Ford markasının başına 1960'da getirilen Lee Iacocca, spor otomobillere farklı bir perspektiften bakan bir yöneticiydi. Iacocca pazarlama ve satış konusundaki yeteneğini 1956 yılında Philedephia Bölgesi Satış Müdürü Yardımcısı olarak çalışırken kanıtlamıştı. "56 for '56" sloganıyla bir kampanya tasarlayan Iaccoca, 1956 model Ford modellerini 3 yıl vadeyle 56 dolar taksitlerle ödenen kredi fırsatıyla sundu.
Hemen tüm ülkeye yayılan bu kampanya ile Iaccoca için Ford'un zirvesine giden kapılar açılmaya başladı. Iaccoca, Ford'u zor durumdan kurtarmanın çarelerini aramaya başladı. Öyle bir model üretmeliydi ki, uygun fiyatına karşılık, güçlü ve çekici olmalıydı. İlk çalışmaları 1961 yılında başlanan yeni spor otomobil konsepti "Mustang I Concept" adını taşıyordu ama ortadan motorlu ve 2 kişilikti. 1955 Ford Thunderbird'ün düşük satışları, ABD pazarında 2 kişilik bir spor otomobilin pek şansı olmadığını gösteriyordu. Chevrolet Corvette, Amerikalıların Avrupalı spor otomobillere cevabı niteliği taşıyordu. Ford'un yeni modelinin ise tüm Amerikalıların spor otomobili olması gerekiyordu. Iacocca'nın 1962'de tasarım ve mühendislik ekibine verdiği hedef doğrultusunda rekor sürede 18 aylık sürede Mustang tamamlandı. Yepyeni bir sınıfı temsil eden otomobil için, Cougar, Torino, Allegro, Avventura ve Thunderbird II isimleri üzerinde duruldu. Tasarım ekibinden John Najjar, o dönemde İkinci Dünya Savaşı'nın efsane savaş uçaklarından P-51 Mustang ile ilgili bir kitap okuduğunu ve otomobilin ismi için Mustang'i önerdiğini, patronu Bob Maguire'ın bunu reddettiğini, daha sonra aynı ismi Amerika'nın vahşi atlarıyla özdeşleştirerek tekrar önerdiğini ve bu kez kabul edildiğini açıklamıştı. Mustang'in altyapısı büyük ölçüde Ford Falcon'dan alınmıştı. Ford Mustang, 1964 yılında 2.368 dolardan başlayan fiyatla satışa sunuldu. Üstelik ilk günden coupe ve convertible versiyonları bulunuyordu.
Giriş modelinde 120 HP gücünde 6 silindirli motor ve 3 ileri vitesli manuel şanzıman sunuluyordu. 200 HP, 225 HP ve 271 HP'lik benzinli motorlarla 4 ileri vitesli manuel ve 3 ileri otomatik şanzıman da farklı beklentilere hitap ediyordu. Mustang, 18 ayda 1 milyonluk satış adedine ulaşarak, Model A'dan sonra Ford tarihinde en iyi start alan ikinci model oldu. Üstelik Iacocca, kişiselleştirme seçenekleri ve zengin donanımlarla yüksek karlılığa ulaşmanın yolunu da bulmuştu. Mustang'in üretimi model yılı değişiminden 6 ay kadar önce başlasa da Ford, bu araçları da 1965 model olarak kodlamıştı. Ancak bu dönemde üretilen 121.538 otomobil, Mustang tutkunları tarafından 19641/2 (1964 buçuk) olarak adlandırılıyor. Mustang, uzun burun yapısına karşılık kısa arka kısmı, 4/5 kişilik oturma kapasitesi ve geniş açılan bir ağzı andıran ızgarasıyla "Pony Car" adı verilen yeni bir sınıfın temel kriterlerini de belirlemiş oldu. Mustang'in başarısından etkilenen diğer Amerikalı markalar, bu kriterleri kopyalayıp yeni bir savaş başlattı. 1960'ların ikinci yarısı Ford Mustang'in açtığı yoldan ilerleyen, Dodge Challanger, Pontiac Firebird, Plymouth Barracuda, Mercury Cougar, Chevrolet Camaro gibi modelleriyle şenlendi. 1960'larda Ford'un kasasını dolduran Mustang, yıllar içinde değişen pazar şartları nedeniyle popülerliğini kaybetse de Ford ondan hiç vazgeçmedi, vazgeçecek gibi de görünmüyor…
Sadece Ford'u değil dünyayı etkiledi
Otomobil dünyasında bazı modellerin yeri özeldir. Bu modeller sektöre yeni açılımlar getirmiş, markaların hayatını kurtarmış, toplumları etkilemiştir. 50'inci yaşını kutlayan Mustang gibi.
Yorum Yazın