Zeynep Özsoy -
'Gaian Bottleneck' teorisini daha önce hiç duymuş muydunuz? Duymadıysanız doğru yerdesiniz, biz de tam evrenimizin dev bir uzaylı mezarlığı olabileceği fikrinin ortaya çıkmasına neden olan bu düşüncesi bile üzücü teoriye göz atmak üzereydik.
1
7
Bilim dünyasının tartıştığı önemli bir soru var:
"Uzaylılardan hala bir çağrı alamamamızın nedeni, hepsinin yok olmuş olması olabilir mi?"
2
7
Fermi Paradoksu'na göre, yaşama uygun olan milyarlarca gezegen bulunuyor evrenimizde.
Dolayısıyla evren ne kadar büyük olursa olsun, bu kadar büyük bir sayıya rağmen hiçbir yaşam formuna denk gelmemiş olmamız çok küçük bir ihtimal. Hal böyle olunca da uzaylıların nerede olduğu sorusu kafa kurcalıyor. İşte dev bir uzay mezarlığında yaşadığımız fikri de buradan ortaya çıkıyor.
3
7
Nu noktada devreye "Gaian Bottleneck" teorisi giriyor.
Bu teoriye göre yaşam oluşturmaya elverişli milyarlarca gezegen olsa da, burada canlılar oluşsa bile bir kelebek misali kısa sürede ölüp evren sahnesinden çekiliyorlar. Nitekim teorinin önermelerine göre, yaşam formlarının bir kere oluştuktan sonra devamlılıklarını sürdürebilmeleri adına ilk 1 milyar yıllık süreç çok önemli.
Bu süreçte gezegenlerindeki yaşam ortamı, "atmosferin yok olması veya fazla kalınlaşması" gibi iç etkenler, ya da "sürekli şekilde gök cisimleri tarafından bombalanma" gibi dış etkenler nedeni ile sürekli değişebiliyor.
4
7
Yani oluşan canlı formlarının, ortama uyum sağlayabilmek için evrensel ölçekte çok kısa zamanları bulunuyor.
Pek çok canlı topluluğu da muhtemelen bu duruma uyum sağlayamadan ve gezegenin durumunu yaşama uygun hale getiremeden yok oluyor.
5
7
Yakınlardan bir örnek verelim: Mars, Venüs ve Dünya ilk oluştukları zamanlarda birbirlerine günümüze kıyasla daha çok benziyorlardı.
Asteroidler tarafından sürekli bombalanan bu gezegenler arasında yaşam alışverişi olmuş olabilir. Bu üç gezegende de yaşam oluştuysa bile, Mars ve Venüs'tekiler gezegenin koşullarını stabil halde tutmayı başaramayarak kısa bir süre sonra elindekileri de kaybederek ölüp gitmiş olabilirler.
Nitekim bildiğimiz üzere Venüs büyük bir ısı artışına, Mars ise büyük bir ısı kaybına uğramış durumda. Yani bu gezegenlerde, günümüzdeki bu son koşulları engelleyecek şekilde evrimleşemedi oluşan canlılar, tabii oluştularsa...
6
7
Dünya'da oluşan ilk canlı formları ise gezegeni, yaşamın devam edebilmesi için uygun olan koşullara getirmeyi başardılar.
Bu nedenle doğru şekilde evrimleşerek canlılığın devam etmesini sağlayan bu ilk tek hücreli canlılara bir teşekkür borçlu olduğumuzu bile söyleyebiliriz.
7
7
Yani özetle teoriye göre yaşamın meydana gelmesi kolay olsa da, yaşamı devam ettirmek ip cambazlığına benziyor.
Gezegenler yaşama uygun olsa da, oluşan canlılık formu bu koşulları devam ettirecek şekilde hızlı ve doğru olarak evrimleşemezse, bir süre sonra bu uygun koşullar kayboluyor ve Venüs ya da Mars gibi, o gezegenler de yaşama elverişsiz hale geliyor.
Bu evrimleşme işini de her canlılık başaramıyor, arkada işaret bırakacak kadar gelişemeden yok oluyor. Kelebeklere ne kadar üzüldüğümüzü düşününce, evrenimizde canlılığın en olası kaderinin kelebeklerinkine benzer olduğunu düşünmek oldukça üzücü oluyor.
Anlayacağınız, hala uzaylılardan bir çağrı alamamamızın sebebi, aslında dört bir yanımızın dev bir uzaylı mezarlığı olması olabilir. Bunca derdimiz arasında bir uzaylı dostlarımıza üzülmediğimiz kalmıştı...