İslam dininde 'Kul ile Allah arasına kimse giremez'. Yani Yaratıcıya ulaşmak için başka bir yaratılmışa, kula, kendine farklılık atfeden hiçbir 'ölümlü'ye ihtiyaç yoktur.
İslam dininde 'Kul ile Allah arasına kimse giremez'. Yani Yaratıcıya ulaşmak için başka bir yaratılmışa, kula, kendine farklılık atfeden hiçbir 'ölümlü'ye ihtiyaç yoktur.
Tarihin en eski ve güçlü ordularından birisi hatta birincisi olan Türk Ordusu Yahya Kemalin; "Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen Ordu, budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!" diye şiirleştirdiği bir fetih ordusudur.
Son yüz yıllık süreçte dünyada bir ABD hakimiyeti herkesin malumudur. Amerika bu dünya hâkimiyetini elde tutarken kendi içinde de yönetsel farklılık içeren taraflara sahiptir. Bunun en belli başlısı ise; 'Merkeziyetçiler ve Neo-Con (neo conservatism- yeni muhafazakarlık)'lardır.
Merhaba Sevgili Ogün okurları, sizlere '15 Temmuz Darbe girişimi'nden sonra sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilmek üzere kaleme alınan, altına imza attığım bir raporu sunuyorum.
1960 darbesi oldu, Menderes asıldı, kimseden ses çıkmadı, 1971 Muhtırası oldu, yine ses yok, 1980 darbesi oldu ertesi gün yine bir tepki görülmedi.
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Kilis’de mültecileri ziyaretiyle gündeme Suriye’li mültecilerin vatandaşlığa alınması konusu girdi. Her kafadan bir ses çıkmaya başladı.
Atatürk Havalimanında kalleşçe bir terör saldırısı oldu, çok sayıda şehit ve yaralımız var. Şiddetle kınıyorum, bunu yapanları ve bu saldırının arkasındaki örgüt ve ülkeleri en ağır şekilde lanetliyorum.
Dünya, 2.Cihan Harbi’nden sonra 1990’ların başına kadar ABD ile Sovyetler Birliği ve onların hinterlandında olan ülkeler sistematiği içinde çift kutuplu bir varlıkla süregeldi.
'Mevzubahis Vatan ise gerisi teferruattır' Bu veciz, derin ve anlamlı cümleyi defalarca yazdım. Belki okurlar 'neden, niçin, sürekli bu vurgu' demiş bile olabilir.
FETÖ ile mücadelenin ve özellikle de kamu bürokrasisindeki tasfiyenin zorlukları hepimizce malumdur. Çünkü, 17-25 Aralık tarihine kadar öyle bir iç içe geçişlilik oluşmuş ki; 'kim kimdir, kim kimledir, kim paralelin adamıdır, değildir' şeklindeki bilinmezlik ve karışıklık halen sürmektedir. Adeta 'at izi it izine karışmış' vaziyettedir.