtarlardan sorumlu olarak görev yapıyor. Kılıçdaroğlu diyor ki biz iktidar olursak belediyelerden muhtarların işiyle ilgili görevlendirme yapacağız. Kanunu da var bu ihtiyaçların hepsi düşünülmüş Kılıçdaroğlu" dedi.
"RED OYU VERMİŞLER, SONRA DA KONUŞUYOR"
19 Ekim gününü Muhtarlar Günü olarak ilan ettiklerini hatırlatan Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek sözlerine şöyle devam etti:
"19 Ekim’i Muhtarlar Günü ilan ettik. Resmi Gazete’de bu yayınlandı. Ve bununla ilgili mevzuat yapıldı, yayınlandı ve bugün resmen muhtarlar günü olarak kutlanıyor. 2002’de muhtarlar 97 lira para alıyordu. Şimdi bin 503 lira para alıyorlar. Bütün muhtarlara maaş bağlandı. 50 bin muhtar istisnasız bu parayı alıyor. Bir de buna sigorta emeklilik primlerini de devlet yatırıyor. Helali hoş olsun. Muhtarlar daha fazlasını hak ediyor. Ama bu CHP bu Kılıçdaroğlu bunu söylüyor da muhtarların bu haklarını verirken, bu getirdiğimiz karara red oyu vermişler. Kanun görüşülüyor maaşlar artacak, primlerini devlet verecek. Ana muhalefet partisi ben yokum diyor. Ondan sonra da muhtarlara da kanun çıkartacağım diye konuşuyor. Önce mevcudu öğren kardeşim. Muhtarlara bugüne kadar yapılanları görüşülürken hadi o maddede gelip önerge veriyorsun Türkiye’nin imkanlarını da bilmeden etmeden o önerge kabul edilmiyor, kanun oylanıyor red veriyorsun. Böylece de muhtarları düşünüyorum diyor. Buna kimi inandırıyorsun. Bugün Kılıçdaroğlu’na bu bütçesindeki kamyon işi fazla koymuş. Ha babam 10 dakikada kamyonculardan bahsetti. Kamyoncuların ne sorunları olduğunu, kamyoncuların sorunlarını bilmediğimizden tutun, neler neler. Ey Kılıçdaroğlu sen o yollarda yaya yürürken kamyoncularla biz beraberdik. Sen o günlerde İstanbul’dan Ankara’ya FETÖ’cülerle, bölücülerle kol kola gidiyordun. Sen ne anlarsın bu işten. Memleketimizde ülkemizde bakın Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar bakın. Bu ülkenin hizmet gördüğü yıllar güçlü iktidarların olduğu yıllardır. Ve sağ iktidarların olduğu yıllardır. Çok partili hayata bakın. 1950-1960 arası Türkiye’nin destan yazdığı yıllardır. Adnan Menderes’in iktidarı dönemidir. Sonrasında zayıf iktidarlarla Türkiye kazanımını kaybetmiştir. 80’li yıllar Özal’ın iktidar yılları, Türkiye’nin sıçrama yaptığı yıllardır. 90’lı yıllarda tekrar Türkiye kazanımını kaybetmiş. 2000’li yıllarda hamdolsun AK Parti tek başına iş başına geldi. Türkiye kazanmaya devam ediyor. Millet kazanmaya devam ediyor. 2016-2017 referandumuyla beraber artık Türkiye’de bundan sonra tek başına iktidar, sürekli istikrar dönemi başlıyor. Ne zaman 2019. İşte bu kongremizi yapıyoruz. Diğer illerimizde de kongremizi yapıyoruz. Mart ayı sonuna kadar kongrelerimiz bitecek. 2018 içerisinde büyük kongremizi yapacağız. Ondan sonra 2019, durmak yok yola devam. 2019’da Bartın yeni bir tarih yazmaya var mısınız?"
"TÜRKİYE, İRAN VE RUSYA SURİYE’DEKİ İÇ SAVAŞIN SONA ERDİRİLMESİ İÇİN YOĞUN GAYRET GÖSTERİYOR"
Türkiye’nin bölgedeki krizleri gidermek, sorunları çözmek için güçlü olmak durumunda olduğuna vurgu yapan Başbakan Binali Yıldırım, Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi için İran ve Rusya ile birlikte Türkiye’nin yoğun gayret harcadığını ifade etti. Yıldırım, "Türkiye sadece kendisi için güçlü olmak zorunda değil. Türkiye bölge için güçlü olmak zorunda. Bölgedeki krizleri gidermek, sorunları çözmek için güçlü olmak durumunda. Bu topraklarda 100 yıl önce ortaya konan planların projelerin, bölgenin iradesi dışında olduğu ve yürüyemeyeceği bu gün çok açık şekilde ortaya çıkmıştır. O gün bölge hakkında dizayn yapanlar, karar verenler bugün yine aynısını yapmaya çalışıyorlar. Ama Türkiye var. Türkiye ne diyor bu bölgede bize rağmen bu bölgede yaşayan ülkelere rağmen hiç kimse binlerce kilometre uzaktan gelip plan yapamaz ve racon kesemez. Türkiye-İran ve Rusya, Suriye’de 6 yıldır devam eden iç savaşın sona erdirilmesi ve artık insanların normal hayatına dönmesi için yoğun bir gayret gösteriyor. Nerede mazlum, nerede mağdur varsa, Türkiye her zaman onların yanındadır. 3.5 milyon kardeşimize evimizi açan, bağrımızı açtığımız mülteci kardeşlerimize sahip çıkan ülkenin adı Türkiye’dir. Türkiye, barışın huzurun ve bölgedeki istikrarın güvencesidir. Türkiye küresel barış ve istikrarın da güvencesidir" diye konuştu.
AK PARTİ HÜKUMETLERİNİN BARTIN’A YATIRIMLARINI ANLATTI
Başbakan Binali Yıldırım, ilk kez Bartın’a 2003 yılında geldiğini ve 14 yılda Bartın’ın Türkiye ile değiştiğine ve geliştiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Bartın’a ilk gelişim 27 Temmuz 2003. Yani bundan demek ki 14 sene önce gelmişim. 1’inci kongreyi yaptık. AK Parti 1’inci Olağan Kongresini gerçekleştirdik. O günden bugüne Bartın çok değişti. Türkiye çok değişti. Daha sonra gelişlerimde Yılmaz Tunç ile Bartın’dan Kurucaşile’ye gittik. O yollarda Allah’ım dön dön başımız dönüyor. Yol bitmiyor. Topu da 60 kilometre yol. Ama dedim ki bu ne kadar uzun yol kardeşim. Bu ne biçim iş? 80 senedir bu memlekete uğrayan olmamış mı? Bu yolların hali nedir diye soran olmamış mı? Maalesef tabiatın heybeti karşısında çaresizlik hakim olmuş. Boynunu bükmüş geri dönmüş. Dedik ki ey dağlar inatta bir murattır. Karşımıza çıkarsanız başımızı eğmeyiz, deleriz geçeriz. O gün o kararı verdik. Bugün Kurucaşile’ye giderken tünel yaptık. Amasra’ya tünel yaptık. Şimdi o yol yarı yarıya azaldı. Yol medeniyettir, medeniyetin gereği de yolları bölmek, milleti birleştirmek, gönülleri birleştirmektir. Yolları böleriz de Türkiye’yi böldürtmeyiz. Dert insanı yollara düşürür. Biz milletimizin derdiyle dertlenerek ve o dertlere çare bulmak için yollara düştük. Bizi arayan Hakkari’nin dağlarında bulur. Bizi arayan Tekirdağ’ın yollarında görür. Bizi arayan Erzurum’da, Aşkale’de, Kırşehir’de, Siirt’te, Sakarya’da görür. 780 bin kilometre kare vatan toprağının her köşesinde görür. 15 yılda eğitimden sağlığa, tarımdan ulaşıma Türkiye için güzel, şirin Bartın için çalışıyoruz. Bartın 1994 yılında il oldu. Ancak uzun süre beklediği ilgiyi desteği göremedi. Ama biz asla böyle yapmadık. Diğer illerimiz gibi Bartın’ı da seçimden seçime kapısı çalınacak bir il olarak görmedik. 15 yılda sadece Bartın’a 5.5 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik. Toplu konuttan, dersliklerden, spor tesisinden yapılan hizmetleri sizler biliyorsunuz. Bartın’a 2008’de üniversite kurduk. Kısa sürede ülkemizin sayılı üniversitelerinden biri haline geldi. Bartın’a hastane, ağız diş sağlığı merkezlerinin de aralarında bulunduğu 12 sağlık tesisini yaptık. Hizmete verdik. Yetmez dedik şimdi Bartın’ın girişinde yeni bir hastane daha yapıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. 400 yataklı hastanemizi de yapıyoruz. Sadece binalar yapmak yetmez dedik. İçine uzman da koymak lazım. Personel de koymak lazım, doktor da koymak lazım. Koskoca Bartın’da 2003’de 81 doktor vardı. Şimdi 700 doktor var. 81 nere 700 nere. Bakın koskoca Bartın’da sadece 4 tane ambulans vardı. Şimdi 26 tane ambulans var. 15 yıldır çiftçilerimizi de unutmadık. Bugüne kadar çiftçilerimize 120 milyon nakit hibe desteği verdik. Bartın OSB alanını genişlettik. Yeni alanlarla birlikte 3 bin 500 kişiye istihdam sağladık. Şimdi yeni ilave bir alan daha yapıyoruz. İnşallah OSB’ye yapılacak olan bu eklentiyle beraber bunlar da hak sahiplerine teslim edilecek. 2002’den önce Bartın’da sanayi sitesi yoktu. Bugün iki sanayi sitemizde 758 çalışanımız var, üretiyor, çalışıyor. Bartın’ı büyütmeye, geliştirmeye devam ediyoruz. Bartın’da sadece 7 kilometre bölünmüş yol vardı. Bugün 73 kilometreye çıktık. Safranbolu yolunu bölünmüş olarak yapacağımızın sözünü vermiştik. 15 kilometresini yapmıştık gerisi de devam ediyoruz. Ankara’ya giden yolun bir tane tüneli vardı. Dorukhan Tüneli’nin yanına bir tünel daha yaptık. Yaz kış yolumuz açık. Yolun açık Türkiye merak etme, 2023, 2053, 2071 hedef ve vizyonuna emin adımlarla gidiyoruz. Amasra tünelini açtık. Şehre nasıl girdiğinin insanlar farkına varamıyor. Barajları yaptık. Şimdi Kozcağız barajını yapıyoruz. Bartın’ın en önemli konusu taşkın koruma, 34 tane taşkın koruma projesini yapıp tamamladık. 11 milyon fidan dikip yeşil Bartın’ı daha yeşil yaptık. Şehir merkezindeki dere ıslahlarını da yapıyoruz. Taşkın ve selin zararını artık ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. TOKİ marifetiyle son zamanlarda 320 konut daha inşa ediyoruz. Allah’a hamdolsun, başkalarının hayal dahi edemediklerini ülkemize gerçekleştirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. AK Parti Türkiye’nin en güçlü partisidir. 2003’te de böyledir 2017’de de. İki katı güçlenerek buralara geldik. İş yapmazsanız ortaya eser koymazsanız vatandaş sizin kara kaşınıza, kara gözünüze mi meraklı. Laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyan bir iktidar olduk."
Başbakan Binali Yıldırım’a konuşmasının ardından çeşitli hediyeler verildi. Yıldırım, daha sonra kongreden ayrılarak Karabük’e hareket etti.