Pınar Dura Özer

Pınar Dura Özer

İzmir Depremi..

30 Ekim saat 14.51'de İzmir depremiyle tüm Türkiye'de zaman durdu.
İzmir Depremi..
Bu hafta tek izlediğim haber kanalları oldu..
Binaların yıkılmasıyla, bizim de yüreklerimiz yıkıldı.
 
Gözümüz, kulağımız haberlerde,
Hadi bir can daha! Hadi bir can daha!
Canlı çıkacak mı diye bekledik.
 
Elif bebek, Ayda bebek...
Anneler, babalar, çocuklar, dedeler, nineler...
 
Her kurtulanın ardından sevinç göz yaşları, her kaybın ardından acı göz yaşları..
 
En kahredeni ise o molozların, beton sıvaların içinde, zifiri karanlıkta, daracık bir yaşam alanında, günlerce yaşam mücadelesi verenler için, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmek.
 
Sağ kalanların psikolojik travmaları ne olacak?
Kendi sağ çıksa da ailesinden geri kalanları kaybedenler ne olacak?
Evi, odası, hatıraları ne olacak?
Kalplerinde, dinmeyen bir acıyla ve geçmeyecek bir sızıyla yaşamak nasıl olacak?
 
Ateş, gerçekten düştüğü yeri yakıp yıkıyor ve sönmüyor dinmiyor.
 
Onları bu kederden kurtaracak birilerinin ellerini tutacağını umuyorum.
 
Cesaret bulmaları ve cesur olmaları için dua ediyorum.
 
Vücutları uyuşuyorken, zihinleri belirsizken...
 
Ve kendime soruyorum, orada onlar yatarken...
 
Bu trajedi neden oldu?
Ve tüm mutluluğu yok etti.
 
Hayatlar alındı, sevdikleri öldü.
İnsanların boş kalpleri asla doldurulmayacak.
 
Hayatta kalanlar bu hikayeyi anlatacak kadar yaşayacaklar.
Ama diğerleri sonsuz vicdan hesabına girecek.
Bu binaları yapan, projelerine onay veren sorumlular nerede?
Yer yarıldı da içine mi girdiler yoksa utançlarından!..
Bu aslında cinayet değil mi?
 
Kayıplarımızın mekanı cennet olsun.
Geride kalanlara sabır ve başsağlığı diliyorum.
Kurtarma ekiplerinde çalışan tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun.
 
Ya yine olursa..

Yine vurdumduymaz bir müteahhite denk gelirsek?
Sağ kalabilmek için, deprem sırasında kapı boşluklarına girmeyin; depremde o kiriş kırıldığında, birkaç tonluk yük üzerinize düşebilir.

Mümkünse sağlam bir şeyin (kasa, yatak-baza veya koltuk vs) kenarında yere uzanıp mümkün olduğunca küçülüp cenin pozisyonu alıp, başınızı koruyun.

Bu sayede, zemin ile koltuk arasında oluşan o küçük alan, bir ihtimal hayat üçgeniniz olabilir.
 
Sağlıcakla Kalın.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Selma Yürür
    ençok da iç acıtan çocuk oyuncakları ve ertesi gün okumak için ucu kıvrılmış kitaplar enkazda yok olan hayatlar...sebep olanların ocağına ateş düşsün..
  • Fatma Çavuş
    Pınar hanım,gayet güzel özetlemişsiniz duygularımızı ve olanları,ben uzun zaman manavkuyu da oturdum oranın yerlisi diyebileceğimiz eski oturanları şu an ki büyük binaların olduğu yerlerin bamya ve sebze tarlası olduğunu söylerlerdi yani tarım arazisi,yapılan binaların temelini kazarlarken şahit oldum bir çok kez harfiyattan bir tane taş çıkmazdı,kısaca tarım arazilerine bina yapmak en büyük yanlış.
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı