Kafa dinlemek isteyenlere
Uslu, “Zaman, deniz ile göl arasında bir labirent oluşturan su gibi durağan burada. Ne zaman şehrin karmaşasından uzaklaşıp kendimi dinlemek istesem, soluğu Dalyan’da alırım.” diyor ve satırlarına devam ediyor: “Gölü, denize, yeşili maviye bağlayan Dalyan Kanalı’nda bir rüya âlemine açılırız birlikte. İrili ufaklı teknelerin sıralandığı minik limandan uzaklaştıkça evler küçülür küçülür ve nihayetinde görünmez olur. Bir süre sonra insan gözünün görebileceği her açı, betondan ve otomobilden uzaklaşır. Bana sorarsanız günümüzün büyük şehir insanı için en büyük lüks budur.”
İyi ki köyceğiz var
Uslu, Köyceğiz’i anlatmaya “İyi ki Köyceğiz var.” diyerek başlıyor. Sürprizlerle dolu bir coğrafyanın kıyısına yerleşmiş bu kasaba, Ege’nin en batısında yer alıyor ve kıyıları denizden 10 kilometre içeride yer alan Köyceğiz Gölü, Caretta caretta deniz kaplumbağalarının sığınağı İztuzu kumsallarından denize açılıyor. Datça Yarımadası ise nadir görülen bitki türleri açısından da zengin...
Türkiye’deki 154 tür yabani orkidenin önemli bölümü burada yetişiyor. Uslu, Datça limanındaki renkli teknelerin sıralandığı minicik koyuyla dikkat çektiğini hatırlatıyor. Bölge, doğa sporlarına meraklı olanlar için mutluluk bahçeleri vaat ediyor. Deniz kıyısını tercih edenler için de Hayıtbükü ve Palamutbükü başta olmak üzere sakin koyları öneriyor.
Marmaris’e uğramadan olmaz!
Ege’ye gitmişken Marmaris’e uğramamak olmaz. 16 kilometrelik kesintsiz bir sahile sahip Marmaris’in güzelliklerini saymakla bitiremiyor, Uslu. Marmaris Kalesi’nin bir arkeoloji müzesi işlevine sahip olduğunun da altını çiziyor. Marmaris, yelkenli turizmi için de çok doğru bir yer. Uslu, Marmaris’te karadan da mavi yolculuk yapılabileceğini hatırlatıyor. İlçenin güneyine doğru uzanan Bozburun Yarımadası’nın kıyılarını birleştiren rota, muhteşem manzaralar vaat ediyor.