Her incelik bileni "İnce" sanıyoruz, oysa tüccardır çoğu…
İnsan, terbiyesini takdim edip edepsizliğini bu perdenin arkasından tiyatro edeninden de korkmalıdır.
Rezilliğin son perdesi şeyleri gözünü kırpmadan yapacağını anlayıp, sayılı fırtınalardan biri daha geliyor diye edepsize karşı tedbir alana kadar, edep fakiri elini çabuk tutup edeceğini eder... Zira karşınızda edepsizliğine, terbiye kuralları çerçevesinde kalıp ve kılıf uyduran birisi vardır; Maazallah... Edepsiz kişi ne yapar eder, ahlaksızlığını yine gösterir, kendini ele verir. Varoluşunun gereğidir edepsizliği... Konuşurken karşısındakini ısırır gibidir, dudaklar zehirden, dili ateştendir.
Son söylenecek, hatta hiç ağza alınmayacak şeyi pattadanak yüzünüze tokat atar gibi söyler, acımasızdır... Kalp kırmak onun için sıradan bir şeydir, başkasını mutsuz ederek kendi mutluluğunu yapar, pazardan alınmış üç kuruşluk bir çay bardağını yere fırlatır gibi kırar, üzerine basıp da geçer. Edepsiz aynı zamanda gamsızdır, dünyayı dert etmez. Dahası, dünyayı kendisine hediye edilmiş zannıyla yaşar. Her şey ona hizmet etmeli, her zaman her şey onun çevresinde dönmelidir. Bir mecliste, sofrada, cemaatin içinde sohbet mi ediliyor, muhakkak o kalabalığın merkezinde olmalı, onun lakırdısı edilmedi mi surat asmalıdır.
Bu hâliyle has be has bencildir...
Edepsizliğin ilk örnekleri, Kur'ân'da İblîs olarak geçen şeytanın ettikleridir. Şeytanın "edepsizce" davranmasının sebebini Kur'ân, "kibir" olarak nitelendirmektedir. Yaptıklarına bakarsak, şeytanın edepsizliğinde beş cihet görebiliriz:
1-Söz dinlememek,
2-Akıl öğretmeye kalkmak,
3-İftira etmek,
4-Kafa tutmak ve Cedelleşmek.
"Âdem (as)'e secde et" emrine isyanında karar kılan, "Ben daha hayırlıyım." diyerek Alemlerin Rabbi Allah (cc)'a akıl öğretmeye kalkan, özür dilemediği gibi kendisini azdırdığı suçlamasıyla Allah(cc)'a iftira eden, geri plandaki hasediyle: "Niye ben değil de o?" diye sorgulayıp kafa tutan ve de insanlardan "samimi" olanları hariç azdıracağını söyleyerek kinini kusan İblistir.
Eûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm...
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırız!
Allah'a emanet olunuz!
Yorum ve fikirlerinizi sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden bana ulaştırabilirsiniz.
Rezilliğin son perdesi şeyleri gözünü kırpmadan yapacağını anlayıp, sayılı fırtınalardan biri daha geliyor diye edepsize karşı tedbir alana kadar, edep fakiri elini çabuk tutup edeceğini eder... Zira karşınızda edepsizliğine, terbiye kuralları çerçevesinde kalıp ve kılıf uyduran birisi vardır; Maazallah... Edepsiz kişi ne yapar eder, ahlaksızlığını yine gösterir, kendini ele verir. Varoluşunun gereğidir edepsizliği... Konuşurken karşısındakini ısırır gibidir, dudaklar zehirden, dili ateştendir.
Son söylenecek, hatta hiç ağza alınmayacak şeyi pattadanak yüzünüze tokat atar gibi söyler, acımasızdır... Kalp kırmak onun için sıradan bir şeydir, başkasını mutsuz ederek kendi mutluluğunu yapar, pazardan alınmış üç kuruşluk bir çay bardağını yere fırlatır gibi kırar, üzerine basıp da geçer. Edepsiz aynı zamanda gamsızdır, dünyayı dert etmez. Dahası, dünyayı kendisine hediye edilmiş zannıyla yaşar. Her şey ona hizmet etmeli, her zaman her şey onun çevresinde dönmelidir. Bir mecliste, sofrada, cemaatin içinde sohbet mi ediliyor, muhakkak o kalabalığın merkezinde olmalı, onun lakırdısı edilmedi mi surat asmalıdır.
Bu hâliyle has be has bencildir...
Edepsizliğin ilk örnekleri, Kur'ân'da İblîs olarak geçen şeytanın ettikleridir. Şeytanın "edepsizce" davranmasının sebebini Kur'ân, "kibir" olarak nitelendirmektedir. Yaptıklarına bakarsak, şeytanın edepsizliğinde beş cihet görebiliriz:
1-Söz dinlememek,
2-Akıl öğretmeye kalkmak,
3-İftira etmek,
4-Kafa tutmak ve Cedelleşmek.
"Âdem (as)'e secde et" emrine isyanında karar kılan, "Ben daha hayırlıyım." diyerek Alemlerin Rabbi Allah (cc)'a akıl öğretmeye kalkan, özür dilemediği gibi kendisini azdırdığı suçlamasıyla Allah(cc)'a iftira eden, geri plandaki hasediyle: "Niye ben değil de o?" diye sorgulayıp kafa tutan ve de insanlardan "samimi" olanları hariç azdıracağını söyleyerek kinini kusan İblistir.
Eûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm...
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırız!
Allah'a emanet olunuz!
Yorum ve fikirlerinizi sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden bana ulaştırabilirsiniz.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Musa
Süreyya kaya