Tam adıyla Monica Anna Maria Bellucci… Bir sonbahar gününde İtalya’nın Umbria bölgesinin Castello şehrinde dünyaya geldi. Babası bir iş adamı, annesi ise Ressam Maria Gustinelli’ydi. Henüz ilk gençlik yıllarında karakteristik güzelliği ile dikkat çekti. Yaşadığı küçük şehrin gençleri, onun çoktan takip etmeye başlamıştı bile. 16 yaşında modellikle tanıştı. Aslında genç Monica avukat olmak istiyor, ailesi de onu bu alanda ilerlemesi için destekliyordu. Ancak modelliğin ışıltılı dünyası Monica’yı büyülemişti bir kere… Monica, dolgun vücudu, iri göğüsleri, kalın dudakları, uzun parmakları ve buğulu bakışlarıyla Federico Fellini filmlerinden fırlamış tipik bir İtalyan kadını gibiydi. Bu özelliği onu hızla bir dünya yıldızı olmaya götürecekti. 
Milano günleri
Perugia Üniversitesi’nde hukuk eğitimi alan Bellucci, modellik çalışmaları nedeniyle derslerine gerekli zamanı ayıramıyordu. Peş peşe katıldığı fotoğraf çekimleri onun Avrupa’nın önde gelen mankenlik ve kast ajanslarında tanınmasını sağladı. Bellucci’nin bir karar alması gerekiyordu. Ailesinin itirazlarına karşın, üniversite eğitimini yarıda bırakarak, Avrupa’nın moda merkezlerinden biri olan Milano’ya taşındı. 1990’lı yıllara gelindiğinde İtalya’nın en elit modelleri arasında adı anılmaya başladı. Dünyaca ünlü birçok dergiye poz verince şöhreti hızla dünyaya yayıldı. Artık Paris’te ve New York’ta tanınan bir model haline gelmişti. Dolce&Gabbana’nın reklam yüzü olunca sinema dünyasının da aranan yıldızlarından birine dönüştü. Oyunculuğa geçmek için dersler almaya başlayan Bellucci, 1990’ların başında birkaç televizyon filminde rol aldı. 1992 yılında ilk büyük sinema denemesi olan Drakula filminde vampir kadınlarından birini canlandırarak Gary Oldman, Winona Ryder, Anthony Hopkins ve Keanu Reeves gibi yıldızlara eşlik etti. 2000 yılına kadar 20 kadar filmde oynadı. Canlandırdığı roller, sinema eleştirmenleri tarafından geçer not alıyordu. Ama Monica ne yaparsa yapsın, “seksi bir İtalyan kadını” imajı onun üzerine yapışmıştı bir kere. Film yapımcıları da bu gerçeğin farkındaydı. Teklif doğru adrese ulaşmakta gecikmedi. Giuseppe Tornatore filmi Malena’da genç ve güzel dul bir kadın olan Malena karakterini canlandıran Bellucci, İtalyan taşrasında delikanlılara iç çektiren afet algısını iyice perçinledi. Dünyanın dört bir yanında büyük alkış toplayan Malena’nın ardından 2002 yapımı Asteriks ve Obeliks’te Kleopatra’yı canlandırdı. Nihayet aynı yıl Gaspar Noé’nin büyük yankı yapan filmi Dönüş Yok’da oynadığı başrolle dünya çapında üne kavuştu.
Tescilli güzel
2003 yılında Matrix’in iki devam filmi Reloaded ve Revolutions’ta Persephone karakterini canlandıran Monica Bellucci, bir yıl sonra Mel Gibson’ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği Hz. İsa’nın Tutkusu’nda Mary Magdelene karakterini oynadı. Bellucci, dünyada büyük yankı uyandıran bu filmdeki rolünden dolayı birçok hayranı tarafından Katolik olduğu yönünde söylentilere maruz kaldı. Bellucci, Büyük Soru adını taşıyan bir belgeselde kendisine yönelik iddialarla ilgili şu görüşleri dile getirdi: “Bütün dinlere saygım ve ilgim var. Eğer inandığım bir şey varsa o da gizemli bir enerji olduğu ve bu sayede okyanusların dolduğu, insanların ve doğanın birleştiğidir.” 2000’li yılların ilk yarısında sinema kariyerinin zirvelerinde gezinen Bellucci, bir yandan da defilelerle, galalara, açılışlara katılıyor; diğer yandan profesyonel fotoğraflara poz vermekten de geri durmuyordu. İtalyan Max Payne dergisinin ve GQ dergisinin takvim çekimlerine katılan Bellucci, 1999’da Maxim dergisinin En Çekici 50 Kadın Listesi’nde 6. iken, 2002’deki En Çekici 100 Kadın Listesi’nde ilk 10’a girdi. Aynı yıl ünlü internet sitesi Askmen’de En Çok Beğenilen Kadın seçildi ve 2004’de Dünyadaki En Güzel 100 Kadın Listesi’nde ilk sırada yer aldı. 8 Kasım 2004‘te Fransız TV şovu La Plus Belle Femme du Monde’da izleyiciler tarafından dünyanın en güzel kadını seçilen Bellucci, 2005’te de FHM dergisinin Dünyanın En Güzel Kadınları Listesi’nde de üst sıralarda kendisine yer buldu.
Kökeni müslüman
Bu bilgi pek bilinmez ama Monica Bellucci’nin kökeni aslen İranlıdır. Bellucci Ailesi uzun yıllar önce İran’ın Belucistan bölgesinden İtalya’ya göç etmişler. Bellucci soyadı da buradan gelmekte. Peki Belucistan neresi? Asya’da Pakistan Afganistan ve İran’ın arasında kalan, İran’ın güneydoğusunda yer alan bir bölge. İranlı köklerini Akdeniz rahatlığı ile sentezleyerek unutulmaz bir prototip ortaya koyan Bellucci, aşklarında istikrarlı olmayı seçti. Monica, 1989’dan 1995’e kadar aktör Nicola Farron ile nişanlı kaldı. 1999 yılında Dobermann ve Dönüş Yok da dâhil olmak üzere birçok filmde beraber oynadığı ünlü Fransız sinema oyuncusu Jean-Pierre Cassel’in oğlu Vincent Cassel ile evlenen Bellucci, 12 Eylül 2004’te Roma’da Deva adında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Monica, Vincent ile olan ilişkisine çok değer verdi. Aralarındaki aşkın rutinleşmemesi için ayrı evlerde yaşamayı tercih ettiler. 2010 yılında Leonie isminde ikinci kızı dünyaya geldi. Özetle sıra dışı güzelliğini oyunculuk yeteneği ile buluşturmayı başaran Monica Bellucci, birçok röportajında sinema tutkusunu dile getirmeyi ihmal etmedi. 2006 Cannes Film Festivali’nde jüri üyeliği yapan Bellucci, bir röportajında ünlü İtalyan sanatçılar Sophia Loren ve Claudia Cardinale’in, oyunculuğunun esin kaynakları olduklarını itiraf etti. Başarılı oyuncuya kariyerinin devamında bizler de başarılar diliyoruz.
