Recep Tayyip Erdoğan'ı Türkiye'nin dışında tanımak
Son üç ayda birkaç ülke gezme imkanımız oldu. Bununla beraber her zaman Ortadoğu da olan biteni ve lehimize aleyhimize çıkan haberleri takip ettim.
Peki bu son üç ayda Ortadoğu da olsun veya Avrupa da Türkiye ve bilhassa Tayyip Erdoğan hakkında haber kanallarında bahis geçmediği gün yok nerdeyse bu haberleri başta sunularak Türkiye’nin ve Tayyip Erdoğanı kötülemelerine devam ediyorlar.
Türkiye’nin dışında bizlerden kimler ve nasıl bahsetmekteler. İlk gezim bu yılda Kudüstü. İlk ayak bastığım da havalimanın daki İsrail polisi pasaportuma baktıktan sonra yüzüme bakarak şunları söyledi ;
Türkiye hoş geldin ben bu kelimeyi duyunca asık suratım biraz tebessümlü oldu. Fakat hemen ardından Tayyip Erdoğan (no good – iyi değil) demezmi. İşte o zaman suratım yeniden düştü fena halde kızdım çünkü basit bir İsrail polisi koskaca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkan’ına bu sözü söyledi ama kendime yediremedim ve sustum çünkü sakin olmam lazım herhangi ters bir hareket veya sözümde (deport – dışlamak) yani bir daha kutsal
topraklara girmemek üzere uzaklaştırma yapabilirler. Bu sebepten sustum Kudüsümden ayrı kalmaya dayanamam katlanamam.
Kudüs seyahatim devam ederken Filistinli kardeşlerimle çok sohbetlerim, paylaşımlarım oldu. İnanın dostlarım genci, yaşlısı, fakiri, esnafı her mevkisinden konuştuklarımın ağızlarında tek bir isim var Recep Tayyip Erdoğan. Öyle sevgileri varki adaylığını burda koysa %99 alır dedim.
Sonraki seyahatim Fas’a oldu. Burada fransız yanlısı polis olsun yada birkaç kişi halktan Cumhurbaşkanımızı sevmiyor. Amâ Fas genelinde Tayyip beye bir sevgı var.
Sonra bir seyahatim Fransa, buranın basınında ve televizyonlar da hep bizlerden bahsediliyor ve ilerleyen Müslüman akınlarından, son beş yılda çoğaldığını ve bunun sebebinin Tayyip Erdoğan ve uyguladığı politika olduğu söyleniyor.
Fransız basını bizi ve daha çok cumhurbaşkanımızı kötülemekteler ve her ağızlarından çıkan kelimelerde ‘’Diktatör’’ diyorlar.
Sonraki seyahatim Almanya oldu. Burada bir konferans yapacaktık lakin bizden panelde İslamiyet, Siyaset ve tabiki Recep Tayyip Erdoğan isminden ve konularından bahsedilmemesi sözlerini aldılar. Evet dostlarım bu olaylara
maalesef kendi ülkemizden göremiyoruz ama bu olayları gezerken şahid oluyoruz.
Basın ve televizyonlara bir göz atalım.
Mısır da Sisi seçimi kazanmış ve Tayyip Erdoğan aleyhine konuşmaları devam ediyor ve ‘’Diktatör’’ diyorlar. Kim bu diktatör? Sisi bütün rakiplerini ekarte etti, bazılarını hapise, bazılarını tehdit yoluyla eleyerek seçimi tek başına
rakipsiz girerek kazandı. Bumudur adalet? esas senin yaptığındır diktatörlük ve sıkı yönetim.
Gelelim suudi basınına, daha tecrübesi yok, siyasi bir deneyimi bile olmayan veliaht kral selmanın oğlunun bakın sözlerine; Türkiye eski Osmanlıyı özlemiş tahran ve ortadoğuyu istila edecekmiş.
Eyyy çocuk ruhlu prens bozuntusu senin ülken amerikalılar tarafından işgal edilmiş, ruhunu onlara satmış ağızlarından çıkan laflara bakarak hareket edeceğine oturta bir kendine bak ondan sonra bizim ceddimizi eleştirmek
sana düşerse söz edersin.
Evet kardeşlerim aslında yaşadıklarım uzayıp gidiyor bunları bir bir anlatmaya kalksak ne sayfalar ne günler yeter hep birlikte görüyoruzki ecdadımız nasıl yedi düvele karşı yüzyıllardır verdiği mücadele devam ediyorsa şimdide ediyor. Sultan Abdülhamid han dönemi de böyleydi zor ve meşakkatli süreçlerdi baskılar ard arda geliyordu Lider düşerse sancak düşer halk millet düşer tek amaçları gayeleri ülkemizi ele geçirip egemenliklerini sağlamak, üstümüze gelen ülkeler yine kendi payına düşen yerleri harita da belirlemişlerdir. Ama geçen zamanda geldiklerinde ne buldularsa yine onu bulurlar Sultan II.Abdülhamid zamanından sonra ülkemize neler olmuş bize bağlı
islam çoğrafyaların da ne zulüm zorluklar yaşanmış hepsi kitaplar da ve belgeler de mevcut. Ülkemizin yeniden karanlığa düşmemesi çocuklarımızın geleceği için uyanık olalım, içimizde ki hainlere ve düşmanlara fırsat vermeyelim. İnanın ülkemiz mazlumların son kalesi İslamın son kalesidir. Aynen şu andaki zaman gibi Avrupa, Ortadoğu bütün işlerini güçlerini bırakmışlar gündemlerinde tek bir Devlet tek bir Lider Türkiye Cumhuriyeti - Recep Tayyip Erdoğan.
Kardeşlerim dostlarım 24 Haziran seçimlere giderken şapkamızı önümüze koyalım ve düşünelim. Azıcık gündemi takip eden aklı başında olan insanlar bu olayları ve yapılan düşmanlıkları çözer.
Dostlarım bu anlattıklarım az bile bunları neden örnek veriyorum anlamaya çalışırsak Tayyip gitsin de kim gelirse gelsin söylemleri yurtdışından geliyor, ya bizim siyasetçilerimiz ne diyor.
Buradaki mualif siyasetçilerimiz de aynı zihniyetteler ne yazık ki. Mesele olan Tayyip Erdoğan ve ülkemizin geleceğidir. 24 haziran olarak öne alınması benim ve kimsenin beklemediği bir siyasi hareket oldu. Ana muhalefet ve onun yolundan giden yavrucaklar, şaşkınlık halinde ana muhalefetin henüz bir başkan seçemedi,15 vekilini kiraya verdi belki bir ittifak yapılır da amacımıza ulaşırız diye, motor yağ kaçırmaya başladı dostlarım, motor pert oldu
olacak ana muhalefet den bir şey olmaz ve çıkaracağı başkandan da olmaz.
Dostlarım; Türkiyenin dışında siyaseti okursanız inanın bana bu olan bitenleri çok basit anlar ve kafanızda yorumlarsınız. Şayet bir şüpheniz var ise acaba ? diyorsanız Recep Tayyip Erdoğan için yazdıklarımı iyi okuyun araştırın. Sizde göreceksiniz ki bizim tek adayımız ve sahip çıkmamız gereken lider
Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Allaha emanet olun..
Peki bu son üç ayda Ortadoğu da olsun veya Avrupa da Türkiye ve bilhassa Tayyip Erdoğan hakkında haber kanallarında bahis geçmediği gün yok nerdeyse bu haberleri başta sunularak Türkiye’nin ve Tayyip Erdoğanı kötülemelerine devam ediyorlar.
Türkiye’nin dışında bizlerden kimler ve nasıl bahsetmekteler. İlk gezim bu yılda Kudüstü. İlk ayak bastığım da havalimanın daki İsrail polisi pasaportuma baktıktan sonra yüzüme bakarak şunları söyledi ;
Türkiye hoş geldin ben bu kelimeyi duyunca asık suratım biraz tebessümlü oldu. Fakat hemen ardından Tayyip Erdoğan (no good – iyi değil) demezmi. İşte o zaman suratım yeniden düştü fena halde kızdım çünkü basit bir İsrail polisi koskaca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkan’ına bu sözü söyledi ama kendime yediremedim ve sustum çünkü sakin olmam lazım herhangi ters bir hareket veya sözümde (deport – dışlamak) yani bir daha kutsal
topraklara girmemek üzere uzaklaştırma yapabilirler. Bu sebepten sustum Kudüsümden ayrı kalmaya dayanamam katlanamam.
Kudüs seyahatim devam ederken Filistinli kardeşlerimle çok sohbetlerim, paylaşımlarım oldu. İnanın dostlarım genci, yaşlısı, fakiri, esnafı her mevkisinden konuştuklarımın ağızlarında tek bir isim var Recep Tayyip Erdoğan. Öyle sevgileri varki adaylığını burda koysa %99 alır dedim.
Sonraki seyahatim Fas’a oldu. Burada fransız yanlısı polis olsun yada birkaç kişi halktan Cumhurbaşkanımızı sevmiyor. Amâ Fas genelinde Tayyip beye bir sevgı var.
Sonra bir seyahatim Fransa, buranın basınında ve televizyonlar da hep bizlerden bahsediliyor ve ilerleyen Müslüman akınlarından, son beş yılda çoğaldığını ve bunun sebebinin Tayyip Erdoğan ve uyguladığı politika olduğu söyleniyor.
Fransız basını bizi ve daha çok cumhurbaşkanımızı kötülemekteler ve her ağızlarından çıkan kelimelerde ‘’Diktatör’’ diyorlar.
Sonraki seyahatim Almanya oldu. Burada bir konferans yapacaktık lakin bizden panelde İslamiyet, Siyaset ve tabiki Recep Tayyip Erdoğan isminden ve konularından bahsedilmemesi sözlerini aldılar. Evet dostlarım bu olaylara
maalesef kendi ülkemizden göremiyoruz ama bu olayları gezerken şahid oluyoruz.
Basın ve televizyonlara bir göz atalım.
Mısır da Sisi seçimi kazanmış ve Tayyip Erdoğan aleyhine konuşmaları devam ediyor ve ‘’Diktatör’’ diyorlar. Kim bu diktatör? Sisi bütün rakiplerini ekarte etti, bazılarını hapise, bazılarını tehdit yoluyla eleyerek seçimi tek başına
rakipsiz girerek kazandı. Bumudur adalet? esas senin yaptığındır diktatörlük ve sıkı yönetim.
Gelelim suudi basınına, daha tecrübesi yok, siyasi bir deneyimi bile olmayan veliaht kral selmanın oğlunun bakın sözlerine; Türkiye eski Osmanlıyı özlemiş tahran ve ortadoğuyu istila edecekmiş.
Eyyy çocuk ruhlu prens bozuntusu senin ülken amerikalılar tarafından işgal edilmiş, ruhunu onlara satmış ağızlarından çıkan laflara bakarak hareket edeceğine oturta bir kendine bak ondan sonra bizim ceddimizi eleştirmek
sana düşerse söz edersin.
Evet kardeşlerim aslında yaşadıklarım uzayıp gidiyor bunları bir bir anlatmaya kalksak ne sayfalar ne günler yeter hep birlikte görüyoruzki ecdadımız nasıl yedi düvele karşı yüzyıllardır verdiği mücadele devam ediyorsa şimdide ediyor. Sultan Abdülhamid han dönemi de böyleydi zor ve meşakkatli süreçlerdi baskılar ard arda geliyordu Lider düşerse sancak düşer halk millet düşer tek amaçları gayeleri ülkemizi ele geçirip egemenliklerini sağlamak, üstümüze gelen ülkeler yine kendi payına düşen yerleri harita da belirlemişlerdir. Ama geçen zamanda geldiklerinde ne buldularsa yine onu bulurlar Sultan II.Abdülhamid zamanından sonra ülkemize neler olmuş bize bağlı
islam çoğrafyaların da ne zulüm zorluklar yaşanmış hepsi kitaplar da ve belgeler de mevcut. Ülkemizin yeniden karanlığa düşmemesi çocuklarımızın geleceği için uyanık olalım, içimizde ki hainlere ve düşmanlara fırsat vermeyelim. İnanın ülkemiz mazlumların son kalesi İslamın son kalesidir. Aynen şu andaki zaman gibi Avrupa, Ortadoğu bütün işlerini güçlerini bırakmışlar gündemlerinde tek bir Devlet tek bir Lider Türkiye Cumhuriyeti - Recep Tayyip Erdoğan.
Kardeşlerim dostlarım 24 Haziran seçimlere giderken şapkamızı önümüze koyalım ve düşünelim. Azıcık gündemi takip eden aklı başında olan insanlar bu olayları ve yapılan düşmanlıkları çözer.
Dostlarım bu anlattıklarım az bile bunları neden örnek veriyorum anlamaya çalışırsak Tayyip gitsin de kim gelirse gelsin söylemleri yurtdışından geliyor, ya bizim siyasetçilerimiz ne diyor.
Buradaki mualif siyasetçilerimiz de aynı zihniyetteler ne yazık ki. Mesele olan Tayyip Erdoğan ve ülkemizin geleceğidir. 24 haziran olarak öne alınması benim ve kimsenin beklemediği bir siyasi hareket oldu. Ana muhalefet ve onun yolundan giden yavrucaklar, şaşkınlık halinde ana muhalefetin henüz bir başkan seçemedi,15 vekilini kiraya verdi belki bir ittifak yapılır da amacımıza ulaşırız diye, motor yağ kaçırmaya başladı dostlarım, motor pert oldu
olacak ana muhalefet den bir şey olmaz ve çıkaracağı başkandan da olmaz.
Dostlarım; Türkiyenin dışında siyaseti okursanız inanın bana bu olan bitenleri çok basit anlar ve kafanızda yorumlarsınız. Şayet bir şüpheniz var ise acaba ? diyorsanız Recep Tayyip Erdoğan için yazdıklarımı iyi okuyun araştırın. Sizde göreceksiniz ki bizim tek adayımız ve sahip çıkmamız gereken lider
Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Allaha emanet olun..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.