MELİH USLU - SEYYAH DERGİSİ ŞUBAT -
Müziğin büyüsüne, çocukluğumun Kırklareli’sindeki düğünlerde kapıldım.” diyen ünlü müzisyen Burhan Öcal, yurt dışında Türkiye’yi başarıyla temsil eden sanatçılarımızdan biri. Sanatçı, memleketi Kırklareli ile ilgili sorularımıza büyük bir coşkuyla yanıt verdi.
Çocukluk yıllarınızın Kırklareli’si nasıldı?
Henüz yedi yaşında bir çocuktum ve sünnet düğünüm yapılıyordu. Kırklareli’ndeki sünnetimde davul zurna ekibini görüp etkilenmemi unutamıyorum. Ramazan gecelerinde Roman davulcular gezer bilirsiniz. Bu da kulak aşinalığı kazanmamda önemli bir yer teşkil eder. 14 yaşında Trakya’da ilk davulumu aldım. Aynı zamanda batari çalmaya da başladım. 16 yaşında ise ilk paramı bir ordu evinde sahneye çıkarak kazandım. İki gitar, bir davuldan oluşan bir üçlümüz vardı o zamanlar. İsmi de Batı Rüzgârları’ydı.
Trakya düğünlerini çok sevdiğinizi söylüyorsunuz. Neden?
Her şey bir yana müziğin büyüsüne, çocukluğumda Kırklareli düğünlerinde kapıldım diyebilirim. Trakya ritimleri öylesine canlı ve neşelidir ki yerinde duramaz insan. En karamsar ruhlara bile hayat katar, aşka sürükler. Trakya’nın ezgileri, gündöndülerden, kurbağalardan, derelerden, yani doğanın ve insanın ta derinliklerinden gelir. Buraların müziği gülerken ağlatır, ağlarken güldürür derler. Bu ince latife kültürü Trakya’da hayatın her alanında hissedilir. Hemen şunu da söyleyelim. Trakya düğünlerine ve Ramazan gecelerine renk katan ince saz heyeti benim asıl okulum oldu.
Kırklareli denince aklınıza neler geliyor?
Kırklareli okuma - yazma ve tahsil oranı en yüksek olan illerimizden biridir. İnsanları çok medenidir. Kimseyi rahatsız etmemek için yüksek sesle bile konuşmazlar. Köftesi, yoğurdu ve elbette beyaz peyniri çok meşhurdur. Mesela ben yıllardır İsviçre’de yaşarım. Biliyorsunuz İsviçre’nin peynirleri meşhur. Çoğu zaman İsviçre’ye bile Kırklareli peyniri götürürüm. Çünkü memleketimin peynirlerinin tadını hiçbir peynirde bulamam. Ayrıca tatlıları, özellikle helvaları dünyanın en iyi tatlısıdır bence.
Başka neler var yörede?Mesela Kırklareli’nin hardaliyesi meşhurdur. Herkes bilmez. Hardaliye şıranın şaraba dönmeden önceki son halidir. Alkolsüzdür ve çok lezzetlidir. Dünyanın en güzel, en keşfedilmemiş içeceklerinden biridir. Balkanların en iyi üzüm bağları Trakya’dadır.
Yörenin çok sevdiğinizi söylediğiniz doğasından söz etmediniz?
Yakın zaman önceye kadar İstanbul çıkışından Bulgaristan sınırına kadar her yer altın sarısı ayçiçeği tarlalarıyla kaplıydı. Maalesef gündöndülerin sayısı azaldı. Ama Trakyamız hâlâ çok güzeldir. Saçma sapan sanayileşmeye son verilmeli. Kırklareli’nde Istranca Dağları, Longoz Ormanları, İğneada Kumsalları mutlaka korunmalı. Buradan acil çağrı yapıyorum. Bölgede bilinçli ve sürdürülebilir turizmin önü mutlaka açılmalı.
Kırklareli’ne sık gider misiniz?
Gidiyorum tabi. Hem de her fırsatta... Orada köylülerle ve Romanlarla oturup yemek yiyorum, kahvehanede sohbet ediyorum... Karadeniz’in hırçın dalgaları kulaklarımda uğulduyor. Rüzgâr, kuş ve Karadeniz’in hırçın dalgalarının seslerini harmonize ediyorum kafamda. Evim İğneada tarafında tam sınırdadır. Benim evin hemen altında bir dere var. Kurbağaların yavruladığı ilkbahar aylarında buradaki doğal koro inanılmaz etkileyici olur. Böyle bir senfoni yazmayı planlıyorum. İnanın nisan ayının sonlarını bekliyorum, bu koroyu tekrar dinleyebilmek için. Ayrıca orada keşfedilmemiş, tertemiz çok güzel bir sahil var. İsteyene beş yıldızlı bir otel de hizmet veriyor. Yolları genişletme çalışmaları devam ediyor. Çok yakında Kırklareli sahillerine ulaşım daha kolay olacaktır.
İlkbahar ve Trakya... Nasıl olur?
Tek kelimeyle benzersiz olur. “Anlatılmaz, yaşanır” derler ya aynen öyle... Trakya ve Kırklareli doğasının bir de şansı vardır: Meşe ormanlarının altında yeşil ve ıslak bir bitki örtüsü olduğundan doğal bir koruma işlevi sağlar. Bu da yangınları engeller. Bu da Allah’ın Trakyamız’a bir hediyesidir.
Anlatılmaz Yaşanır Kırklareli
Trakya’nın ezgileri, gündöndülerden, kurbağalardan, derelerden, yani doğanın ve insanın ta derinliklerinden gelir. Buraların müziği gülerken ağlatır, ağlarken güldürür derler.
Yorum Yazın