İSTANBUL (AA) - L'Oreal Türkiye'nin "Bilim Kadınları İçin" programının bu yılki kazananlarından Dr. Gülşah Merve Kılınç, ödül sayesinde laboratuvarlarında halihazırda yürüyen daha büyük ölçekli antik DNA araştırmalarının bir parçasını tamamlayabileceklerini belirtti.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, "Dünyanın bilime, bilimin kadınlara ihtiyacı var." yaklaşımıyla L'Oreal Türkiye, bilimde cinsiyet eşitliğini desteklemek, bilim kadınlarının başarılarını görünür kılmak ve yeni nesillere ilham vermek amacıyla hayata geçirdiği "Bilim Kadınları İçin" programını, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu işbirliğiyle 22 yıldır sürdürüyor.
Hacettepe Üniversitesi Biyoinformatik Ana Bilim Dalından Dr. Gülşah Merve Kılınç, antik DNA'ları inceleyerek ağız mikrobiyatasının evrimiyle günümüz hastalıkları arasında bağ kurmayı amaçlayan projesiyle, bu yıl ekim ayında düzenlenen programı kazanan 4 bilim insanı arasında yer aldı.
Neolitik dönemde beslenme dönüşümünün ağız mikrobiyotasına etkilerini, genetik ve popülasyon genetiği analizleriyle inceleyen Kılınç, bu projesiyle sağlıklı insanların ağız mikrobiyatasının evrimini aydınlatmayı hedefliyor. 6000 ve 1000 yıl önce Anadolu'da yaşayan insanların diş ve diş taşlarından elde edilen antik DNA ile yaşanan beslenme değişimlerinin, insan sağlığı üzerindeki etkileri saptanıyor.
Elde edilen bulguların, ağız mikrobiyatasının evrimi ve hastalıklarla bağlantıya katkıda bulunması, hastalıkların kökenlerini anlamaya ve gelecekte tedavi yöntemleri geliştirmeye yardımcı olması amaçlanıyor.
- "Son yılların en parlak araştırma alanlarından birisi"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kılınç, antik DNA'nın, canlı olmayan biyolojik materyallerden elde edilen genetik bilgiler olduğunu ve bu alanın, 2022 Nobel Ödülü'ne konu olarak son yılların en parlak araştırma alanlarından birisi olduğunu belirtti.
Ağız mikrobiyatasının Anadolu'da neolitikleşme süreçlerinin sonucunda nasıl değiştiğine ilişkin projelerinin, dünyada bir ilk olduğunu aktaran Kılınç, "Bu ödül sayesinde laboratuvarımızda hali hazırda yürümekte olan daha büyük ölçekli antik DNA araştırmalarının bir parçasını tamamlayabileceğiz. Buna ek olarak, üreteceğimiz sonuçlar yeni proje fikirlerinin doğmasına olanak sağlayacak. L'Oreal Türkiye'nin de desteklediği bu projeyle, hem genç bilim insanlarına hem de bilim insanı adaylarına ilham olmayı çok isterim." ifadelerini kullandı.