Kötülüğü de iyiliği de içimizde arayalım, önce aynaya bakmayı öğrenelim!..
Taksiye binen müşteri dövülür, müşteri taksiciyi gasp eder öldürür. Ambulans yol ister yol vermeyen maganda buna sinirlenip yolun ortasında durup sağlık çalışanlarına saldırır. Otobüsteki yolcular kapıyı hemen açmadığı için şoförü döver, bir başka olayda ise şoför yolcuları döver. Otobanı babasının çiftliği sanıp makas yapar başkalarının ölümüne sebep olur. Ehliyetsiz araba kullananlar yollarda tehlike saçar. Metro'da bir sapık ekmek bıçağı ile bir anne kıza saldırır...
Hırsızlık yapmak istediği bir markete giren adam dayak yiyince arkadaşlarını toplar ve utanmadan sıkılmadan çalmak istediği markete döner. Üç düğünden birinde sağa sola ateş açan magandalar haber olur, birileri yine hayatını kaybeder, birileri yaralanır. Oğlan evlenmek ister babada para yok, tutar babasını bıçaklar. Babası, annesi cep harçlığı vermedikleri için onlara satırla saldırır, doktora ve hemşire kızar saldırıp döver. Ufak bir tartışmada bıçaklar, silahlar çekilir ve birkaç kişi ölür..
Yaşlı kadına tecavüz eder evini soyar. Kız arkadaşı ayrılmak istediği için kafasına silah sıkıp yüzüne asit döker. Eşine şiddet uygular, kadın ayrılmak istediğinde sokak ortasında vurur. Çocuklarının gözü önünde eşini öldürür. Japonya'da görebileceğimiz bir silah türü olmasına rağmen Japonya'da böyle bir cinayet asla olmaz, Japon Samuray kılıcıyla sırf keyfinden sokakta bir kadını öldürür. Evine kadar takip ettiği kızı kapısının önünde bıçaklar. Tecavüz ettiği kızı fıçıya koyup üzerine beton döker…
Çocuklar kaybolur ormanlarda ölü bulunur, kadınlar kaybolur ölü bulunur…
İnşat şirketinden çaldığı kabloları piyasaya sürer. Çalıştığı fabrikanın teknelerinde süt banyosu yapar sosyal medyada paylaşır. Merdiven altı değil ciddi firmaların sucuklarında domuz eti, eşek eti çıkar. Online sipariş verirsin alakasız bir şey gelir. Cep telefonu siparişi veren bir adama 10 sene önceki bir model gönderilir. Ünlü turizm firmalarının açmış olduğu sitelerin aynısı açılır, dolandırıcılık yapılır…
Kedilerin içtiği suya çamaşır suyu koyan, hayvanı arabanın arkasına bağlayan, tarihine küfür eden, sahte korona testi vb. herşeyin sahtesini yapanlar var.
Bir felaket olsun ülke elden gitsin diye bekleyenler, kaos olunca sevinenler, paranın değeri düştü diye neredeyse sevinçten uçanlar var.
Evet Dostlarım, bir yıl boyunca haberlerden aldığım notların bir kısmı bunlar. Hepsini yazsam sa yfalara sığmaz. Bir Suriyeli genç saçına jöle sürdü diye olay oldu. Ve yan binada oturan kıza laf attı diye bu çocuğun kollarını bacaklarını kestiler. Öyle bir hale geldik ki çuvaldızı bir kere bire kendimize batırmıyoruz. Neredeyse her gün bir cinayet bir tecavüz, ama sorsanız herkes Müslüman, herkes duyarlı.
Öfkeniz sadece Suriyeli olduğu için mi?
Yok suça karşı duyarlıysanız alın işte suç, hem de öyle basit şeyler değil. Çok acımasızız, çok kötüyüz. Biz böyle miydik, biz nasıl bu hale geldik?
Yardımseverlikte, ahlakta, örf olsun din olsun toplumsal ahlaka sahip bir millet değil miydik. Bu elli senede bu derece yozlaşmada çok ileri gittik.
Taktık Suriyelilere onlar gidince problem bitecek, bütün sorunların kaynağı onlar gibi. Yukarıda saydıklarım onlar gelmeden önce de vardı, onlar geldikten sonra da var, onlar gitse de var olacak çünkü kendimize bakmıyoruz. Suçu başkalarına atmakta üzerimize yok. Kendimizi düzeltmiyoruz.
Benim yazdıklarım toplumdaki olayların anca üçte biri. Suriyeliler üzerinden algıyla yapılan yarısı yalan dolan iftira haberlerin belki on katı yirmi katı. Hem de algı değil, iftira değil gerçek. Bunları Suriyeliler yapmadı bizim insanımız yaptı. Biraz aynaya bakmayı öğrenelim, biraz kendimize bakmayı öğrenelim, biraz kendimizi düzeltmeye çalışalım, yoksa dışardan gelenler değil içimizdeki bu yozlaşma, bu kötülük yok edecek bizi…
Kalın selametle !
Hırsızlık yapmak istediği bir markete giren adam dayak yiyince arkadaşlarını toplar ve utanmadan sıkılmadan çalmak istediği markete döner. Üç düğünden birinde sağa sola ateş açan magandalar haber olur, birileri yine hayatını kaybeder, birileri yaralanır. Oğlan evlenmek ister babada para yok, tutar babasını bıçaklar. Babası, annesi cep harçlığı vermedikleri için onlara satırla saldırır, doktora ve hemşire kızar saldırıp döver. Ufak bir tartışmada bıçaklar, silahlar çekilir ve birkaç kişi ölür..
Yaşlı kadına tecavüz eder evini soyar. Kız arkadaşı ayrılmak istediği için kafasına silah sıkıp yüzüne asit döker. Eşine şiddet uygular, kadın ayrılmak istediğinde sokak ortasında vurur. Çocuklarının gözü önünde eşini öldürür. Japonya'da görebileceğimiz bir silah türü olmasına rağmen Japonya'da böyle bir cinayet asla olmaz, Japon Samuray kılıcıyla sırf keyfinden sokakta bir kadını öldürür. Evine kadar takip ettiği kızı kapısının önünde bıçaklar. Tecavüz ettiği kızı fıçıya koyup üzerine beton döker…
Çocuklar kaybolur ormanlarda ölü bulunur, kadınlar kaybolur ölü bulunur…
İnşat şirketinden çaldığı kabloları piyasaya sürer. Çalıştığı fabrikanın teknelerinde süt banyosu yapar sosyal medyada paylaşır. Merdiven altı değil ciddi firmaların sucuklarında domuz eti, eşek eti çıkar. Online sipariş verirsin alakasız bir şey gelir. Cep telefonu siparişi veren bir adama 10 sene önceki bir model gönderilir. Ünlü turizm firmalarının açmış olduğu sitelerin aynısı açılır, dolandırıcılık yapılır…
Kedilerin içtiği suya çamaşır suyu koyan, hayvanı arabanın arkasına bağlayan, tarihine küfür eden, sahte korona testi vb. herşeyin sahtesini yapanlar var.
Bir felaket olsun ülke elden gitsin diye bekleyenler, kaos olunca sevinenler, paranın değeri düştü diye neredeyse sevinçten uçanlar var.
Evet Dostlarım, bir yıl boyunca haberlerden aldığım notların bir kısmı bunlar. Hepsini yazsam sa yfalara sığmaz. Bir Suriyeli genç saçına jöle sürdü diye olay oldu. Ve yan binada oturan kıza laf attı diye bu çocuğun kollarını bacaklarını kestiler. Öyle bir hale geldik ki çuvaldızı bir kere bire kendimize batırmıyoruz. Neredeyse her gün bir cinayet bir tecavüz, ama sorsanız herkes Müslüman, herkes duyarlı.
Öfkeniz sadece Suriyeli olduğu için mi?
Yok suça karşı duyarlıysanız alın işte suç, hem de öyle basit şeyler değil. Çok acımasızız, çok kötüyüz. Biz böyle miydik, biz nasıl bu hale geldik?
Yardımseverlikte, ahlakta, örf olsun din olsun toplumsal ahlaka sahip bir millet değil miydik. Bu elli senede bu derece yozlaşmada çok ileri gittik.
Taktık Suriyelilere onlar gidince problem bitecek, bütün sorunların kaynağı onlar gibi. Yukarıda saydıklarım onlar gelmeden önce de vardı, onlar geldikten sonra da var, onlar gitse de var olacak çünkü kendimize bakmıyoruz. Suçu başkalarına atmakta üzerimize yok. Kendimizi düzeltmiyoruz.
Benim yazdıklarım toplumdaki olayların anca üçte biri. Suriyeliler üzerinden algıyla yapılan yarısı yalan dolan iftira haberlerin belki on katı yirmi katı. Hem de algı değil, iftira değil gerçek. Bunları Suriyeliler yapmadı bizim insanımız yaptı. Biraz aynaya bakmayı öğrenelim, biraz kendimize bakmayı öğrenelim, biraz kendimizi düzeltmeye çalışalım, yoksa dışardan gelenler değil içimizdeki bu yozlaşma, bu kötülük yok edecek bizi…
Kalın selametle !
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Ahmed hasan hicazi
Ahmet Zahit dizdar
Mehlika
Fatma Güler
Hasan Basri Arslan
Revah Fatima
Halil İbrahim Kekeç
Kadriye İSPİR
Murat bekar
Utku