İHA -
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Gülizar Çalışkan, nanopartiküllerin istenen bölgeye yönlendirilebilmesi ve düşük dozda etki edebilme özelliğiyle günümüzde kullanım alanlarının genişlediğini belirterek, “Günümüzde çalışma alanı olarak oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan nanopartiküller, boyutları 1-100 nanometre arası değişen partiküllerdir. Bu partiküller, toksik olmaması ve yan etkilerde azalma sağlaması, çevreyle dost ve stabil ürün oluşturma gibi avantajlarıyla günümüzde popülaritesini arttırıyor. Nanopartiküller tümör belirleyici, genetik hastalık ve sorunların teşhisi, kozmetik ve biyomedikal sektörlerinde doku tamiri gibi alanlarda sıklıkla kullanılmaya başlandı” dedi.
"Doğa dostu olarak üretiyoruz"
Çalışkan, TÜBİTAK 1001 destekli “Mikroalglerden Biyojenik Nanopartiküllerin Sentezlenmesi, Optimizasyonu ve Biyoteknolojide Kullanım Potansiyelinin Araştırılması” çalışmasında toksik olmayan ve ekonomik üretimle mikroalglerden nanopartikül üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Nanopartiküller, modern yaşamın her yerde bulunan temel maddesi haline geldiğini aktaran Çalışkan, “Daha önceki çalışmalarda genellikle nanopartiküller fiziksel ya da kimyasal işlemlerle üretilmiştir. Ancak biz bu çalışmada nanopartikülleri mikroalgler aracılığı ile doğa dostu olarak üretiyoruz. Böylece fiziksel ve kimyasal işlemlerle oluşabilecek zararlı etkileri bertaraf ediyoruz. Ürettiğimiz nanopartiküllerin, insan sağlığına olumsuz etkileri olabilecek bakterilerin azaltılması yolunda kullanılabilmesi ve kanser hücreleri üzerine uygulanabilme potansiyellerini de araştırıyoruz. Bu proje sonucunda ülkemiz adına katma değer oluşturabilecek bir ürünü ortaya koymayı hedefliyoruz” diye konuştu.
