HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Diyarbakır’da düzenlenen, deprem konutları temel atma ile Selahaddin-i Eyyubi Caminin açılışı törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber törene katılan Yapıcıoğlu, burada toplanan kalabalığa hitap etti.
6 Şubat depreminin halkın yardımına koşanları ile enkazın üzerinde tepinip rant devşirmeye çalışanları ortaya çıkardığını belirten Yapıcıoğlu,”6 Şubat'ta meydana gelen deprem içimizi yaktı, canlarımız yandı evlerimiz yıkıldı. 11 vilayette ciddi hasarlar oluştu. Şükürler olsun Diyarbakır nispeten bunu hafif atlattı. Fakat bu deprem, bu acı olay bize bir şey gösterdi; bir tarafta depremzedelere yardıma koşanlar, bir tarafta enkazın üzerinde tepinip siyasi rant devşirmeye çalışanlar… Algı operasyonları ile siyasi rant peşinde koşanları bu millet gördü. Sahada kimin olduğunu, kimin yaraları sarmaya koştuğunu, kimin enkazdan can kurtarmaya çalıştığını, kimin de can kaybı artsın diye adeta dua ettiğini bu millet gördü.” diye konuştu.
14 Mayıs'ta bu iki zihniyet yarışacağına dikkat çeken Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Önümüzde bir seçim var bir sandık konacak önümüze işte 14 Mayıs'ta bu iki zihniyet yarışacak. Yapma adına, imar etme adına, ihya adına ortaya hiçbir şey koyamayanlar, hiçbir işi beceremeyenler, sadece çamur atarlar sadece eleştirirler "istemezük, yaptırmayız" derler. Bu yüzden de milletten yetki alamazlar. Memleketin sorunlarının hemen hepsinin altında yatan bu zihniyettir. Halkın tarihine cahil, inancıyla kavgalı, kültürüne yabancıdırlar. Batıya şirin görünmeye çalışıyorlar. Bizi de onlara durmadan şikâyet ederler ama milletimiz onları tanımıştır. Hatta 14 Mayıs 1950'den beri onları tanımaktadır. Yine bir 14 Mayıs günü sandığa gideceğiz. Bu yüzden 20-25 bandına sıkışmış bu zihniyet, Allah'ın izniyle özellikle de bu sistemde yani başkanlık sisteminde ya da anayasal tabiriyle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile asla iktidar yüzü göremeyecekler. Bu nedenle o sıkıştıkları banttan çıkmak için aslında takiye yapıyorlar biz değiştik diyorlar.”
Kürdün dilini yasaklayanlarla Kürtler adına siyaset yaptığına iddia edenlerin yan yana gelmesinin kendisini şaşırtmadığını ifade eden Yapıcıoğlu, bu iki zihniyetin ruh ikizi olduğunu söyledi.
Yapıcıoğlu, “14 Mayıs'ta kehrenimiz bu zihniyete bir kez daha dersini vereceğiz. Biz değiştik diyorlar ama onların değiştiğine inanmayın onlar değişmemişler ve değişmeyecekler, sadece değişmiş gibi görünüyorlar. Bu nedenle millet onlara iktidarı vermedi, vermiyor. Kardeşlerim! Kürdün dilini yasaklayan, onun varlığını inkâr eden, tehdit adına kundaktaki bebeleri bile öldürenlerle, Kürtler adına siyaset yaptığını iddia edenler nasıl yan yana gelir diye soruyorlar, şaşırıyorlar. Aslında şaşmamak lazım. Ben hiç şaşırmadım, benim için hiç sürpriz olmadı. Çünkü Kürtler adına siyaset yaptığına iddia edenler de kendi siyasi ikballeri için Kürdün inancına savaş açmadılar mı? Kürdü kendilerine boyun eğdirmek için kundaktaki bebekleri kurşuna dizmediler mi? İşte zihniyet, aynı zihniyet… İdeolojik akrabalık onları bir araya getirdi. Bundan sonra da birlikte yürürler muhtemelen. Arada fark yok. Bunlar ruh ikizi, bunlar ideolojik akraba… Öyleyse onların birlikte olmalarına hiç şaşmamak lazım. Ama inşallah bu meşhur zihniyetin kopyacıları da onları yenilgiden kurtaramayacak ve 14 Mayıs'ta hep beraber kaydedecekler.”
14 Mayıs'ta meseleleri çözümsüzlüğe mahkûm edip o çözümsüz meseleler üzerinden rant devşirme çalışanlara da tarihi bir ders vereceklerini belirten Yapıcıoğlu, çözülmeyi bekleyen ne kadar sorun varsa hepsini konuşarak, diyalogla, kardeşçe, adalet temelinde çözeceklerini belirtti.
Yapıcıoğlu, son olarak şunları söyledi:
“16 Nisan 2017'de Başkanlık Sistemi’ne geçiş için bir referandum yapıldı. Birileri koro halinde bunu geçirtmemek için bağırdılar. Biz de bu sistem gelecek dedik ve getirdik Allah'ın izniyle. Ardından 24 Haziran 2018'de bu sistemin ilk seçimi yapıldı. Ne dediler o zaman: ‘Seni başkan yaptırmayacağız’. Ne oldu peki? Başkan yaptık mı? Peki, 14 Mayıs 2023'te bir daha bir daha Başkan yapacak mıyız? 14 Mayıs'ta bir şey daha yapacağız meseleleri çözümsüzlüğe mahkûm edip o çözümsüz meseleler üzerinden rant devşirme çalışanlara da tarihi bir ders vereceğiz. Şiddetin, silahın asla bir hak arama yöntemi olamayacağını göstereceğiz ve ne kadar sorunumuz varsa -çözülenler çözüldü- çözülmeyi bekleyenlerin hepsini konuşarak, diyalogla, kardeşçe, adalet temelinde çözeceğiz.”
