Deprem ve ardından oluşan acı tablo..
Özellikle son yıllarda sürekli depremlerin ard, arda olması toplumda korkuya neden oluyor. Çünki bölgesel değil Türkiye’nin hemen, hemen her bölgesinde sarsıntılar meydana geliyor...
1999 yılındaki 17 Ağustos Marmara depremindeki büyük yıkımdan sonra bir çok kez deprem yaşandı. En son Elazığ Sivrice merkezli deprem maalesef yine can kayıpların olmasına neden oldu...
Depremin ilk dakikaları itibari ile gerek Afad, gerek Kızılay başta olmak üzere Devlet tüm imkanları ile bölgeye intikal etti. Deprem başta olmak üzere tüm doğal afetlerin her an olabileceği bilinciyle hareket etmemiz gerekir. Deprem riskinin hemen, hemen her bölgemizde olabileceğini bilmemiz gerekir. Özellikle olası İstanbul Depreminin oluşturacağı zaayitı iyi hesap edip önlemleri ona göre almamız gerekiyor...
Deprem gelmeden önlem alınmazsa Allah muhafaza felaketin bilançosunu hesap dahi edemiyoruz. Çarpık yapılaşma başta olmak üzere her alanda tedbir almak zorundayız...
Son Elazığ depremi bizlere bir kez daha gösterdi ki, yıkılan binalar ve evler, imara uygun olarak inşaa edilmeyen yapılar olarak karşımıza çıktı. Zemin etüdü başta olmaz üzere her türlü sağlamlık testlerinin yapılmadan yapılan binaların maalesef yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya gelebileceğini özellikle vurgulamak istiyorum...
Deprem bir afettir. Sonuçları malesef çok ağır oluyor. Mesela bir fotoğraf paylaşmak istiyorum. 1999 Gölcük,
2020 Elazığ depremlerinin, aradan geçen onlarca yıla rağmen
Acının fotoğrafının aynı olduğu ve değişmediği ile ilgili. Bu fotoğraf gösteriyor ki. Acı ve keder aynıdır. Bu afetlerden daha çok etkilenmemek ve en az hasarla atlatmamız bizim elimizde diye düşünüyorum. Yuvalarımız, mezarımız olmasın çağrısında bulunuyorum...
Başımız sağolsun.. Allah beterinden korusun hepimizi inşallah...
Son bir söz "sosyal medyada yapılan paylaşımların, insaflı ve insanı boyutlarda olmalıdır. Spekülatif haberler ile toplumda panik havası oluşturmamak gerekir..."
Selam ve dua ile...
1999 yılındaki 17 Ağustos Marmara depremindeki büyük yıkımdan sonra bir çok kez deprem yaşandı. En son Elazığ Sivrice merkezli deprem maalesef yine can kayıpların olmasına neden oldu...
Depremin ilk dakikaları itibari ile gerek Afad, gerek Kızılay başta olmak üzere Devlet tüm imkanları ile bölgeye intikal etti. Deprem başta olmak üzere tüm doğal afetlerin her an olabileceği bilinciyle hareket etmemiz gerekir. Deprem riskinin hemen, hemen her bölgemizde olabileceğini bilmemiz gerekir. Özellikle olası İstanbul Depreminin oluşturacağı zaayitı iyi hesap edip önlemleri ona göre almamız gerekiyor...
Deprem gelmeden önlem alınmazsa Allah muhafaza felaketin bilançosunu hesap dahi edemiyoruz. Çarpık yapılaşma başta olmak üzere her alanda tedbir almak zorundayız...
Son Elazığ depremi bizlere bir kez daha gösterdi ki, yıkılan binalar ve evler, imara uygun olarak inşaa edilmeyen yapılar olarak karşımıza çıktı. Zemin etüdü başta olmaz üzere her türlü sağlamlık testlerinin yapılmadan yapılan binaların maalesef yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya gelebileceğini özellikle vurgulamak istiyorum...
Deprem bir afettir. Sonuçları malesef çok ağır oluyor. Mesela bir fotoğraf paylaşmak istiyorum. 1999 Gölcük,
2020 Elazığ depremlerinin, aradan geçen onlarca yıla rağmen
Acının fotoğrafının aynı olduğu ve değişmediği ile ilgili. Bu fotoğraf gösteriyor ki. Acı ve keder aynıdır. Bu afetlerden daha çok etkilenmemek ve en az hasarla atlatmamız bizim elimizde diye düşünüyorum. Yuvalarımız, mezarımız olmasın çağrısında bulunuyorum...
Başımız sağolsun.. Allah beterinden korusun hepimizi inşallah...
Son bir söz "sosyal medyada yapılan paylaşımların, insaflı ve insanı boyutlarda olmalıdır. Spekülatif haberler ile toplumda panik havası oluşturmamak gerekir..."
Selam ve dua ile...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.