Değerli Dostlarım, son yirmi yılda, ülkemiz çok mesafe aldı, gelişti, büyüdü. Geçmişte dünya ülkeleri arasında stratejik açıdan en önemli konumda olan ülkelerden biri olmamıza rağmen, uluslar arası arenada bize söz hakkı tanınmıyordu. Şimdi o hakkı bileğimizle elde ettik, hatta söz başlatan, söz bitiren ülke haline geldik.

Yine de öyle üzücü ki, ülkesini Avrupa'ya şikayet edenden tutun, sosyal medyada gerçekleri çarpıtıp farklı yansıtanlara kadar bir çok talihsiz durumla karşılaşıyoruz.

Meşhur bir hikaye vardır:
Sultan Mahmut, ince ruhlu, yardımsever padişahtır.
Kısmeti bağlı bir kahveciden kendisine söz ederler.
Adı; Tıkandı Baba. Niye el attıysa bir sebeple olmaz, yokluğu yaşarmış.
Sultan bir de kendi denemek istemiş. Bir tepsi baklava yaptırmış, her birinin altına altın lira koydurmuş, göndermiş.
Tıkandı Baba sevinçle evine götürürken, bir komşusu "Aç karnına tatlı olur mu, sat bana parasıyla ne istersen al" diye aklını çelmiş. Cazip gelince tepsiyi vermiş, kuruş akçeleri almış.

Sultan Mahmut olayı öğrendiğinde "Fesuphanallah" çekmiş. Başka bir emir vermiş:
"Tıkandı Baba her gün bir köprüden geçermiş. Yürüdüğü tarafa altınları dizin görsün, alsın" demiş.
Ama o günde tıkandı Baba "Bahtım dönsün" diye gitmediği taraftan yürümüş.
"Bu kadar da olmaz" diye köpürmüş Sultan Mahmut.
Bir emir daha; "Kısmetini kendi yaratsın. Yüksek bir tepeye götürün, eline çember verin. Tüm gücüyle atsın, düştüğü yere kadar araziler onun olsun."
Tıkandı Baba'yı elinde çember tepeye çıkarmışlar.
Aşağıya fırlatmış, daha ilk ağacın dallarına takılmış.
Sultan Mahmut iyice sinirlenmiş.
"Bana getirin, nasibini ben vereyim" emriyle Tıkandı Baba'yı apar topar, saraya taşımışlar.
Sultan, hazine dairesini açtırmış, bir koca küreği Tıkandı Baba'ya vermiş:
"Doldur küreği, ne alırsan senindir..."
Saçları kahırdan aklaşmış Tıkandı Baba, heyecan ve telaş içinde küreği altın, ziynet dolu hazineye daldırmış.
Ama ters tutmuş, ona da tek bir metelik gelmiş.
"Gayri pes..." diyen Sultan Mahmut haykırmış:
"Vermeyince mabut, neylesin Sultan Mahmut!"
Evet bazen ne yaparsanız yapın işe yaramaz ancak yine de durmak yok, ne demişler :
Gölgeden korkanlar dursun beride
Namertler, alçaklar kalsın geride
Elinde sancakla en ileride
Sen yürü ardından dağlar yürüsün
Ardından asırlar, çağlar yürüsün..!

Dostlarım bir yılı daha geride bıraktık, zorlu geçen bir seneydi. Salgınla, depremlerle, sellerle insanlık açısından oldukça sıkıntılı geçen bir yıl odu. Dinimizde yılbaşı kutlaması yoktur, o bağlamda ifade etmiyoruz ancak yeni gelen senenin ülkemize vatanımıza milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum, dilerim 2021 huzurlu geçen bir yıl olsun. Allah'a emanet olunuz!