Sivil Darbe Suç Sayılmaz(!)
AK Parti mart ayı sonuna kadar meclise getirmeyi düşündüğü Anayasa değişikliği paketine son şeklini verdi. Hukukçu kurmayları ile bir araya gelen Başbakan Erdoğan'ın onayından sonra, paket muhalefet partilerine iletilecek. Paketteki en önemli değişiklikleri kapsayan maddeler ise HSYK nın üye sayısının arttırılması, parti kapatmanın zorlaştırılması(!), Askere sivil yargı yolunun açılması gibi önemli rutuşlar var.
Paketteki en önemli düzenleme ise,15.ci maddenin tamamen kaldırılması..
12 Eylül darbecilerinin dokunulmazlık kalkanı olan madde kaldırılırsa eğer,1 2 Eylül mağdurları, (gerek sağ görüşlü, gerekse sol görüşlü parti mağdurları) ihtilalci generallere dava açacaklarnı söylediler. Demokratik bir ülkede(!), Ergenekon Terör Örgütü adı altında, darbe girişimcileri cezalandırılıyorsa, geriye dönük darbe yüzünden yıllarca cezaevinde yatmış, işkenceler görmüş, vatandaşlık hakları ellerinden alınmış, kamu yasaklısı olarak hayat standardı kısırlaştırılmış olan insanların, haklarını araması, hem cezai hem hukuki yönden tazmiatlarını istemeleri, ''demokratik'' hakları dır... etik olarak olması gereken bu dur ancak; 12 Eylül darbesi, ülkede terör olaylarının çoğalması, sağ sol davaları yüzünden bir çok vatandaşın öldürülmesi, ülkede huzurun bozulmuş olması yüzünden yapılmıştır. Fakat amacı her ne olursa olsun ''darbe'' bir Ülkenin yüz kızartıcı geçmişidir, Demokrasiye sıkılmış bir kurşun gibidir. Demokrasiyi tabiki yok etmez fakat ciddi hasarlar bırakabilir. Darbeler, daima ülkenin iyiliği için yapılmıştır fakat çok büyük zararlara da yol açmıştır. Demokrasi ile yönetildiği düşünülen bir ülke için, gercekten acı bir tablodur.
İşin ilginç tarafı, Ergenekon Terör Örgütü davası başladığından beri hükümete yönelik ''12 Eylül darbesini yapanları yargıla'' diyerek eleştirilerde bulunan muhalefet partilerinin, bu yeni Anayasa değişikliği paketine destek vermeyecekleridir..
Bu çelişkili durumu kimsenin anlaması mümkün görülmemektedir. Tabi bu durumda ( neden şimdi fikir değiştirdiklerini izah ederlerse ayrı), halkın muhalefete güvenide azalmaya başlayacaktır.
İronik bir duran bir saçmalık ise; ''Türkiyede darbe yapmak suç değil, darbe yapmaya çalışmak suç'' mesajını vermeye çalışan, 12 eylül'cüler yargılansınmı? sorularına ''komik şeyler bunlar'' diyebilen iktidarın söylemleridir.
Anayasa'da yapılacak değişikliklerin iktidara olan menfaatlerini düşündükçe, ülkemizin, içinden çıkılamaz bir kaosa sürüklendiği gözle görülür bir gerçek.
HSYK nın yapısının değişmesi, yargıdaki sorunların en önemli kaynağı olması nedeni ile, olması gereken düzenlemedir. Ancak; kurulun üyelerinin de 21'e çıkarılması için atamaları Cumhurbaşkanı'nın yapması ''acaba'' sorularını akıllara taşımıyormu?
Ak Partinin kapatılması tartışılırken, Anayasa'daki değişikliklerde parti kapatmanın zorlaştırılacağı düzenlemesi yine bir soru işareti bırakmıyormu?
Askeri her yönden sıkıştıran, halkın gözünde itibar kaybetmesine sebep olan iktidarın, Askere sivil yargı yolunun genişletilmesi düzenlemesi ise, Askere yapılmış sivil darbe değilmidir?
Anayasa değişikliği, Akademik camianın yardımlarıyla ve destekleriyle yapılmış olsaydı sevindirici bir eylem olabilirdi. Bu şekilde olduğunda ise, halkın daha sarsılmasına ve korkmasına sebep olan bir durumdur.
Kısacası; Anayasadaki bu düzenleme, hem iktidar için hemde muhalefet için bir Demokrasi sınavıdır.
Paketteki en önemli düzenleme ise,15.ci maddenin tamamen kaldırılması..
12 Eylül darbecilerinin dokunulmazlık kalkanı olan madde kaldırılırsa eğer,1 2 Eylül mağdurları, (gerek sağ görüşlü, gerekse sol görüşlü parti mağdurları) ihtilalci generallere dava açacaklarnı söylediler. Demokratik bir ülkede(!), Ergenekon Terör Örgütü adı altında, darbe girişimcileri cezalandırılıyorsa, geriye dönük darbe yüzünden yıllarca cezaevinde yatmış, işkenceler görmüş, vatandaşlık hakları ellerinden alınmış, kamu yasaklısı olarak hayat standardı kısırlaştırılmış olan insanların, haklarını araması, hem cezai hem hukuki yönden tazmiatlarını istemeleri, ''demokratik'' hakları dır... etik olarak olması gereken bu dur ancak; 12 Eylül darbesi, ülkede terör olaylarının çoğalması, sağ sol davaları yüzünden bir çok vatandaşın öldürülmesi, ülkede huzurun bozulmuş olması yüzünden yapılmıştır. Fakat amacı her ne olursa olsun ''darbe'' bir Ülkenin yüz kızartıcı geçmişidir, Demokrasiye sıkılmış bir kurşun gibidir. Demokrasiyi tabiki yok etmez fakat ciddi hasarlar bırakabilir. Darbeler, daima ülkenin iyiliği için yapılmıştır fakat çok büyük zararlara da yol açmıştır. Demokrasi ile yönetildiği düşünülen bir ülke için, gercekten acı bir tablodur.
İşin ilginç tarafı, Ergenekon Terör Örgütü davası başladığından beri hükümete yönelik ''12 Eylül darbesini yapanları yargıla'' diyerek eleştirilerde bulunan muhalefet partilerinin, bu yeni Anayasa değişikliği paketine destek vermeyecekleridir..
Bu çelişkili durumu kimsenin anlaması mümkün görülmemektedir. Tabi bu durumda ( neden şimdi fikir değiştirdiklerini izah ederlerse ayrı), halkın muhalefete güvenide azalmaya başlayacaktır.
İronik bir duran bir saçmalık ise; ''Türkiyede darbe yapmak suç değil, darbe yapmaya çalışmak suç'' mesajını vermeye çalışan, 12 eylül'cüler yargılansınmı? sorularına ''komik şeyler bunlar'' diyebilen iktidarın söylemleridir.
Anayasa'da yapılacak değişikliklerin iktidara olan menfaatlerini düşündükçe, ülkemizin, içinden çıkılamaz bir kaosa sürüklendiği gözle görülür bir gerçek.
HSYK nın yapısının değişmesi, yargıdaki sorunların en önemli kaynağı olması nedeni ile, olması gereken düzenlemedir. Ancak; kurulun üyelerinin de 21'e çıkarılması için atamaları Cumhurbaşkanı'nın yapması ''acaba'' sorularını akıllara taşımıyormu?
Ak Partinin kapatılması tartışılırken, Anayasa'daki değişikliklerde parti kapatmanın zorlaştırılacağı düzenlemesi yine bir soru işareti bırakmıyormu?
Askeri her yönden sıkıştıran, halkın gözünde itibar kaybetmesine sebep olan iktidarın, Askere sivil yargı yolunun genişletilmesi düzenlemesi ise, Askere yapılmış sivil darbe değilmidir?
Anayasa değişikliği, Akademik camianın yardımlarıyla ve destekleriyle yapılmış olsaydı sevindirici bir eylem olabilirdi. Bu şekilde olduğunda ise, halkın daha sarsılmasına ve korkmasına sebep olan bir durumdur.
Kısacası; Anayasadaki bu düzenleme, hem iktidar için hemde muhalefet için bir Demokrasi sınavıdır.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.