Nalan Erbaş

Nalan Erbaş

Değer zamanında verilmeli..

Sonuçta insanız. Yani her duruma müsait duygular barındırıyoruz içimizde. İyi, kötü ne varsa hepsi ruhumuzda mevcut. İnsan olabilmekteki meziyette tam burada başlıyor.
Değer zamanında verilmeli..
İyi tarafımızı beslersek iyi insan, kötü tarafımızı beslersek kötü İnsan oluyoruz. Maalesef nefs denen duygu da nöbet bekliyor. Yanlışlar yapmamızı bekliyor. Nefsimizi kontrol altına alabilirsek, yolumuza yön veriyoruz.

Her ne kadar gelecekteki yaşantımızın yolunu çizmekte geçmişimizin, ailemizin, çevre faktörünün, eğitimimizin, ekonomik durumumuzun, arkadaşlıklarımızın etkisi olsada, sonuçta bu bir tercih meselesidir. En önemli olanı da bu aşamada bize iyi yönde emek verenlere vefa meselesidir.

Emek vermeden elde edilen, bedel ödenmeyen, çaba gösterilmeyen şeylerin kıymeti ancak kaybedince anlaşılıyor. Bir şey için emek veriyorsan onu korursun, kollarsın, gözünden bile sakınırsın. Senin için verilen emeklere de aynı şekilde özenli davranırsın. Davranmalısın yani. Kaybettiğinde asla bir daha aynı kıymeti bulamazsın.

Aşk'ta, arkadaşlıkta, dostlukta, iş ilişkilerinde değer görmediğin insanlara verdiğin önem ziyandır! Belki de sınavdır tecrübe kazanmak için.

Elimizdekileri hiç kaybetmeyecekmişiz gibi gelir. Sahip olduklarımızı kaybedene kadar da bizim hayatımızdaki yerini fark etmeyiz. Bizi sevip emek verenleri, her durumda yanımızda olanları cepte sayarız. En çok onları yıpratır, en çok onları üzer, en çok onları kullanır, en az onlara değer veririz. Biliriz sevgilerinin karşılıksız ve samimi olduğunu. Dibine kadar sömürürüz. Sanki bu onların göreviymiş gibi de kendimizi aklarız. Bilmediğimiz şey bir gün onların da uyanacağı ve usanacağıdır. Eğer karşılık beklerlerse "yapmasaydın" der vicdanımızı rahatlatırız. Onlara vermediğimiz değeri gider hiç hak etmeyen birilerine veririz. Zamanında vermediğimiz o kıymet bir gün nefrete dönüşür, hatta düşmanlığa.. Böyle böyle ateşlenir şiddetin fitili..

İnsan sevildiği, önemsendiği ve etrafında ona inanan insanlar olduğu sürece huzurludur, mutludur. Bize değer verenleri kırdıktan, üzdükten, yarı yolda bıraktıktan sonra kazansak ne olur? Kendimizi nasıl önemseriz ve adamım deriz?

Bu dünyaya kimse ölümsüz gelmedi. Giderken yanımızda hiç bir şey götüremeyeceğiz. Bize öbür dünyada lazım olan tek şey yaptığımız iyilikler, biriktirdiğimiz "Allah razı olsun"lar. Bu dünyada ne kadar para kazandığımızın, ne kadar malımız olduğunun hiç bir önemi yok. Önemli olan bize bu dünyada nasip olan nimetleri nasıl kullandığımız, ne kadar insanla paylaştığımız. Kaç kişinin yarasına dokunduğumuz. Merhametimizi ve adalet duygumuzu nasıl yönettiğimiz..  

İnsan elindekinin kıymetini zamanında bilmeli. İşini zamanında yapmalı, sevgisini zamanında göstermeli, zamanında destek olmalı, zamanında mutlu etmeli! Kırılan şeyler tamir edilse de eskisi gibi kusursuz olmuyor. Zamanında verilmeyen değer' in ayarı düşük olur. İstediğimiz kadar çırpınsak da olmaz. Olsa olsa vicdan azabıyla yapılan günah çıkartma olur. 

Hepimiz zaman zaman vefasızlıklar, nankörlükler yapabiliriz. Önemli olan hatalarımızı erken fark etmek. Yoksa karşımızdakini öldürdükten sonra mezarına çiçek bırakmanın hiç bir anlamı olmaz!

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Ömer Dinc
    Cok dogru Ablam insanların yasadıklarını basına neler gelebileceğini cok güzel bir sekilde kaleme almışsınız yureginize saglık
  • Selım KİNDİK
    Süper. Kıssadan hisseler.
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı