Bakan Gül'den af açıklaması

Adalet Bakanı Gül, Dikmen Hakimevi’nde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Çocuk tesliminin icra daireleri aracılığıyla yapılması konusuna değinen Gül, bu konuda Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı ile bir çalışmalarının bulunduğunu ancak 24 Haziran seçimlerinin araya girmesi nedeniyle Meclisin tatil edildiğini belirtti. Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı ile bu konu hakkında halen görüştüklerini aktaran Gül, "Çocuğun yararını koruma bizim amacımız. Bu konuda Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı da en hassas bakanlığımız. Onların da yönetiminde bu sorunun çözümünü arzu ediyoruz. Maalesef boşanmalarda, ayrılmalarda hesap çocuklar üzerinden görülmeye çalışılıyor, bir anlaşmazlığa alet ediliyor. Çocuğu en başta anne ve babaların koruması gerekiyor. Biz yakın zamanda da tasarının son halini verdikten sonra Meclisin iradesine sunacağız. Bu konunun ivedilikle Meclisten geçeceğine inanıyorum" diye konuştu. 

YARGIDA HEDEF SÜRE UYGULAMASI 

Bakan Gül, yeni adli yılda "yargıda hedef süre" uygulamasına geçtiklerini anımsatarak, bu uygulama ile sistemde şeffaflığı geliştirme, başvurucular için öngörülebilir bir süre belirleme ve dosya gecikme nedenlerini veriye dayalı takip etme gibi amaçlarının olduğunu belirtti. Davaların ne zaman biteceğini ön görmek amacıyla bazı dava türleri belirlediklerini bildiren Gül, "İlgililerle çalışmalar yapıldı ve hedef süre uygulaması hayata konuldu. Hedef süreye ulaşamayanlar bizim hatalarımızı da gösterecek. Gecikmelerin nedenleri ortaya çıkacak. Örneğin kasten adam öldürme davasında soruşturma ortalama 627 günmüş. Bizim hedefimiz 150 gün içinde tamamlanması. Cinsel saldırı soruşturması 243 gün. Bizim soruşturma sürecindeki hedefimiz 120 güne kadar. Yağma suçundaki soruşturma süresi ise 316 gün. Bizim hedefimiz 90 gün. Diyelim ki bu süre 90 gün değil de 190 gün oldu. Buradaki aksamanın nedenine bakacağız ve bu konuda çözüm üreteceğiz. Savcı soruşturmasının ardından görülen davalarda da hedef süre belirledik. Kasten adam öldürme suçu yargılamasında ortalama 753 günmüş. Burada bizim hedefimiz 300 ile 390 gün. Mahkemenin bu süre içerisinde davayı bitirmesini hedefliyoruz. Bir adam öldürme veya yağma davasında delillerin tespiti de var. Yeni deliller, ifadeler gelebilir, şüpheliler artabilir. Çok hızlı karar vereceğiz diye deliller gelmeden mahkeme kararını verecek de değil. Yargılamalar uzadıkça insanların yargıya olan güveni azalıyor. Biz de makul süreyi belirlemeye çalışıyoruz" diye konuştu. 

"İSTİNAF SAYISINI 15’E ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ" 

Kamuoyunda "istinaf" olarak bilinen bölge adliye mahkeme sayısını arttırdıklarını belirten Gül, istinaf sayısını 11’e çıkardıklarını, bu sayıyı 15’e çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi. İstinaf konusunun yargıya güveni arttıracak çok önemli bir reform olduğuna dikkat çeken Gül, "20 Temmuz 2016’dan bu yana istinaflara 1 milyon 200 bin civarında dosya geldi. 2016 dan bu yana karara bağlanan dosyalar 836 bin. Umuyoruz Türkiye’de çok daha güçlü kararlar yine bu sürede karşımıza çıkacak" dedi. 

"BU RUTİN BİR İŞ BÖLÜMÜDÜR" 

Rahip Andrew Brunson’a ilişkin davanın savcısının görev yerinin değiştirildiği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Gül, "Bu rutin bir iş bölümüdür. Bunlar ihtiyaç halinde yapılan şeyler. Ama dosyaya bakan savcı değil, soruşturmayı yürüten savcı diye biliyorum. İzmir Başsavcılığının yapmış olduğu tasarruflardır. Yargı kişilerle değil, sistem üzerinden yürür. Muhtemelen İzmir gerekli açıklamayı yapacaktır" ifadelerini kullandı. 

"AF HUSUSUNDA CUMHURBAŞKANIMIZIN SÖYLEDİKLERİ BELLİ" 

Gül, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin af teklifine ilişkin, "Bu konuyla ilgili Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önceki gün de açıklama yaptı. Dolayısıyla o konuda tutum belli. Ancak cezaevlerinin doluluk oranları ve yeni yapılacak cezaevleri hususunda çalışmalarımız devam ediyor. Af hususunda Cumhurbaşkanımızın söyledikleri belli. Onun üzerine söyleyecek bir şeyimiz yok" açıklamasında bulundu. 

"DARBE YARGILAMALARININ BU YIL SONUNA KADAR BİTECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUZ" 

Gül, FETÖ’cülerin yargılanmalarına ilişkin de açıklamalarda bulundu. FETÖ ile mücadele anlamında yargının iki dava türüyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Gül, bunun birincisinin 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan davalar, ikincisinin ise FETÖ üyeliğine yönelik açılan davalar olduğunu söyledi. Bakan Gül, şu değerlendirmelerde bulundu: 
"Külliyeyi, Meclisi bombalayan, 251 vatandaşımızı, Ömer Halisdemirimizi, polislerimizi, askerlerimizi şehit eden hainlerin yargılanması milletimizin beklentisi. Darbe girişimine ilişkin açılan 289 dava var, 203’ü sonuçlandı. 86 dosya devam ediyor. Bu davaların hızlanmasıyla ilgili UYAP ve BTK’yı entegre ettik. 2016 Temmuz öncesi 212 olan ağır ceza mahkemeleri 418’e çıkartıldı. Duruşma salonları da arttırıldı. Belki Akıncı Üssü davası ya da sanık sayısı fazla olan davalar sarkabilir. Onun haricinde tüm darbe yargılamalarının bu yıl sonuna kadar biteceğini ümit ediyoruz." 

"EN HUZURLU OLDUĞUM GÜN MOR BEYİN UYGULAMASININ TESPİT EDİLMESİ" 

FETÖ’cülerin "Mor Beyin" tuzağına değinen Gül, bu yargılamalarda en huzur içinde olduğu günün "Mor Beyin" oyununun deşifre edildiği gün olduğunu söyledi. FETÖ’cülerin bu yöntem ile vatandaşları mağdur ettiğini, asıl FETÖ’cüleri gizlemeye çalıştığını vurgulayan Gül, "Yargı, bu konuda çok titiz çalışıyor. Kim FETÖ’cü kim değil ayrılıyor. En huzurlu olduğum gün Mor Beyin uygulamasının tespit edilmesi. Yargı mensuplarımız büyük bir titizlikle, gayretle bu mücadeleyi yürütüyor. Kuru ile yaş ayrımı yapılıyor" şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz günlerde karara bağlanan Danıştay saldırısı davasına değinen Gül, "Danıştay saldırısı Tükiye’nin en acı günlerinden biriydi. Bu saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bu yeni bir karar. Gerekçesi yazılacaktır. Eksik görülmesi durumunda itirazı yapılacaktır. Bu konuda asla bir ihmal olmayacağına inanıyorum. Yargının verdiği bir karar, süreci takip edeceğiz" dedi.

Gül, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile firari örgüt üyelerinin iade süreçlerine ilişkin ise, "Bu her ülkeyle yoğun bir şekilde temas ettiğimiz bir konu. FETÖ elebaşı ve FETÖ üyelerinin iade süreçlerine ilişkin taleplerimiz devam ediyor. Umut ediyoruz ki uluslararası hukukun gereğini yaparlar. Biz Türkiye olarak hukukun gereğini talep ediyoruz" diye konuştu.