Buraya gelmeden önce Hatay depreminde hayatını kaybeden vatandaşların mezarını ziyaret ettim. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız mezara Türk bayraklarını ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin bayraklarını asmış. Ankara'dan bayrakların kaldırılması için talimat geldi. Hayatımda hiçbir zaman bu kadar üzülmedim. Türk bayrağını indirin diyor, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın bayrağını indirin diyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi başka bir devlete mi ait arkadaşlar? Emin olun önce inanmadım, böyle şey olmaz dedim. Ama bunun olur olmadığını görmek benim vicdanımda derin yaralar açtı. Asla kabul etmiyoruz.Bayrağımıza sahip çıkmak namusumuzdur. Toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.
Çiftçinin bankaya borcu var, ödesin diyorlar, nasıl ödesin? Esnaf dediğiniz kentin ruhudur.
Samandağ'da yazı göndermişler, 'yeteri kadar su veremeyeceğiz, az su tüketen ürünleri ekin' diye. Bir devlet bunu yapar mı? Deyin ki Devlet Su İşleri bunu beceremiyor, bizim belediye başkanlarımız yaparlar ve süratle suyu verirler.
180 milyon ton enkaz bir yere taşınacak, asbesti düşünüyorlar mı acaba? Çevre mühendisi ile görüştüler mi acaba?
Eğer bir helalleşme olacaksa, anahtarı teslim edeceksiniz, ölen canlar için özür dileyeceksiniz, helalleşme o zaman olur. Eve ruhsat veriyorsun, mühendisi gelip bakıyor imzalıyor. Vatandaşın evi yıkılıyor, enkaz altında kalıyor. 'Sana ev yapacağım, parasını ver'. Olmaz