AA -
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile bakanlıktaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Hakan Fidan, İkinci Dünya Savaşı'nda gerçekleşen talihsiz hadiselerden ötürü olan olaylar ve bunun neticesinde bugün Almanya'nın, Avusturya'nın ve bazı Avrupa ülkelerinin takındığı tavrı anladıklarını vurgulayarak, "Fakat altını çizmek istediğimiz nokta şu, dün yapılan ne kadar yanlışsa bugün yapılan da o kadar yanlış. Dün masum Yahudilerin toplama kamplarında öldürülmesi ne kadar yanlışsa bugün masum Filistinli çocukların, annelerin gece yataklarında uyurlarken büyük bombalarla öldürülmeleri o derece yanlış." ifadesini kullandı.
Avrupalı arkadaşlarına, prensipten hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, şöyle devam etti:
"Kimin yaptığına değil, ne yapıldığına bakalım. Kınamamız gereken şey sivilleri öldürmenin bizatihi kendisidir. Yanında olmamız gereken ise ezilendir, öldürülendir. Buradan hareket edelim. Yoksa tarihteki zulme uğrayan bugün zulmeden olmuşsa, tarihteki zulme uğramışlığından dolayı bugün yaptığı zulmü mazur görmemiz bizi yanlış yola iletir. Dolayısıyla aktörden ziyade faaliyetin kendine bakmak lazım, hareketin kendine bakmak lazım."
Fidan, Filistin-İsrail meselesinde İsrail'in işgalci bir güç olduğunu, buradaki savaşın durup dururken çıkan bir savaş olmadığını, "bir işgalin" söz konusu olduğunu söyledi.
İşgalin, her geçen gün değişik formlarda adına yerleşimci denen hırsızlarla Filistinlilerin topraklarını çalarak devam ettiğini belirten Fidan, uluslararası toplumun bunu durdurmada, baskı koymada hiçbir şey yapmadığını vurguladı.
Dışişleri Bakanı Fidan, şunları kaydetti:
"Herkes biliyordu ki bir patlama olacak ve bu patlama 7 Ekim'de oldu. Tabii 7 Ekim'de biz sivillerin öldürülmesini Türkiye olarak kınadık. Bu bizim prensibimiz. Ama aynı şekilde İsrail'in daha sonra binlerce masum Filistinliyi sistematik bir şekilde sadece bir gün için değil yedi aydır sistematik bir şekilde öldürmesi, milyonlarca insanı yerlerinden etmesi ve koca bir yerleşim yerini yaşanamaz hale getirmesi, bir insanlık suçudur. Bu bir soykırım teşebbüsüdür, soykırım fiilidir."
Bakan Fidan, "2024 yılı Avusturya ile ilişkilerimiz bakımından sembolik bir önem taşıyor. Ocak arası dostluk anlaşmamızın 100. yıl dönümünü kutladık. Bu ayın sonunda 28 Mayıs'ta ülkelerimiz arasındaki iş gücü anlaşmalarının 60. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Böylesi önemli bir senede ikilimizin karşılıklı anlayışlar, saygı ve ortak çıkarlar ortaya çıkıyor, her iki ülkede de çok ciddi bir çaba mevcut." tasarruf kullanıldı.
Ticaret ve yatırımların Türkiye-Avusturya işbirliğinin önemli bir iletişim teşkilatının dikkati için Fidan, iki ülke arasındaki ticaretin geçen sene 4 milyar dolarlık yayılma menzilini, gelecek yıl hedefin 5 milyar dolar olduğunu ve Schallenberg ile bu hedefe ulaşmak için atılabilir ilave adımlar istişare artışı aktardı.
Fidan, terörle mücadelede uluslararası işbirliği ve ortak iradenin şartlarının neler olduğunu çizdiklerini belirtti. Türkiye'nin bu konuda Avusturya'dan daha fazla işbirliği beklediğini dile getiren Fidan, terör seçenekleri ve iltisaklı yapıların uygulamaları Avusturya'nın kamu güvenliğine karşı taşıdığı risklere dikkati çektiklerini kaydetti.
İstikrarsızlıkların ve krizlerin değişiminin tetiklediğine işaret eden Fidan, "Türkiye'nin düzenli göçle ve göçmen kaçakçılığıyla mücadele etmesi için adil yük ve sorumluluk paylaşımının bölünmesinin dağılması." diye konuştu.
Fidan, Avusturya'nın önemli katkıları olan Avusturya Türk toplumunun iki ülke arasındaki göstergelerde en önemli unsurlardan biri olduğuna işaret ederek, Avusturya Türk toplumunun huzuru ve refahının iki ülkenin de ortak özellikleri arasında yer aldığını vurguladı.
"Türkiye'nin AB üyelik süreci, bazı üyelerin kısır politik gündemlerine önemli kadar bırakılmayacak"
Görüşmede Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri de değerlendirdiklerini bildiren Fidan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin müzakere müzakerelerinin başta olmak üzere her alanda geliştirilmesi ve daha sağlam bir zemine oturtulması işleminin yapıldığı çizdim. Başta Gümrük Birliği ve vize olmak üzere çeşitli Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinin arkadaşlarıyla uzun bir müzakerede bulunduk. Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci, bazı üyelerin kısır politik gündemlerine bırakılmadığı sürece önemli olduğunu, toplantımızda de vurguladım, küresel olarak. Güçlendirme Avrupa Birliği'ni oluşturmaktadır. Bu dışlayıcı tutuma karşın AB'nin bizim için oluşturulması bir hedef olmaya devam etmektedir."
Fidan, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve küresel konuları ele aldıklarını sıralarken, Filistin, Ukrayna ve Balkanlar başta olmak üzere diğer konularda da görüştüklerini aktardı.
Türkiye'nin, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün, ülkelerinin ve bağımsızlığının desteklenmesi yönündeki iradeni teyit ederek Fidan, Türkiye'nin, bölgedeki mevcut sorunlu sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını arzuladığını ve bu yönde aktif çaba gösterdiğini bildirdi.
Fidan, bu birliktelik Avusturya ve Türkiye'nin, özellikle Balkanlar'daki çözüm konusunda daha fazla işbirliğine ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
"İsrail'i yöneten bu ırkçı ve ayrılancı ideolojiler, bölgesel barış ve barışa katkı veremez"
Bakan Fidan, insanlık olaylarında büyük acılara yol açmış hatalarla dolu olduğunu ve bugün İsrail'in, fiilleriyle tüm dünyanın gözü önünde Gazze'de insanlığın zamanında yeni bir hata, kara bir leke eklediğini, uluslararası hukuk ve insan hakları ayaklar bölgesinden olduğunu söyledi.
Hamas'ın ateşkese "olay" demesine rağmen İsrail'in Refah'ı işgale yönelmesinin çabalarının çabalarının bir kez daha akamete uğratıldığını hatırlatan Fidan, "İsrail'i yönetirken bu şekilde harcanan ve huzura katkı sağlamak gözükmüyor. Türkiye olarak en mümkün Filistin'deki miktarın kaydedildiği, iki devletin çözümüne odaklanılması gerektiği vurgulandı." dedi.
Fidan, Türkiye'nin söz konusu hedefleri İsrail'e karşı somut adımlar attığını, bu ülkeyle ticaretin sona erdiğini ve İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açılan davaya müdahil olma sürecinin sona erdiğini anımsattı.
Gelinen iki yerde devletin çözümün şartının işleyişinin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Fidan, "Filistin dosyası her geçen gün daha fazla ülke biliyor. Uluslararası Adalet Divanındaki davaya müdahil olmak isteyen ülkelerin sayıları artıyor." tasarruf kullanıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda geçen hafta Filistin'in, BM'nin daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla sunulmasına olanak sağlama kararının alındığını hatırlatan Fidan, "Bu resmin özeti şudur. İsrail giderek daha yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor. Türkiye, Filistin'in kendi ilişkileri, kendi devletlerinin çatısı altında özgürce yaşaması için her zaman olduğu gibi çaba göstermeyi sürdürecektir." dedi.
Bakan Fidan, uluslararası toplum üyelerinin tümünü, Gazze'deki vahşeti için ayrıntılı adımlar atmaya ve Filistin yönetimini tanımaya davet etti.
"Hamas bir direniş hareketidir, bir terör hareketi değildir"
Fidan, Hamas'a ilişkin, "İşgale karşı savaşan, kendilerini koruyan, mücadele eden bir direniş hareketini terör örgütü olarak nitelendirmek mümkün değil. Hamas bir direniş hareketidir, bir terör hareketi değildir. Kendi beslenire, kendi topraklarına, kendi ülkelerine sahip olduğu zaman hala Silahtan vazgeçmiyorsa, hala başka şeyler yapıyorsa, o zaman oturulur başka yerlere bakılır. Ama şimdi kendi topraklarını savunmak isteyen, savunan bir direnişle karşı karşıyayız." tasarruf kullanıldı.
UAD'ye Güney Afrika'nın yaptığı başvurunun örnek teşkil ettiğini belirten Fidan, Türkiye olarak bu konuyu çok detaylı takip ettiğini dile getirdi.
Fidan, uluslararası toplumda bu sürekli kesintileri sürekli devam ettirdiklerini kaydederek, "Bir bölgede iki devletli çözüm için çok bulunuyor, diğer bölgede özellikle İsrail'in bir daha bu şekilde bir zulme kalkışmaması için neler yapılabilir, yollardan, uluslararası sistemin sunduğu imkanlar, onu çalışmayı en üst düzeye çıkararak çalışmaya başlayın." diye konuştu.
Özellikle İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) üye ülkelerin, belli bir yerde aslında zihnen hazırlandıklarını ancak harekete geçmediklerini gördüklerini anlattıklarını söyleyen Fidan, bunun için de Türkiye'nin uygun bir zeminde ve aynı zamanda başvuruda bulunduğunu söyledi.
Fidan, başvuru yaparken özellikle Riyad'daki son görüşmelerinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da konularda arz ettiklerinde Türkiye'den sonra başka ülkelerin de başvuruya katılmadıklarını değerlendirdiklerini belirterek, sonucun da o şekilde olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin ardından Libya ve Mısır'ın da niyet beyanını açıkladığını hatırlatan Fidan, "Bizim İsrail'e giderek daha fazla uluslararası meşru baskıyı artırmamız gerekiyor. Yoksa hem bölge için hem İsrail destekli gelin için hem dünya için, köktendinci Netanyahu elindein giderek büyük bir güvenlik Sorunun gelip gelmediğini görmek için, çağımızın güvenlik sorunu haline dönüşmesi gerekiyor, bir an önce durmamız gerekiyor, yoksa Netanyahu, kendiyle bütünleşme konusunda hiçbir şey göstermeyecek. çılgınlığı bir an önce durmalı." dedi.
Miçotakis'in Türkiye ziyareti
Bakan Fidan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in dün Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyaret, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Aralık 2023'te yaptığı ziyarete iadeiziyaret olduğunu dile getirdi.
Bakan Fidan, özellikle 2023'te her iki ülkede yapılan seçimlerden sonra halk desteğiyle tekrar iktidara gelen iki siyasi liderin, Türkiye-Yunanistan'dan daha ileri seviyelere taşıma, yakın ve uzak mesafeden ayrılmanınan sorunları açık ve her iki tarafın menfaatine olacak şekilde birleşme konusunda irade koyduklarını ifade etti etti.
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuda son derece samimi olduğunu ve yönlendirmesinin de bu yönde yönünü aktararak, Yunanistan'ın da bu yönde olumlu adım attığını söyledi.
Her iki tarafın da bütün sorunları uygun zeminlerde en açık şekilde konuşulabilmesi ve tartışılabilmesinin güzel olduğunu belirten Fidan, Yunan mevkidaşı Yorgos Yerapetritis ile Ege ve farklılıkları sorunları başta olmak üzere güvenlikle ilgili konuları konuşabildiklerini anlattı.
Fidan, cari gidişatın nasıl çözülebileceğini ve kronik dönemin nasıl ele alınabileceğini değerlendirdiklerini belirterek, mevcut voltajın artırılmaması için neler yapılabileceği üzerine fikir ve kalıcı sistem kurulumu bazında çalışıldığını dile getirdi.
Oluşturulan sistemin oluşumunu aktaran Fidan, özellikle uzatmayı azaltıcı bir mekanizmanın şu anda çalışarak her iki taraf açısından da önem taşıdığını vurguladı.
Fidan, bu yönde devam eden düzenli toplantıların olduğunu belirterek, hem İçişleri Bakanlığı hem Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) ilgili muhataplarıyla yürüttüğü düzenli toplantılar ve çalışmaların yapıldığını söyledi.
İki ülke arasındaki terörle mücadele zeminini mümkün olduğunca daha ileri taşımayı hedeflediklerini aktaran Fidan, "Malumunuz, yıllar boyu Türkiye'den kaçan teröristlerin ilk iş olarak Yunanistan'a gittikleri, burada daha sonra Avrupa'nın çeşitli yerlerine dağıldıkları, dağılmayanların orada kalıp kamp kurduklarını gördük. Miçotakis'in, Lavrion Kampı'nı aslında bu konuda Türkiye'nin hassasiyetlerini gözetmekle beraber, Yunanistan için de bir sorun olan bir sorun yaşandığı görüldü. Bu önemli bir gelişmeydi." tasarruf kullanıldı.
Fidan, bunun dinamik bir süreç olduğunu kaydederek, siyasi iradenin bunun yerine yerindek sürekli bu dinamik sürecin ilerletilmesinin işleyişinin önemine işaret etti.
İki ülke gerek Ege Denizi gerek iki ülke ana kıtasının ekonomisi, turizmi, ortak kalkınma ve projelerde ne kadar uygun bir atmosferde çalışılabilirlik konusunda arayış içinde olduğunu belirten Fidan, turizmin onun iki ülkesinde de ülkeninna olduğunu söyledi.
Fidan, bu konuda iş insanlarının giderek daha fazla karşılıklı yatırım yapma yönünde irade faaliyetlerini aktararak, Türkiye'nin de bunları teşvik ettiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile dünkü görüşmesinde, özellikle iki ülke arasındaki ticaret hacminin çalışmalarına yönelik çok ciddi çaba içinde olunması halinde kesilmenin çizildiğini anımsatan Fidan, Erdoğan'ın aynı zamanda iki ülkenin ortak turizm hedefi ortaya çıkarmayı turizm pazarını birlikte paylaşıp ilerletme konusunda tekliflerde olanları anlattı.
Yunanistan'ın Deniz Parkı projesi "masum bir çevreci proje değil"
Fidan, Yunanistan'ın Ege'de ilan vermeyi planladığı deniz parkı konusunda da Türkiye'nin çekincelerini ve izlediğini ifade ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bunların, bizim gözümüzde masum bir çevreci proje değil, ilerletilirse bizim için sıkıntılı olan, kırmızı çizgi olan, özellikle kıta sahanlığıyla ilgili olarak girileceğini, bunu kabul etmeyeceğimizi söyledik. Bu sorunların çözülmeden, tek hızların atılmaması konusunda da bir anlayış olduğunu söyledi. iki taraflı da tek parçaların adım atılması, karşılıklı adım atılması ve var olan çıkışı ne kadar zor olursa olsun, üzerinde tartışılması, çözüm arayışı içinde olmamamız konusunda mutabıklar."
İyi niyetli ve siyasi iradenin ortada olduğunu vurgulayan Fidan, çabaların sürdürüldüğünü ve hem cari hem de kronik dönemlerde yakın gelecekte görmeyi umduğunu dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Fidan: İsrail'in binlerce masum Filistinliyi sistematik şekilde öldürmesi soykırım fiilidir
Dışişleri Bakanı Fidan, "İsrail'in binlerce masum Filistinliyi sistematik bir şekilde sadece bir gün için değil yedi aydır sistematik bir şekilde öldürmesi, bir insanlık suçudur. Bu bir soykırım teşebbüsüdür, soykırım fiilidir." dedi.
Yorum Yazın