“Irak ve Suriye tezkerelerine ‘evet’ diyenleri ihanetle suçlarken, bugün PKK’yı bitirmekten söz ediyor”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” konuşmasına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP Genel Başkanı, kendisine verilen görevi bir türlü başaramadığını, yalanlarına ve iftiralarına milletimizi bir türlü inandıramadığını görünce milletimizin umutlarının ve değerlerinin istismarına yöneldi. Vizyon çizmeye, insanların dertleri ile dertlenmeye alışık olmayınca da ya kavramı yanlış kullanıyor ya geçmişte aynı hususta ne dediğini, ne yaptığını unutuyor ya da desteksiz atıp kendini boşa düşürüyor. Devlet nasıl yönetilir, güvenlik birimleri nasıl çalışır, uluslararası işleyiş neyi gerektirir, anayasa ve yasalarımız neyi emreder, eldeki imkanlar nedir bilmediği için aklına geleni söylüyor. Hadi Haşhaşilerin sahte cenneti misali herkesi kamuda işe almayı, herkese balya balya para dağıtmayı, herkese arş-ı alaya çıkartmayı taahhüt etmesini anladık, ‘dilin kemiği’, ‘yerine getirilmeyecek vaadin sınırı yok’ nasılsa salla sallayabildiğin kadar. Ama bazı hususlar var ki, oralarda dikkatli olmak lazım. Daha dün Irak ve Suriye tezkerelerine ‘evet’ diyenleri ihanetle suçlarken, bugün PKK’yı bitirmekten söz ediyor. Bir yandan ülkenin tüm sorunları, sıkıntılarını çözmekten bahsediyor, diğer yandan yatırımları engellemeye, insanları iş yapamaz, kamu görevlilerini hizmet veremez hale getirmeye çalışıyor. Son günlerde bir de ‘helalleşelim’ demeye başladı. Bizim inancımızda helalleşme vardır ve önemlidir. Peki, Kılıçdaroğlu helalleşmeyi nasıl anlıyor, nasıl tanımlıyor, önce ona bir bakalım” diyerek salondakilere Kılıçdaroğlu’nun videosunu izletti.
Erdoğan, “Dün helalleşme kavramına böyle bakan bir zatın bugün birden aydınlanma yaşayıp 180 derecelik bir dönüşle helalleşme peşine düşmesi ne kadar ilginç değil mi? Bay Kemal sen önce benim başörtülü kızlarımdan, bacılarımdan git helallik dile. Utanmadan, sıkılmadan hala kalkıyorsun ‘Onların hukukunu biz koruduk’ diyorsun. Hayatın yalan. Biz bu işin gerisindeki niyeti görmesek, Kılıçdaroğlu’nun eline tutuşturulan senaryodaki rolünü oynamadan öte işleri olmadığını bilmesek diyeceğiz ki olabilir, insan değişebilir. Geçmişteki yanlışlarını görüp helalleşme suretiyle önünde yeni bir sayfa açmaya herkesin hakkı vardır. Bay Kemal, ben senin ile ilgili kazandığım davaları geri çektim. Sen bunların hiçbirinin kadrini, kıymetini anlamadın. Sende anlayacak yüz bile yok. Buradaki sorun şu ki, maalesef ortada bir değişim de yok, değişen kimse de yok. CHP aynı CHP, Kılıçdaroğlu aynı Kılıçdaroğlu, zihniyet aynı zihniyet, sadece bunlara verilen rol değişti. Dün tüm güçleri ve samimiyetleri ile vesayetin bekçiliğine, darbecilerin şakşakçılığına, tarihimize ve değerlerimize düşmanlığa soyunmuşlardı, bugün biraz zoraki de olsa daha başka bir görünüme bürünmeye çalışıyor, tabi yerseniz. Her tarafı lime lime dökülen bu bukalemun siyasetini milletimizin taktirine havale ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Asgari ücreti de benzer bir anlayışla tespit ederek dar gelirlilerin üzerindeki yükü hafifleteceğiz”
“Son 8 yıldır kesintisiz bir şekilde yaşadığımız siyasi, sosyal, ekonomik, askeri sorunları herhalde tesadüf olarak göremeyiz. Bunların hepsi de aynı amaca yönelik girişimlerdir” açıklamasında bulunan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“2018 Ağustos’undan itibaren Türk ekonomisini tamamen çökertmeyi hedefleyen, rasyonel hiçbir izahı ve gerekçesi olmayan nice hadiseler yaşadık. Türkiye’ye siyasi, sosyal ve askeri alanda diz çöktürmeyi başaramayanların tek umudunun ekonomi kaldığın gördük. Neysek ki, küresel salgın krizinin tetiklediği gelişmeler bize bu tuzakları kuranları daha beter duruma düşürmüştür. Siz bakmayın herkesin kuyruğunu dik tutmaya çalıştığına. Gelişmiş ülkeler İkinci Dünya Savaşı sonrasının en büyük ekonomik buhranının eşiğindedir. Amerika’dan alın tüm batı ülkelerine varıncaya kadar. Bunu sosyal ve siyasi krizlerin izleyeceği de aşikardır. Biz bu vahim küresel tablo içinde geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü alt yapı sayesinde üretimimizle, ihracatımızla, istihdamımızla iyi bir yerde duruyoruz. Reel ekonominin içinde olan ve dünya ile teması bulunan herkes bu gerçeği görüyor, biliyor. Şayet 2022’yi ve 2023’ü herhangi bir kırılmaya meydan vermeden hedeflerimiz doğrultusunda ilerleyerek geride bırakabilirsek önümüzde hakikaten çok parlak bir gelecek bizi bekliyor. Mevcut sorunlara imkanlar çerçevesinde acil çözüm getirilebilecek hususlarda gereken adımları atıyoruz. Örneğin salgın döneminde hem ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanında yer aldık hem de üretimin ve istihdamın en az zararla sürecini geçirmesini sağlayacak tedbirleri aldık. Küresel düzeydeki fahiş artışlar sebebiyle birim maliyetleri döviz bazında 3-4 kat artan doğal gaz, akaryakıt, elektrik gibi ürünlerin fiyatlarını kontrol altında tutuyoruz. Doğal gazı maliyetinin 4’te birine, elektriği maliyetinin yarısına hanelere ulaştırıyoruz. Bay Kemal bunu niye konuşmuyorsunuz. Herkes gibi bizim de döviz ile aldığımız petrolden üretilen akaryakıtı Avrupa’nın en ucuz fiyatları ile vatandaşlarımıza biz sunuyoruz, bunu niye söylemiyorsunuz. Kamu işçilerine ve memurlarına verdiğimiz yüksek oranlı zamlarla çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek için gereken çabaları gösteriyoruz. İnşallah asgari ücreti de benzer bir anlayışla tespit ederek dar gelirlilerin üzerindeki yükü olabildiğince hafifleteceğiz. Küresel ekonomik sistemin yeniden yapılandığı bir dönemde Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir cazibe merkezi haline gelme yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.”
“Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız”
Cumhurbaşkanlığı görevinde olduğu sürece faizle mücadelesini sürdüreceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon nedir, yüksek faiz nedir bilmeyen ülkelerin çift haneli fiyat artışları ve bozulan dengeler karşısında şaşkına döndüğü bir dönemde elbette bizim bunun tamamen dışında kalmamız mümkün değildir. Fakat bizi diğer ülkelerden ayıran önemli bir fark var. Onlar giderek daha çok sıkıntıya girerken, biz ise önümüzdeki yıldan itibaren ferahlamaya başlayacağız. Açık ve net söylüyorum, faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bunu farklı yere çevirme gayretine diyorum ki, boşuna uğraşmayın, biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Biz faize kesinlikle milletimizi ezdiremeyiz. Bunu kabulleneceğiz. Bunun başka çıkışı olamaz. Salgın döneminde tüm ülkeler kepenkleri indirirken bizim yatırımlarımıza kesintisiz devam etmemiz, açılıştan açılışa, temel atmadan temel atmaya koşmamız bunun en temel ispatıdır. Hala kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasınlar. Bu yolda ben faizi savunanla olmam, olamam. Bu konu sıradan bir konu değildir. Dünyaya bakalım, Amerika’ya bakalım, batıya, İsrail’e bakalım. Bütün bunlarda faiz aşağılara çekilmişken, bizim arkadaşlarımıza ne oluyor ki, onlar faizi savunur hale geliyor. Enflasyonun buralarda ne hale geldiğini görüyorsunuz. Bizim arkadaşlarımıza ne oluyor. Bunu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim, enflasyonla mücadelemi sürdüreceğim. Şunu bilmemiz lazım, bu konuda Nas ortada. Nas orda olduğuna göre sana bana ne oluyor. Biz değerler silsilemiz içinde olaya buradan niye bakmıyoruz? Olaya buradan bakacağız ve adımımızı ona göre atacağız” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin en büyük işadamlarıymış, ondan sonra bize sallıyorlar”
Konuşmasında işadamlarına da seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işadamlarımıza diyoruz ki, sen düşük faizle kredi istiyordun, hadi gel al, niye almıyorsun? Ben bu işadamlarını da anlamıyorum. Sonra bir araya geliyorlar, TÜSİAD’ı, vesairesi yüksek faizden bahsediyorlar. Siz nasıl insanız? Sen işadamıysan, yatırımdan yanaysan, buyurun işte size kredi, düşük faizle, hadi alın krediyi ve yatırımı yapın, ben sizden yatırım istiyorum, istihdam istiyorum, üretim istiyorum, ihracat istiyorum, hadi gelin bunları yapın. O zaman kaçıyorlar. Bunlar nasıl işadamı? Türkiye’nin en büyük işadamlarıymış, ondan sonra bize sallıyorlar. İstediğiniz kadar sallayın tutmaz. Bu ülkeyi kalkındırmak için hangi kuruluş olursa olsun, TÜSİAD’ı, vesaire dürüst olacaksınız. Sıkıştığınız zaman hemen kapıyı çalacaksınız, işi yoluna koyduktan sonra kalkıp iktidara sallayacaksınız. Yok öyle 25 kuruşa simit” dedi.
“Sondaj filomuza 4. gemimizi de ekledik”
Türkiye’ye 19 yılda kazandırılan eserlerinin videosunu hızlandırılmış seslendirmeyle salonda bulunanlara izleten Erdoğan, videonun sonunda vatandaşlara bir müjde verdi. Erdoğan, “Büyük ve güçlü Türkiye’yi işte bu şekilde adım adım inşa ettik, ediyoruz. Karadeniz’de keşfettiğimiz gazı çıkartma ve karaya taşıma çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Bu vesileyle milletimizle bir müjdeyi daha paylaşmak istiyorum. Biliyorsunuz, Türkiye halen 3 derin deniz sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma gemisiyle Akdeniz ve Karadeniz’de arama ve sonda j çalışmalarını sürdürüyor. Sondaj filomuza 4. gemimizi de ekledik. Üstelik bu gemi diğerlerinden farklı olarak, 7. nesil olarak adlandırılan, en modern, en son teknoloji ile donatılmış, ilk defa bizim kullanacağımız, sıfır, yeni bir gemidir. Dünyada bu geminin sınıfında toplam 5 gemi bulunuyor. Birine de biz sahibiz. Boyu 238 metre, eni 42 metre olan yeni gemimizle denizin 3 bin 665 metre derinliğine kadar sonda j yapabileceğiz. Artık sahip olduğumuz büyük sondaj filosuyla ülkemiz sınırları dışında da faaliyet gösterecek kapasiteye ulaştık” açıklamasında bulundu.