• Genel

Suriye'deki devrik rejimin insanlık suçlarının izleri, Esed'in yargılanmasında önemli kanıtlar olacak

Suriye'de 8 Aralık'ta çöken Baas rejimine ait işkence merkezleri olarak bilinen cezaevleri ve toplu mezarlardan elde edilen delillerin, devrik lider Beşşar Esed'in olası uluslararası yargı sürecinde kritik rol oynaması bekleniyor.
AA -

ANKARA (AA) - Suriye'de 2011'de başlayan barışçıl protestolar, rejimin sert müdahaleleri sonucu iç savaşa dönüştü. Esed rejimi ile muhalif gruplar arasında başlayan çatışmalar, terör örgütleri DAEŞ ve PKK/YPG gibi unsurların dahil olmasıyla karmaşık bir hal aldı. Bölgesel ve uluslararası güçlerin de müdahil olduğu savaş, binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca insanın ise yerinden edilmesine yol açtı.

61 yıllık kanlı Baas rejimi ve 53 yıllık Esed ailesi iktidarının devrilmesinden sonra son dönemde ortaya çıkarılan, insanlık dışı muamelelere işaret eden rejim faaliyetlerinin, Esed'in uluslararası mahkemelerde yargılanma ihtimalini güçlendirdiği düşünülüyor.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Müdürü Fadl Abdülgani ve Uluslararası Geçiş Dönemi Adaleti Merkezi (ICTJ) Suriye sorumlusu Nousha Kabawat, Esed'in insanlığa karşı işlediği savaş suçlarından yargılanmasının uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl mümkün olabileceğini AA muhabirine değerlendirdi.

Rejimin düşmesiyle Esed'in savaş suçları ve insan hakları ihlallerine karıştığına ilişkin kanıtların olası yargılama sürecinde önemli rol oynayacağından hemfikir olan uzmanlar, Suriye'nin, Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) taraf olmayı kabul etmesi halinde Esed hakkında "tutuklama kararı" çıkarılmasının önünü açacağını düşünüyor.

Devrik lider Esed başkanlık döneminde neden yargılanamadı?

Suriye, UCM'nin Roma Statüsüne taraf olmadığı için mahkemenin doğrudan yargılama yetkisi bulunmuyor.

UCM'nin devreye girebilmesi için ya Suriye'nin UCM'nin yargı yetkisini kabul etmesi ya da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) durumu mahkemeye sevk etmesi gerekiyor. Geçmişte Fransa'nın sunduğu bu yöndeki karar tasarısı, Rusya'nın vetosu nedeniyle reddedilmişti.

Orallı, rejim döneminde bölgedeki tehlikeler ve güvenlik zorlukları gibi nedenlerle delil toplanmasının zor olduğunu belirterek, rejimin devrilmesiyle sahanın UCM dahil uluslararası hukuk bağlamındaki tüm aktörlere açıldığını kaydetti.

Başka bir ülke ya da o ülkenin vatandaşlarına bir saldırı olmadığı zaman hukuk sürecinin "disiplin" üzerinden ilerlediğini aktaran Orallı, ancak Suriye'deki gibi toplu katliamlar ve yargısız infazlar gibi uluslararası hukuku ihlal edecek hareketlerin her zaman karşılığı olduğunu söyledi.

Abdülgani de Esed döneminde Suriye'nin "diktatörlükle" yönetildiğini ve bu nedenle yargılanamadığını ifade ederek, artık kaçak durumuna düşen Beşşar Esed hakkında dava açılmasının kolaylaştığını ifade etti.

Kabawat ise "Esed, liderken, Rusya ve İran gibi güçlü ülkelerle olan ittifakı sayesinde korunuyordu. Bu durum da BMGK'nin Esed'i UCM'ye sevk etme girişimlerinin veto edilmesiyle sonuçlanıyordu." dedi.

Kaçak Esed'in yargılanması mümkün mü?

Roma Statüsü'nün 12. maddesinin 3. bendi uyarınca, Statü'ye taraf olmayan bir devlet de UCM'ye bir beyan sunarak Mahkemenin yargı yetkisinin kullanılmasını kabul edebiliyor. Diğer bir deyişle, Suriye'de yeni kurulacak hükümetin UCM'nin yargı yetkisini kabul etmesi halinde Esed'in işlediği suçların yargılamasının önü açılıyor.

Ayrıca BMGK üyesi ülkeler, veto gelmediği sürece, Esed'in işlediği suçlarla ilgili soruşturma yapması için UCM'ye başvurabiliyor.

Orallı, iç savaş sırasında soykırıma varan suçlar, ciddi insan hakları ihlalleri, kimyasal ve biyolojik silahların kullanımı gibi durumlar yaşanıyorsa ve siviller büyük zarar görüyorsa, bu durumda uluslararası hukukun devreye gireceğini dile getirerek Esed rejimine yönelik iddiaların bu kıstaslara uyduğunu belirtti.

Geçmişte yaşanan benzer davaları hatırlatan Orallı, "Hitler'in yapmış olduğu zulüm kendi insanlarına karşı bir zulümdü. Japonya'da Tokyo mahkemelerindeki yargılamalar, Güneydoğu Asya milletlerine yapılan zulmün sonucundaydı. Darfur ve Ruanda soykırımında da benzer katliamlar gördük. Hiçbiri 'bunlar benim milletim, iç savaş durumunda beni yargılayamazsınız' diyemedi." ifadelerini kullandı.

Orallı, işkence merkezlerinden ve toplu mezarlardan elde edilen delillerin Esed'in yargılanma sürecinin önündeki engelleri kaldıracağına ve hakkında güçlü bir iddianamenin oluşturulabileceğine dikkati çekti.

Esed'in açıkça Roma Statüsünü ihlal ettiğini ve Suriye halkına "zulmetmekten ve insani olmayan muamelede bulunmaktan" UCM'de yargılanacağını belirten Orallı, "Güçlü bir yakalama kararının an meselesi olduğu kanaatindeyim." diye konuştu.

Abdülgani de Esed'in yargılanması için Suriye'deki geçici yönetimin Roma Statüsü'nü kabul etmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Ama bu durum yalnızca Esed'le de sınırlı değil, diğer suçlular da hesap vermeli. Örneğin, Esed'in kardeşi Mahir, (rejimin eski Ulusal Güvenlik Ofisi Başkanı) Ali Memluk gibi başka ülkelere kaçanlar dahil. Bu kişiler Irak, İran veya başka herhangi bir ülkeye sığınmış olsalar da, hepsinin iade edilmesi gerekiyor." dedi.

Esed'in iltica talep edemeyeceğinin çünkü bunun Mülteciler Yasasına aykırı olduğunun altını çizen Abdülgani sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer Rusya, Esed'i iade ederse, adil bir yargı süreciyle sorumlu tutulacaktır. Esed'e işkence yapılmayacak, bir avukatı olacaktır. Esed ve tüm rejim adil bir yargılama sürecine tabi tutulacak, işkenceye değil. Ancak tabii ki, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları işlediğine dair sağlam bilgi ve veriler mevcut, bu da onu suçlu gösterecektir. Bu yüzden, herhangi bir bağımsız mahkemenin Esed hakkında ağır bir ceza vereceğinden oldukça eminiz."

Benzer şekilde Kabawat da uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi ihlallerin uluslararası hukuk altında cezalandırılabilir olduğunu kaydederek, Esed'in Suriye'deki iç savaşta işlediği suçlardan sorumlu tutulabileceğini belirtti.

Esed'in "savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve potansiyel soykırımdan" yargılanabileceğini düşünen Kabawat, Cenevre Sözleşmeleri ve Roma Statüsü gibi uluslararası anlaşmaların bu tür yargılamalar için hukuki çerçeveyi sağladığını söyledi.

UCM'de Esed hakkında dava nasıl başlar?

UCM'de yargılama usulü Statü'ye taraf bir devletin ya da BMGK'nin başvurusuyla ya da Savcının kendiliğinden soruşturma açması ile başlıyor.

Kabawat, yargılama aşamasının başlaması için ilk etapta Esed hakkında soruşturma açılması gerektiğini belirterek sürece ilişkin detayları şöyle aktardı:

"Yargılama aşamasında ise bir mahkeme veya jüri/yargı yetkisi olan makam (tribunal) önünde deliller sunularak, Esed’in savunma hakkı korunurken aynı zamanda mağdurlar için adalet sağlanmaya çalışılır."

Ancak Kabawat, ceza sürecinin yıllar alabileceğini, nihayetinde suçlanan kişilerin mahkemeye teslim edilmesinin devletlerin işbirliğine ve istekliliğine bağlı olduğunu hatırlattı.

Daha önceki emsal davalar

Eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç ve Eski Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu oldukları gerekçesiyle yargılanan liderler olarak biliniyor.

Orallı, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Nürnberg Mahkemesi, Tokyo Uluslararası Askeri Mahkemesi ve Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinde yürütülen davalarda alınan kararların Suriye'deki çatışmalar bağlamında Esed için önemli emsal niteliği taşıdıklarını vurguladı.

Günümüzde bu tür davaların UCM'de görüldüğüne işaret eden Orallı, UCM'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararlarının uygulanmadığına işaret etti.

Orallı, Putin ve Filistin'e yönelik soykırıma varan suçlardan yargılanmış Netanyahu'nun bu kararlara uymadığını hatırlatarak, Esed'in de "cezasızlık algısına sığınabileceğini" belirtti.

Abdülgani ise Esed'in yargılanma sürecinin Miloseviç ve Taylor'dan farklı olduğuna işaret ederek, "Esed artık başkan değil. Artık gücü veya yetkisi yok. Suriye'den kaçtı ve Suriye'de yeni bir otorite var." diye konuştu.

Diğer liderler gibi Esed'in de zamanında kontrol sahibi olduğunu sözlerine ekleyen Abdülgani, "Esed, önceden kendi ordusu ve devletiyle korunuyordu. Kendi devletinde kaldı. Başka bir devlete seyahat ettiğinde, onu UCM'ye iade etmediler çünkü Suriye'yle ilişkilerini sabote etmek istemediler. Ancak, durum artık farklı." diye konuştu.

Esed için alternatif yargı mekanizmaları

Devrik lider Esed sadece UCM tarafından değil özel, karma mahkemeler ve ulusal mahkemeler ile evrensel yargı yetkisi aracılığıyla da yargılanabilir.

Orallı, "Esed'in işlemiş olduğu suçlar evrensel nitelikte. O bakımdan tüm devletlerin kendi iç hukuklarından kaynaklı ülkesellik yetkisini aşan bu suçlarla ilgili yargılama hakları bulunmaktadır." dedi.

Abdülgani de uluslararası ya da yerel mahkemelerde Esed'e yönelik dava açılabileceğini vurgulayarak, Esed'in artık gücü olmadığını ve Rusya'nın da Esed'i korumak için Suriye ile ilişkisini feda edeceğini düşünmediğini dile getirdi.

Abdülgani, "Esed, Rusya için artık bir değer taşımıyor. Aksine, Rusya'nın ya da herhangi bir müttefikinin omuzlarında yük haline geldi. Yeni sayfa açmaları ve (yargılanması için) Esed'i iade etmeleri gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Esed'in UCM haricinde de yargılanabileceğini dile getiren Kabawat ise bu bağlamda "Fransa ve İsviçre'de Esed ve diğer rejim yetkililerine yönelik çıkarılan kararların dikkate alınması" gerektiğini söyledi.

Esed'in yargılanmasının hesap verilebilirliği güçlendirmek ve zulme uğrayan mağdurların haklarını korumak açısından önemli olduğuna dikkat çeken Kabawat, bunun Suriye'de barış ve uzlaşma sürecini de etkileyeceğini ve Suriye'nin yeniden inşası için zemin hazırlayacağını aktardı.


Muhabir: Dilara Karataş,Elif Gültekin Karahacıoğlu

Cem Sultan
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat