15 Temmuz, karanlık ellerin ülkeme uzandığı, karanlık güçlerin ülkemi karanlığa çekmek istediği tarih. Bir milat ve ülkem üzerine çöreklenen nice bin yıllık yıllık ihanetin belinin kırıldığı tarih.

Bizler kurtuluş savaşı hikayeleriyle büyümüş bir neslin çocuklarıydık. Masal yerine dedelerimizin kahramanlık hikayelerini dinleyerek büyüdük.



O gece bir kurtuluş savaşıydı yaşanan bu kez hikaye değilgerçeğin ta kendisiydi. Davadan kopmuş kervan peşine düşmüş, nefsinin esiri olmuş,  binlerce senede kurulmuş hiyarerşiyi hiçe sayan ihanet şebekesi ile ilk kez bu kadar yüzleşti millet. Şahit oluyorduk, melekler şahit oluyordu. Gözlerimiz Cumhurbaşkanımızı arıyordu ekranlarda. Dua dua ellerimizi açıp “Allahım devletimizi koru, Cumhurbaşkanımızı koru” diyorduk.

Ve gecikmedi beklediğimiz o ses. ”Kalkın, ve ülkenizi savunun” diyordu halkına. Ve sonrasında destanlar yazılıyordu birer birer. Tarihe geçecek destanlar.. Sanki Çanakkale’den kahramanlar tekrar gelmiş, bir Ömer Halisdemir olmuş,bir İlhan Varank olmuş, bir Mustafa Cambaz olmuş savaşıyordu,can veriyordu.



O gece bedenlerini tankların önüne siper eden kahramanlar vardı, o gece üç yaşındaki bebeğini evde bırakıp ölüme koşan anneler vardı, torununa öleceksek vatan için ölelim deyip sokağa koşan ak sakallı dedeler vardı.



Ve o gece birer birer kırıldı zincirler, kırıldı bu aziz milletin boynuna geçirilmek istenen boyunduruk, 15 Temmuzla birlikte tarihe gömüldü 28 Şubatlar,12 Eylüller...

O gece bir milletin topyekun şahlanışıydı, devletine, vatanına sahip çıkan milyonların Olimpos Dağı çocuklarına indirdiği yumruktu. O gece, Hilal’in şahlanışıydı.

15 Temmuz demek sessiz duran bir milletin gerektiğinde nasıl “arslan”kesileceğinin hainlere gösterilmesidir.

Ertuğrul Gazi Han’ın attığı tohumların son fidanı, ilay-ı kelimetullah davasının son kalesi, mazlumların  koruyucusu bu aziz vatanı karanlığa teslim etmemek için destan yazanlarla tarihe geçti 15 Temmuz.



BAŞARAMAYACAKSINIZ!
BU MİLLETİ BÖLEMEYECEKSİNİZ!
BİRLİĞİMİZİ BOZAMAYACAKSINIZ!