Çin-Tayvan krizi 3.Dünya savaşının başlangıcı olabilir mi?
Değerli dostlarım,
Dünya dış siyasetinde çok hareketli günler yaşanıyor. Ortadoğu öteden beri kaynayan kazan Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası yaşanan gıda ve enerji krizi bütün Avrupa'yı ve ABD'yi de etkisi altına almış durumda. Avrupa bir yandan enerji kullanım kısıtlamalarına giderken bir yandan stratejik ve politik açıdan çok önemli bir yere sahip olan Türkiye'den arabuluculuk beklemekte.
Türkiye ise bir yanda Ortadoğu'da istikrarın sağlanması için mücadele ederken, diğer yanda dış siyasette çok başarılı adımlar atarak ülkeler arası alanda adından başarıyla söz ettirmekte.
Ortadoğu'da henüz sular durulmamışken geçtiğimiz günlerde bir gerginlik haberi de Güney Asya'dan geldi.
Tayvan ve Çin arasındaki gerginlik aslında çok uzun süren bir geçmişe sahip .
Tayvan'ın Çin' den ayrılma hikayesi 1800'lere dayanmakla beraber nihai bağımsızlık ilanı 2016'dır. Çin bu bağımsızlığı hiçbir zaman kabul etmemiş her zaman Tayvan'ı bir eyaleti olarak görmüştür. Geçmişte her iki ülke arasında gerginlikler yaşansa da ticari açıdan birbirine bağımlı bu iki ülke ekonomik anlaşmalarla bugüne kadar ilişkilerini iyileştirerek gelmişlerdir.
Tayvan, dünya ekonomisinde 21. sıradadır ve mikroçip üretiminin önemli bir kısmını elinde tutmaktadır. Bununla beraber mikroçip üretimi için en önemli ihtiyaç hammaddesi olan kumu Çin'den ithal etmektedir.
Tayvan'ın Asya ticaret yolları üzerinde çok stratejik öneme sahip bir noktada bulunması da Çin için Tayvan'ı vazgeçilmez yapmaktadır.
Bugüne kadar ilişkileri dengede tutan bu iki ülkede ne oldu da bir anda savaş çanları çalmaya başladı?
Dostlarım, bir Kızılderili atasözü var; "Eğer bir nehirde iki balık kavga ediyorsa, bilin ki oradan az önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir."
Durum tam anlamıyla buna uygun ifade edilebilir. Bir İngiliz değil bir Amerikalı müdahalesi ile Güney Asya'da iki ülke savaşın eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Oyun büyük!
ABD'nin Tayvan ilişkileri soğuk savaş döneminden beri devam etmektedir. ABD için Tayvan'ın stratejik konumu çok önem teşkil ediyor ve Çin'in bölgedeki hakimiyetine karşı Tayvan'a desteğini açık açık dile getiriyor.
Son dönemlerde ABD'nin bölgede yaptığı askeri keşif çalışmaları üzerine Çin, Tayvan hava sahasında uçuş ihlalleri yaparak ve uzun süren tatbikatlarla Tayvan'a bir nevi gözdağı vermişti.
Bununla da kalmayıp Tayvan'a yeniden birleşme için gerekirse askeri güç kullanabileceğini de açık açık ifade etmişti.
Güney Asya'da yaşanan bu gelişmeler yeni bir savaşa sebep olursa bu iki ülke arasında kalmayacak gibi görünüyor .
ABD, Çin'in yayılımcı politikasını engellemek amacıyla Tayvan'ı öne sürüp bu savaşa dahil olabilir. Çin -İran -Kuzey Kore üçlüsü de bölgedeki güçlerini korumak adına ittifaktan çekinmeyeceklerdir.
İki ülke arasındaki savaşın dünya çapında yaşanacak büyük bir krize ve kaosa hatta 3. Dünya savaşına evrilmesi işten bile değil. Şu an meydana gelecek bir savaş bütün dünyada insanlığın sonunu getirebilecek senaryoların fitilini ateşleyebilir.
Bu noktada Türkiye'ye diplomatik ilişkilerde çok fazla görev düşmektedir. Her zaman olduğu gibi tarafların masada uzlaşması adına Türkiye'nin tarafsız çabaları faydalı olacaktır.
ABD geçmişte de günümüzde de kana doymayan, sömürgeci, işgalci dış politikaları nedeniyle birçok ülkede yaşanan kaosun, yoksulluğun baş müsebbibidir. Buna dur diyecek ülkelerden biri de Türkiye'dir.
Umalım ki bulanan sular savaşa gerek kalmadan aklıselim ve politik hamlelerle çözülsün.
Allah'a emanet olunuz!
Yorum ve önerilerinizi sosyal medya hesaplarım ve ogunhaber.com üzerinden bana ulaştırabilirsiniz.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.