İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in 9 Eylül konuşmasındaki büyük gafı
İzmir Belediye Başkanı'nın 9 Eylül'de yaptığı talihsiz açıklamayı hepiniz bilirsiniz.
Kendisi "100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi" ifadeleriyle büyük tepki çekmişti.
Hatırlarsınız Soyer, Yunanistan krizi patlak verdiğinde de Atina Belediye Başkanı ile poz vermişti.
Soyer'in konuşmalarına sosyal medyada tepki gösterenlere karşı yine muhalif olarak bir kesim tarafından Soyer desteklenerek Sultan Vahdettin'e hain ifadeleri kullanıldı.
Bunun üzerine Sayın Murat Bardakçı tartışmaya dahil olarak çıkarmış olduğu Şahbaba kitabında bu konuyu işlediğini ifade etti.
Ben bundan beş sene önce Sultan Vahdettin'le ilgili ogunhaber.com'da ve sosyal medya hesaplarımda uzun uzun yazılar yazmıştım.
Tarihçilerimiz Sultan Vahdettin'le ilgili doğruları da anlatıyor zaten. Murat Bardakçı'nın Şahbaba kitabında da bu konuya yer verilmiş, okuyabilirsiniz.
Ben bu konuda lafı çok uzatmak istemiyorum tarihçiler gerçekleri yazıyor zaten.
Biz her zaman birleştirici bir dil kullanmaya özen gösteriyoruz. Ocu - bucu , o taraf - bu taraf gözüyle bakmadık. Bütün yazılarımda birlikten, beraberlikten bahsederim. "Bu vatan bizim, bu bayrak bizim, millet olarak bir bütünüz" vurgusunu yazılarımda fazlaca kullanırım.
Burada şunu da ifade etmek istiyorum benim üzerime o kadar çok gidildi ve gidiliyor ki sanki ben Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanı gibi gösterilmek istendim. Ancak asla bunu bende görmezsiniz. Bunu bana asla itham edemezsiniz.
Bizi tanıyanlar, takipçilerim bilir. Selçuklu da bizim, Osmanlı da bizim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bizim.
Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti gökten bir anda inip oluşmadı. 16 devlet kurmuş koskoca Türk tarihinin son devletidir. Bunun içinde Selçuklu da vardı Osmanlı da vardı. Siz kabul etseniz de etmeseniz de bu tarih bizim tarihimiz.
Dünya'nın hiçbir yerinde kendi tarihini bu kadar karalayan, bu kadar yok sayan bir millet göremezsiniz.
Her devletin tarihinde kara sayfalar olur. Bakın Avrupa'ya, bugün medeni dediğimiz milletler medeniliğini geçmişte tarihe kapkara sayfalarla geçmiş sömürgeciliğe borçlu değil mi?
Ama gidin Avrupa'ya geçmişini bu kadar karalayan bir tane Avrupalı göremezsiniz.
Bu durum artık o kadar kabak tadı vermeye başladı ki yaşayan torunların özel hayatlarına saldırıya, tacize kadar girdi.
Evet Sultan Vahdettin bazı hatalar yapmış olabilir Murat Bardakçı'nın dediği gibi, ancak asla bir hain değildi, asla beceriksiz bir Sultan değildi.
Murat Bardakçı benim arkadaşım ve dostumdur. Salı günü yapmış olduğu konuşmanın hepsine katılmıyorum. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışının bir devlet operasyonu olduğunu söylüyor ancak o zaman devletin başında kim vardı?
Bunu açık ve net Sultan Vahdettin olarak ifade etmiyor. Ama arşiv yazıyor, tarih yazıyor. Devlet kimdi, devletin başında kim vardı. Tabi ki Sultan Vahdettin vardı.
Ben tabi ki Bardakçı'nın bazı noktalarda bazı çekinceleri olduğunu düşünüyorum çünkü bazı malum kesim istedikleri yönde konuşmayanlara hemen sosyal medyada linç başlatıyor, itibarsızlaştırma çabasına giriyor.
Hiç önemli değil yazılmış tarih silinmez, arşivlerde hepsi delilli ispatlı duruyor, siyaseti düşmanlığı bir tarafa bırakıp tarihin gerçeklerini okumak isteyen açar okur zaten.
Dostlarım bu tarih bizim, Cumhuriyetiyle, Osmanlısıyla, Selçuklusuyla bu tarih bizim.
Bu Cumhuriyeti kuran paşalar nerden geldi?
Sultan Abdülhamid Han'ın açmış olduğu okullarda yetiştiler, Osmanlı'nın idari sahalarında siyaset yaptılar paşa oldular, delege oldular.
Mustafa Kemal, Osmanlı'nın okullarında okudu subay oldu paşa oldu.
Artık tarihinizle barışın. Bırakın bu ayrıştırıcı dili. Bırakın artık bu milletin değerlerine kutsallarına dil uzatmayı. Bir yandan herkesi kucaklamaktan herkesle helalleşmekten bahsederken, bir yandan sürekli bu milletin kutsallarına tarihine dil uzatmak bu millete karşı ikiyüzlülük değil midir?
Cumhuriyet kurulduğunda daha 1927'de bir kanunname çıkıyor bütün Osmanlı tuğraları yasaklanıyor, siliniyor.
İzmir Belediye başkanı Tunç Soner Yunan kelimesini "biz Yunanı denize döktük" şeklinde kullanamadı.
Hatta Gazi Mustafa Kemal adını bile söyleyemedi. "Gazi Mustafa Kemal buralara kadar düşmanı kovaladı, düşmanı denize döktü" bile diyemedi.
Tunç Soyer, şayet siyasette sirtaki oynamak istiyorsanız bunu gidin Atina'da oynayın, Türkiye Cumhuriyeti'nde değil!
9 Eylül'de biz Yunanlıları denize döktük. Bizim düşmanımız Yunan'dı Osmanlı değil!
Siz kendinizi Yunan hissedebilirsiniz ama bu milletin teveccühünü kaybettiniz.
Siz Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satamazsınız.
Sizin işiniz tarih düşmanlığı yapmak ayrıştırmak değil.
Biz millet olarak bu ifadelerden bu üsluplardan çok sıkıldık.
Umuyorum ki devlet adamları o koltuklara kendilerini getiren milletin değerlerine karşı daha hassas olmaya özen gösterirler.
Kalın selametle!
Görüş ve fikirlerinizi bana sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden iletebilirsiniz.
Kendisi "100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi" ifadeleriyle büyük tepki çekmişti.
Hatırlarsınız Soyer, Yunanistan krizi patlak verdiğinde de Atina Belediye Başkanı ile poz vermişti.
Soyer'in konuşmalarına sosyal medyada tepki gösterenlere karşı yine muhalif olarak bir kesim tarafından Soyer desteklenerek Sultan Vahdettin'e hain ifadeleri kullanıldı.
Bunun üzerine Sayın Murat Bardakçı tartışmaya dahil olarak çıkarmış olduğu Şahbaba kitabında bu konuyu işlediğini ifade etti.
Ben bundan beş sene önce Sultan Vahdettin'le ilgili ogunhaber.com'da ve sosyal medya hesaplarımda uzun uzun yazılar yazmıştım.
Tarihçilerimiz Sultan Vahdettin'le ilgili doğruları da anlatıyor zaten. Murat Bardakçı'nın Şahbaba kitabında da bu konuya yer verilmiş, okuyabilirsiniz.
Ben bu konuda lafı çok uzatmak istemiyorum tarihçiler gerçekleri yazıyor zaten.
Biz her zaman birleştirici bir dil kullanmaya özen gösteriyoruz. Ocu - bucu , o taraf - bu taraf gözüyle bakmadık. Bütün yazılarımda birlikten, beraberlikten bahsederim. "Bu vatan bizim, bu bayrak bizim, millet olarak bir bütünüz" vurgusunu yazılarımda fazlaca kullanırım.
Burada şunu da ifade etmek istiyorum benim üzerime o kadar çok gidildi ve gidiliyor ki sanki ben Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanı gibi gösterilmek istendim. Ancak asla bunu bende görmezsiniz. Bunu bana asla itham edemezsiniz.
Bizi tanıyanlar, takipçilerim bilir. Selçuklu da bizim, Osmanlı da bizim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bizim.
Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti gökten bir anda inip oluşmadı. 16 devlet kurmuş koskoca Türk tarihinin son devletidir. Bunun içinde Selçuklu da vardı Osmanlı da vardı. Siz kabul etseniz de etmeseniz de bu tarih bizim tarihimiz.
Dünya'nın hiçbir yerinde kendi tarihini bu kadar karalayan, bu kadar yok sayan bir millet göremezsiniz.
Her devletin tarihinde kara sayfalar olur. Bakın Avrupa'ya, bugün medeni dediğimiz milletler medeniliğini geçmişte tarihe kapkara sayfalarla geçmiş sömürgeciliğe borçlu değil mi?
Ama gidin Avrupa'ya geçmişini bu kadar karalayan bir tane Avrupalı göremezsiniz.
Bu durum artık o kadar kabak tadı vermeye başladı ki yaşayan torunların özel hayatlarına saldırıya, tacize kadar girdi.
Evet Sultan Vahdettin bazı hatalar yapmış olabilir Murat Bardakçı'nın dediği gibi, ancak asla bir hain değildi, asla beceriksiz bir Sultan değildi.
Murat Bardakçı benim arkadaşım ve dostumdur. Salı günü yapmış olduğu konuşmanın hepsine katılmıyorum. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışının bir devlet operasyonu olduğunu söylüyor ancak o zaman devletin başında kim vardı?
Bunu açık ve net Sultan Vahdettin olarak ifade etmiyor. Ama arşiv yazıyor, tarih yazıyor. Devlet kimdi, devletin başında kim vardı. Tabi ki Sultan Vahdettin vardı.
Ben tabi ki Bardakçı'nın bazı noktalarda bazı çekinceleri olduğunu düşünüyorum çünkü bazı malum kesim istedikleri yönde konuşmayanlara hemen sosyal medyada linç başlatıyor, itibarsızlaştırma çabasına giriyor.
Hiç önemli değil yazılmış tarih silinmez, arşivlerde hepsi delilli ispatlı duruyor, siyaseti düşmanlığı bir tarafa bırakıp tarihin gerçeklerini okumak isteyen açar okur zaten.
Dostlarım bu tarih bizim, Cumhuriyetiyle, Osmanlısıyla, Selçuklusuyla bu tarih bizim.
Bu Cumhuriyeti kuran paşalar nerden geldi?
Sultan Abdülhamid Han'ın açmış olduğu okullarda yetiştiler, Osmanlı'nın idari sahalarında siyaset yaptılar paşa oldular, delege oldular.
Mustafa Kemal, Osmanlı'nın okullarında okudu subay oldu paşa oldu.
Artık tarihinizle barışın. Bırakın bu ayrıştırıcı dili. Bırakın artık bu milletin değerlerine kutsallarına dil uzatmayı. Bir yandan herkesi kucaklamaktan herkesle helalleşmekten bahsederken, bir yandan sürekli bu milletin kutsallarına tarihine dil uzatmak bu millete karşı ikiyüzlülük değil midir?
Cumhuriyet kurulduğunda daha 1927'de bir kanunname çıkıyor bütün Osmanlı tuğraları yasaklanıyor, siliniyor.
İzmir Belediye başkanı Tunç Soner Yunan kelimesini "biz Yunanı denize döktük" şeklinde kullanamadı.
Hatta Gazi Mustafa Kemal adını bile söyleyemedi. "Gazi Mustafa Kemal buralara kadar düşmanı kovaladı, düşmanı denize döktü" bile diyemedi.
Tunç Soyer, şayet siyasette sirtaki oynamak istiyorsanız bunu gidin Atina'da oynayın, Türkiye Cumhuriyeti'nde değil!
9 Eylül'de biz Yunanlıları denize döktük. Bizim düşmanımız Yunan'dı Osmanlı değil!
Siz kendinizi Yunan hissedebilirsiniz ama bu milletin teveccühünü kaybettiniz.
Siz Müslüman Mahallesi'nde salyangoz satamazsınız.
Sizin işiniz tarih düşmanlığı yapmak ayrıştırmak değil.
Biz millet olarak bu ifadelerden bu üsluplardan çok sıkıldık.
Umuyorum ki devlet adamları o koltuklara kendilerini getiren milletin değerlerine karşı daha hassas olmaya özen gösterirler.
Kalın selametle!
Görüş ve fikirlerinizi bana sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden iletebilirsiniz.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Melike Müjde
Cemal KAŞIK
Nurhayat Gökçe
Ali Yanar
Ezgi
Haccac
Rakıf Heybeli
Hacı Osman sener
Mehmet karakuş
Fatih Sultan Mehmet