Haftanın yerli dizisi: Kardeşlerim
Dört kardeşin, aynı gün trajik bir şekilde anne ve babasını kaybetmesiyle başlayan bir öyküsü var.
İlk bölümü o kadar acıklıydı ki, izleyenler ağlamaktan perişan olmuştur kesin.
Acıklı sahnelerin biri bitiyor, biri başlıyor.
Hiç boş yoktu.
Hastane sahnesi, cenaze sahnesi, ebeveynsiz kalan çocukların evlerinden çıkarılması gibi acı dolu sahnelerden sonra "Hah tamam bitti... nihayet iyi bir şey oldu, amcaları sahip çıkacak şimdi" diyorsun, fakat ne mümkün!
Bu sefer de yengeleri çocukları istemiyor ve çocukların, evin dışındaki bir kümeste kalmalarıyla dizinin ilk bölümü sonlanıyor.
Bu kardeşleri izleyen herkesin, onlara karşı büyük bir şefkat ve merhamet hissi duymaması mümkün değil.
Senaryoda, acının, üzüntünün, fakirliğin, çaresizliğin ne olduğunu görüyorsunuz.
Beş parasız öksüz ve yetim kalan kardeşlerin kırılmış ümitlerinin hüznüne şahit oluyorsunuz.
Biraz ajitasyona kaçmış, bu sahneleri biraz kanırtmışlar ama yurdum insanı duygu sömürüsünü ve duygusal abartıyı, duygusal infilakları pek seviyor. "Oh be yahu...doya doya ağladık" diye tweete rastladım.
İzlerken insanın yüreğini bu denli burkan bir hikayeye, en son Tarık Akan ve Halit Akçatepe'nin başrollerini paylaştığı "Canım Kardeşim" filminde görmüştüm.
Zaten tahminim; oldukça yakın hikayeler.
Benziyor sanki.
Dizide ayrıca kullanılan müzikler de çok başarılıydı.
Candan Erçetin'in söylediği "Annem Annem" ve Ahmet Kaya'nın söylediği "Penceresiz Kaldım Annem" şarkıları kullanılmıştı mesela.
Kısacası dramı sağlam bir iş ortaya çıkmış.
İlk bölüm reytingleri de güzel gelmiş.
Tüm ekibin yolu açık olsun.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.